arpacık tedavisi için eczacıya dert yandığımda bana önerdiği merhemcik. 5 gramlık tüp halinde satılıyor. başka bir adı var mı bilmiyorum bizim memlekette tüpe tüp derler. bu kremin pek tesir ettiğini söyleyemem şu anki 4 saatlik kullanımım sonucu. umarım akşama bütün bu yazdıklarımı yalarım temizlerim buz gibi ederim.
tam anlamıyla safsatadır, gerizekalıca abuk subuk bir iddiadır. bazı sapienscanlar tarafından evrim teorisinin özeti olarak görülen "insan maymundan geldi" cümlesi aslında bu cümleyi söyleyenin maymunluğunun bir ispatı olup asla ve asla "insan ve maymun ortak atadan türediler" cümlesinin yerini tutmaz.
çiçekli böcekli şirin mi şirin sayfalarla, comic sans ms ile çocuklara yaratılışı açıklayan, darwin'in ne biçim bir kötü kalpli kurt, pinokyo, kötü kalpli cadı olduğunu öğreten eğlenceli ismi lazım değil sayfası.
dinlerde kadın sürekli olarak erkekten daha aşağıda tutulmuştur. bunun nedeni pagan ve şaman dinlerindeki üretken doğa ana kavramıyla özdeşleşen kadını alçaltarak bu inançları da alçaltmak, dini yüceltmektir. ataerkil bir sistemde bulunan dinlerde ki bunlar şimdiki üç büyüklerdir kadın erkekten daha düşük öneme sahiptir.
dinci ve yobazlar tarafından artı ya da eksi oylanmak istemeyen yazarın isteğidir. bir nevi allahın yobazı ile benim oyum bir mi demeye getirmedir. dülgerbob aysunkayacıdır.
psikoanalizin babası ünlü psikoanalist sigmund freud'un doğum gününde google logosunun alacağı şekildir. az çok tavs,ye verilebilir google grafikerlerine ancak konulması uygun olmaz tabi.
kıbrıslırumların adadaki ingiliz yönetimine karşı başlattığı isyandı.
adada o dönemlerde daha kültürlü, daha eğitimli olan taraf rumlar olduğundan ingiliz yönetimine karşı daha tepkili olmalarına sebep olmuştur. zaten büyük çoğunluğu çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşan türkler adadaki cahil kesim olduğundan iniglizler tarafından kontrolleri ve yönetilmeleri daha kolaydı. kıbrıslırumlar, bağımsızlık ve milliyetçilik duygularıyla hareket ederek adadaki ingiliz yönetimine karşı isyan başlatıp yunanistan'a bağlanmak istediler. bunun üzerine ingiliz yönetimi de kıbrıslıtürkleri isyanları önlemeleri için polis olarak işe aldı. şüphesiz çıkan çatışmalarda iki tarafın kini birbirlerine döndü ve sonunda ingilterenin böl ve yönet politikası amacına ulaştı.
işte sayın uludağsözlük. bütün olay bu.
edit: bu başlık altında 31 çekmek esprisi yapan öküzdür.
sadece sözlükteki ateistleri değil panteistleri, deistleri, agnostikleri, pastafaryanistleri de bünyesi altında toplayan dernektir. uludag gibi bir yeşil sözlükte bu yazarların üzerindeki baskıyı hafifletmeyi amaçlar.
bu nedir sözlük amuagoyyum. kesinlikle ama kesinlikle efsane, ilginç olay, mistik zamazingolar okurken arka planda çalmasına müsade etmeyin. özellikle ikinci parçası adamın ağzına sıçar böyle şeylerle birleşince. özellikle bir de evde yalnızsanız ve geceyse. ı ıh yapmayın sakın. 3.5 3.5 giriyorum bu entryi sırf kafam dağılsın diye. naptın be nick mason..
sevgiliyi şaşırtmak ve klasik bir hediye beklerken ya da hiç bir şey beklemezken ters köşeye yatırmak için yapılabilecek bir adımdır. ardından mantıklı bir wsevgili hareketin ne kadar mantıklı olduguna aldırmadan o ağacı monte eder, bilemedin kafasına vurur adamın.
iki kelimeyle özetlersek kafa siker. iki dit dit ile halledilebilecek bir mesaj bildirim sesini 20 küsur dakikalık eşşek kadar progressive rock yapmak neyin nesidir anlaşılamayandır. kafasına albatros sıçsın bunu yapanın.
firefox u çaycı olarak düşünen zihniyetin fantezisidir. firefox geliştiricileri de buna dünden razı olacak ki türkçe sağ tuş menüsüne tazele diye bir seçenek koymuşlar ingilizcedeki refresh in karşılığı olarak. tabi adamların suçu yok burda ne diyem mahmut mu diyem? demeleri işten bile değildir ama birden tazele yazısını örmek soğuk kış gecelerini hatırlattı bana. ayrıca soğuk çay derdi olmaz böyle bir durumda. çaylar da bildiğin tavşan kanı olur yani. çiftlik falan soyar bu ibne.
vista ile birlikte gelen pinball benzeri bir oyun. amaç topları aynı renkteki deliklere sokmak. mouse ile tıklaqyarak mrekkep lekesi noktası bırakabilirsiniz. ya da mouse un sol tuşuna basılı tutup sürükleyerek mürekkep lekesi bırakabilirsiniz toplar bu lekelere çarptığında yön değiştirirler. gayet hoş ve basit bir oyun. beni çok feci sardı. touchpad illetine rağmen oynuyorum.
sevimli bir facebook oyunu ve aynı adı taşıyan application'ı. amaç çiftlik oluşturup bişeyler ekmek, bunların hasadını yapıp satarak para kazanmak. diğer arkadaşlarınızın çiftliklerinden bişeyler çalıp satabilirsiniz. girin görün derim ben. son derece hoş bir oyun.
çok tanrılı dinlerin aksine tekbiregemen gücün olduguna inanılan dinlerdir. çeşitli görevleri yerine getiren tanrılar yerine çeşitli görevleri yerine getiren melekler vardır. bu bakımdan çok tanrılı dinlerin üzerinde biraz oynanmış halidir.
Madde 88- Türkiye'de din ve ırk ayırdedilmeksizin vatandaşlık bakımından herkese Türk denir.
1961 anayasası:
Madde 54- Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.
1980 anayasası:
MADDE 66; Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.
görüldüğü gibi 1924 anayasası türkiyede yaşayan diğer halkları görmezden gelmiyor. sadece vatandaşlık bakımından herkesin türk oldugunu söylüyor. ancak bu durum 61 ve 80 anayasalarında kişilerin etnik kökeni hiçe sayılarak "herkes türktür"1 demeye getiriliyor. bu yönüyle ironik bir biçimde sonraki anayasalardan daha çağdaştır. ha 61 ve 80 anayasalarında bahsedilen "türk devleti" de türkiye midir bilinmez tabi. nitekim tek türk devleti türkiye değil bildiğiniz gibi.
2009 darwin yılı dolayısıyla bilim ve teknik mart sayısında darwin'i kapak yapmış, ancak daha sonra bu kapak değiştirilmiş ve editörünün görevine son verilmiş. daha sonra yapılan açıklamalarda editör çiğdem atakuman'ın farklı nedenlerden dolayı görevden alındığını, darwin yazısında eksiklikler olduğunu, bu eksikliklerin giderilip darwin'in kapak konusu olacağı sayının bir sonraki sayı olacağı söylenmişti. ancak aradan geçen 2 ayda darwin kapak konusu yapılmadı. bunun üzerine az önce ntvmsnbc com'da gezerken new scientist'in konuyu ikinci kez ele aldığını gördüm. kullandığı resim dikkatimi çekti.
resimde darwin'in türlerin kökeni kitabı, üzerinde ay yıldız olan bir fes tarafından örtülüyor. daha fazla bir şey söylemek istemiyorum. karikatür herşeyi anlatmış anlayanlara.
kıbrıslıtürk ve kıbrıslırum olmak üzere ikiye ayrılır. dil ve çoğunlukla din dışında adanın öz-hakiki evlatlarının gerek dış görünüşlerinde gerekse aksanlarında pek bir fark yoktur.
dogmalardan kaçamamaktır. bunu yapan arkadaşlar kendilerinin ayrıcalıklı oldugunu, tanrı'nın kendi türleriyle* özel olarak ilgilenip bütün canlılardan ayrı tuttuğunu ve bizzat kendi elleriyle yarattığını düşünürler. burda işin içine insanın kendisini değerli görme eğilimi devreye giriyor. bir şekilde kendi duygularını tatmin etmek için diğer canlılardan farklı oldugun, tanrının sevdiği, biriciği olduğunu düşünmek istiyor.
ortaçağ'da ve öncesinde dünya nın düz olduguna, gökyüzü ve güneş'in dünya etrafına döndüğüne inanılıyordu. yani insanlar kendilerini evrenin merkezine koymuşlardı ayrıcalıklı hissetmek için. ama gelin görün ki bunun böyle olmadığı artık biliniyor. daha sonra insan dünya'yı güneş sisteminin merkezinde düşündü ayrıcalıklı hissetmek için. ama gelin görün ki durum böyle değil. daha sonra güneş sistemini samanyolu galaksisinin merkezinde düşündü. ama gelin görün ki durum böyle değil. sonra samanyolu galaksisinin evrenin merkezinde oldugu düşünüldü ki böyle oldugunu da hiç sanmıyorum. bunları neden söyledim? bunlar insanın kendisini sürekli bir şeylerin merkezinde görme eğilimini en çarpıcı gösteren örnekler. konuyla ne alakası var? evet var. insan kendini canlıların merkezine koydu bu durumda. kendini ayrıcalıklı ilan etti, evrimi reddedip tanrı'nın insanı yarattığını savunmaya devam ediyor.
bununla birlikte evrim denen gerçeği tamamen reddediyor. evrim gerçektir. ve her yerdedir. evrim'e inanıyorum diyenler bundan sonrasını okumasa da olur.
evrim'e inanmıyorum diyenler gelin bakalım.
düşünün. 1920 lerin türkce'si nasıldı? konuşulan dil nasıldı? daha sonra bir de dönüp 70 lerin türkiyesine bakın. bazı gazate ve dergi arşivlerinden bakabilirsiniz bunlara mesela. sonra bir de dönüp şimdiki türkçe'ye bakın. bakın ve değişim var mı yok mu görün. ee bu dil ile ilgili hani maymunlar felan diyenlere de evrim in sadece evrim teorisinden ibaret olmadığını hatırlatırım. ama isterseniz bir de hayvanlı evrimden bahsedeyim.
hatırlayın, ortaokul 2 ya da 3. mendel, bezelyeler falan. naptı bu adam? bezelyeleri çaprazladı. kırmızı ve pembe bezelyenin çaprazlanmasıyla pembe bezelye elde etti falan. ee nerede hayvan diyenler biraz beklesin. konumuz çaprazlama. yani anne ve babanın genetik kombinasyonunun çocuğa aktarılması.
genetiği inkar edecek kadar ilerleyebileceğinizi tahmin etmiyorum. herkes birbirinden farklı taktir edersiniz ki. buna da kimsenin itiraz edeceğini sanmıyorum. genetik bir sorun nedeniyle 3 gözlü doğan bir erkek çocuğu hayal edin şimdi. bunlar olan şeyler malumunuz. bu bireyimizin adı master yoda'ya ithafen yoda olsun. neyse, küçük yoda mız gün gelir büyür ve birine gönül verir. kız da buna karşı boş değildir ve evlenirler. çocukları olur. aa o da ne. normal bir bebek. neyse ilerleyen zamanlarda tekrar kolları sıvarlar bir çocuk daha yaparlar. oh mon dieue, bu çocuk 3 gözlü!!! sonra bir çocuk daha yaparlar. aaaa bu çocuk da 3 gözlü. bak şu işe. daha sonra yodagillerden küçük 3 gözlü çocuklar da evlenir ve onların da 3 gözlü çocukları olur.. uzun vadede 3 gözlü insan populasyonunda iki gözle de görülebilecek bir artış olur malumunuz. bu senaryoya kimsenin itirazı yoktur sanırım. kalıtsal değişikliğin nesilden nesile aktarılması olayı bu.
ee peki evrim? türlerin farklılaşması? tamam bak şimdi. 1 yoda dan 2 yoda çıkması 30 yıl yukarıdaki örnekte. dünyanın yaşı 4.5 milyar yıl. bu 4.5 milyar yıl da ne gibi farklılıklar olabileceğini sadece hayal gücüne bırakıyorum. 30 değil, 300 değil, 3000 değil, 30000 değil, 300000 değil, 3000000 değil, 30000000 değil, 300000000 değil, 300000000 değil, 3000000000 değil 4500000000 yıl.