duality
198 (mavi jojoba tanesi)
ikinci nesil silik 2 takipçi 15.40 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    turk ailesi ve televizyon

    1.
  1. televizyon zararlıdır.genel olarak programların zararı söz konusudur.sadece dizilere yüklenememekle birlikte en büyük pay da diziler ve kadın programlarınındır.

    ortalama bir türk ailesini alalım.işçi lise mezunu baba,ev hanımı orta okul mezunu anne, ilkokul 2.sınıf öğrencisi bir çocuk.

    bir ailede onu ayakta tutan tek insan vardır bence efendim.anne.bakıyoruz annemiz gün boyunca napıyor?

    çok da emin olmamakla ve kıçımdan da sallayarak sölüyorum,
    planı şöyledir;

    kalk.
    adamı uyandır.
    çocuğu uyandır.
    kahvaltı hazırla
    yedir,giydir,gönder.
    bi ara da akşam için yemek hazırla.

    bir ev hanımının ortalama hayatı bu seviyede geçse gerek.bu işlerden geri kalan zamanlarında da canı sıkılır doğal olarak
    açar televizyonu;
    çocuklar evden gitti,sessiz.

    aydın başlar.anne de bakmaya başlar,bakar,bakar,düşünmez,bakar,düşünmez,bakar,düşünmez,güler,bakar,şaşırır,seda sayan açar,
    bakar,düşünmez,bakar,bakar,düşünmez,güler,bakar,şaşırır,düşünmez,bakar,bakar,bakar...
    öğlen olduğunu gün ortası haber bülteninden anlar.kendine gelir.sorumluluklarının farkına varır kalkar akşam için yemek yapar.

    işi biter gelir gene oturur tv başına;
    "serap ezgü ile anayasa'nın 20. maddesi ile kişiye tanınan özel hayatın gizliliği ilkesi ihlalleri"adlı program başlar.
    anne bakar,düşünmez,bakar,düşünmez,şaşırır,bakar,düşünmez,bakar,bakar,bakar...
    öğlen çocuk gelir.o da anneye katılır.beraber bakarlar,beraber düşünmezler.
    çocuk artık televizyona mahkumdur.çünkü mahalle maçları kavramı ortadan kalkmıştır.mahalle zaten yoktur.televizyon vardır.

    akşam vakti gelir,baba da gelir.çok çalışmış suyu çıkmıştır.mecburiyetini yerine getirmiştir.huzurludur.
    anne yemek hazırlar bu arada baba nöbeti devralmıştır."mehmet ali erbil ile çürüyelim" adlı program vardır.bakar ve düşünmez.
    akşam yemeği ana haber bülteni(!) eşliğinde yenir.nedir ana haber bülteni?

    -serdar ortaç nasıl kaset çıkardı?
    -hülya avşar nasıl tenis oynadı?kaya çilingiroğluna ne mesaj gönderdi?
    -ağaçtan inemeyen kediyi itfaiye nasıl kurtardı?
    -kurtlar vadisinin perde arkası..
    -yaz geliyo hanımlar panikte fazla kilolardan nasıl kurtulunur?
    -televizyon makinesi gene güldürdü.
    -aliye gene ağlattı.

    hergün ortalama böyle şeyler yayınlanıyor ana haber bültenlerinde.neyse efendim.ailemize ana haber bülteninde bunlar
    izlettirilerek gündemi takip ettikleri zannettirilir.
    sonra prime time dizisi başlar.ailecek televizyon başına oturulur.düşünülmez,konuşulmaz,paylaşılmaz,bakılır,bakılır,bakılır.

    bir ara çocuğa zorla ödev yapması gerektiği yoksa televizyon izleyemeyeceği dikta edilir.çocuk da televizyon izlemek
    için ödevlerini büyük bir sürat ve dikkatsizlikle yapar.
    anneyle baba televizyon izlemeye devam ediyodur.bakıyolar ve düşünmüyolar.ödevini bitiren çocuk da bunlara katılır bi süre sora
    üçü beraber bakar, bakar, bakar,düşünülmez,huzurludurlar,herkes görevini yerine getirmiştir.dinleniyorlardır.

    bakılır,izlenilir,konuşulmaz,düşünülmez,paylaşılmaz.gün biter.

    sonuç;

    baba :sadece mecbur olduğu için ve para kazanmak için çalışır.geri kalan zamanlarında televizyon izler,ne kendine hayrı dokunur ,ne ülkesine.yozlaşır gider.
    anne :babadan daha vahim durumdadır.çünkü o bütün gün maruz kalır.ev işlerini yapar.geri kalan zamanlarında tv izler.yozlaşır gider.
    çocuk :hiçbişeyin farkında diildir.mecbur olduğu için okula gider,ödev yapar.kalan zamanlarında televizyon izler.yoz büyür.
    aile :bitmiştir.ne bir sevgi kalmıştır ne de konuşulcak bişey.

    en önemli sonuç:
    bu anne baba gün içinde ne öğrenmişlerdir ki çocuklarına ne öğretebileceklerdir?
    böyle bir ailede yetişen çocuğun kendisine ne faydası olacaktır ki biz ülke olarak bu "tazecik beyin"den ne bekleriz?
    ve böyle büyüyen bir çocuğun ileride kendi çocuğuna ne gibi bir hayrı dokunacaktır?

    farkında değiliz ama bunun acısı 2 nesil sonra çıkacaktır bizden.

    özetle televizyon izlemeyelim ve izlettirmeyelim.mümkümse çocuklarımızı televizyonsuz bir evde yetiştirmeye özen gösterelim.
    3 ...
  2. oturak

    1.
  3. tek başına klozete oturamayacak kadar küçük bireylerin çiş ve kaka yapma ayrıca oyun oynama aparatı.
    herşeyi biriktirmeye yeltenen çocuk zihniyeti'nin bir gereği olarak oraya yapılanlar da tarafımdan biriktirilmeye çalışıldı zamanında.hep anne engeliyle karşılaştım allahtan.

    - anne gene mi attın yaa biriktiriyodum ben onları yaaa böeeaa
    - oğlum kokuyo sen laftan anlamıyomusun.
    - banane ya banane o kadar da yapmıştım(!)bak gene yapıcam bu sefer atma
    - tamam hadi yap
    - söz mü bak
    - geliyo terlik ama
    1 ...
  4. sozluk biraz saga mi cekiyor ne

    1.
  5. son birkaç gündür farkına vardığım durumdur.şöyle ki:
    (bkz: yok un ilahiyat fakultesi kararı)
    (bkz: rejimi korumak adına millete zulmetmek)
    (bkz: emine erdoğana acik mektup)

    bunların altına entry giren bazı arkadaşlar açıkça RTE ve türban taraftarı yazılarıyla beni hayrete düşürmüşlerdir.ve daha araştırmaya üşendiğim bir çok başlık ve altına yazılan entryler de tezimi doğrulayıcı niteliktedir.netekim ;

    türkiyede öğretmen olmak için 4 senelik bi eğitim fakültesi bitirme zorunluluğu olduğunun farkında bile olmayan insanlar kalkıp utanmadan anayasa hukuku profesörü sayın prof. dr. erdoğan teziç'i nasıl eleştirmektedirler.bi aç bak efendi kanunlara ne yazıyor nedir ne değildir.kararı oku anla ondan sonra somut deliller göster bize anlat bizde okuyalım katılmıyosak katılmayalım fikir paylaşmış olalım.ama yok.neymiş efendim "kim din öğretmeni olucakmış" "din'e vurulan darbeymiş" bu mudur? ne bi önerme var ne bir fikir var."din'e vurulan darbe"

    emine erdoğana yazılan mektupta milletvekili hanfendi büyük bir açıklıkla düşüncelerini dile getirmiş.haklı nedenleri var kendince.türk kadınını temsil etmemek üzerine yoğunlaşıyor.gerekçelendirilmiş alkışlanacak bir yazı.ben emine erdoğan'ı yurt dışı gezisinde gördüğüm zaman kendi adıma sölüyorum büyük bir utanç duyuyorum.emine erdoğan orda ne benim annemi ne anneannemi(kendisi kapalı bir insandır) ne kız kardeşimi ne teyzemi ne babaanemi ne kız arkadaşımı hiçbirisini temsil etmiyor.şöyle bir etrafına baksın bu arkadaşlar bir yere gittikleri zaman kaç tane kapalı kaç tane açık insan var etraflarında? ondan sonra "o türbansızlara karışıyo mu ki yaa" deyin lütfen.türkiye'nin büyük çoğunluğu türbansızdır efendim. ya açıktır ya da başörtüsü vardır. türban kesinlikle ve kesinlikle rte'nin literatürümüze kattığı bir siyasal simgedir.

    hatırlanacak olursa bu rte kişisi bir zamanlar bir şiir yazmıştı."minereler süngümüz,müminler askerimiz" tarzında.ve aldığı ceza ile hapis yattı ve bu suç milletvekilliğine engel olacak nitelikteydi.ama ne oldu "değiştim" dedi.parti kurdu ve oy veren halkın %34ü tüm halkın da %25inin aldığı oylarla mecliste %67lik bir çoğunluğa erişti.ama hala milletvekili olamıyordu.abdullah gülü başbakan etti.anayasa değiştirildi bir katakulli yapıldı.şırnakta seçimler yenilendi aday oldu girdi.icazet almak için amerikaya gitti ve başbakan oldu.

    o dönemlerde de kemal derviş'in ekonomi iyiye gitmesine rağmen erken seçim erken seçim ısrarlarına ne demeli? niye be adam iyiye gidiyo işte.neden bu ısrar?hiç düşündünüz mü?o dönemin başbakanı sayın bülent ecevit'de "halk öle istiyosa gidelim erken seçime" dedi ve gitti.bu olaya şimdiden bi örnek verelim rte ne yapıyor? erken seçim hayalleri kurmayın diyor. e halk istiyo. hani demokrattın be adam?rtenin demokratlığı sadece türban konusunda maalesef.

    türban rte'nin literatürümüze soktuğu bir siyasal simgedir dedim.neden?
    eskiler hatırlayacaktır.bu rte'nin değiştiğini iddia ettiği yıllarda bir furyadır başladı ana haber bültenlerinde, "yeni tesettür modası" "artık modern kapanma dönemi" "tesettür sektörü büyüyor" adı altında...ve örnek olarak da bu insanın eşi emine erdoğan gösterildi hep o zamanlar.ondan sonra başladı bu türban lafları.başörtüsüydü o güne kadar.

    neden siyasal simgedir?
    efendim bir anti örnek vermek gerekirse;

    atatürk samsuna çıktıktan sonra tek bir lafı ağzından düşürmedi.bütün kongrelerde 1.karar olarak hep o alındı. neydi bu laf?
    "egemenlik kayıtsız şartsız milletindir\"
    o zamanlar şimdiki gibi ileriyi göremeyen insanlar bu lafı irdelemedi."evet milletindir" dedi ve geçti.ama egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu tek sistem vardı "cumhuriyet". atatürk o maddeye yaptığı vurgudan cumhuriyeti istediğini belli ediyordu şimdiki tabirle kendi "tabanına"

    bakıyoruz rte'nin ağzından düşürmediği tek lafa:
    "türban serbest olacak" buyuruyor hazretleri.
    nedir türbanın serbest hatta zorunlu olduğu sistem "şeriat"tir efendiler.
    rte "türban serbest olacak" söyleminde kendi tabanına şeriati müjdelemektedir kanımca.

    ve bu adam 90lı yıllardaki konuşmasında ne demişti? "ya laik olursun ya müslüman" bu kadar dar görüşlü bir insana nası inanırsınız.

    türban hakkındaki görüşlerimi de yazıya ekleyerek kapatmak istiyorum.
    siyasal simge olarak gördüğümü ve nedenlerini yukarıda belirttim.üzülerek düşündüğüm şey şudur:
    bizim insanımız bu kadar saf mı ya.kadınlarımız özellikle.nası inanabilirler bu yalanlara?nası bu işi temel hak ve özgürlüklerle başdaştırabililer hayret ediyorum.temel haklar nedir , yaşama hakkı , vicdan özgürlüğü , mülkiyet hakkı , fikir özgürlüğü , vs vs.. türban takmanın nesi temel hak?kimse sana demiyor ki islamiyete inanma burası laik bi ülke laikler teisttir. yok böyle bişey.ve bu yasak da sadece kamusal alanlarda geçerli olan bi yasaktır.ne yazık ki bunu alıp sanki ülkenin heryerinde yasakmış gibi zannettirenlerin provokasyonuna gelmektedir insanlarımız.vay efendim türbanla giremiyoruz.e kural ne var bunda? o zaman lise öğrencileri isyan etsin biz forma giymek istemiyoruz sivil gelicez. hakimler isyan etsin biz davalara cübbeyle girmek istemiyoruz capriyle giricez polisler isyan etsin ben bu kıyafeti giymiycem sivil gelicem diye.idari bir kural efendim.bu ülke vatandaşıysan uymak zorundasın.türban sadece bu kadar basit bir idari kuraldır.
    kimsenin kapanmasına karışmak haddimize değildir.başörtüsü ve türban bambaşka şeylerdir.ayrıca bu nası bir iş?
    başını kapatıyorsun
    üstünde dar body,altında dar etek bütün herşey belli.bu kadar mı düşürdünüz islamı? amaç zaten o değil mi erkekler bana bakıp hakkımda kötü düşünmesin? ayakta sandalet efendim güzel güzel bilekler belli,yüzde tonla makyaj dar kot kısa kollu body..ama türban? bu mu arkadaşım bu işin amacı?hayır değil.bu kadar basit değil...ben 3 tanesini birarada gördüm konuşurlarken 3ünün de yüzü mosmor burunları bantlı.türbanlı bunlar.burun estetiği yaptırmışlar ne kadar güzel görüneceklerinden bahsediyorlar. malesef islamiyetimizin de içi boşaltılmaya başlandı.
    18 ...
  6. iğrenç esprileri nasıl oylayacağız sorunu

    1.
  7. "iğrenç espriler" başlığına bazı yazar arkadaşlar hakkını vererek hakikaten o kadar iğrenç ve "yanımda olsan tekme atardım bu ne be" tadında şeyler yazıyorlar ki(tek tek isim vermiycem.o arkadaşlar kendilerini çok iyi biliyo) ani bir reflex ile "ıyyy iğrenç" butonuna basmak kaçınılmaz oluyor.ama başlığa uygun olarak yazdıkları düşünülürse de "çok iyi" butonuna basmak gerekiyor.böle olunca da başlığın ruhuna , entry'nin de sahibine ihanet ettiğimi düşünüyorum.iğrenç çünkü hakkını vermek istiyorum ve buradan yetkililere sesleniyorum:
    başlığın ruhuna uygun ve şahsına münhasır ayrı bir oylama sistemine tabi tutulmasını istiyorum.vatandaş olarak mağduruz ne yapıcağımızı bilemiyoruz.

    şöyle olabilir bence;

    en soldaki gülen surat : nesi iğrenç lan bunun bilakis komik bile butonu.
    ortadaki hayalinde oral sex yapan kız ağzı suratı: daha iğrencini görmüştüm butonu
    en sağdaki üzülen surat : perişan ettin beni allah senin cezanı versin butonu.
    5 ...
  8. igs

    1.
  9. benim zamanımda küçük çocuklar tarafından iğrenç esprilere maruz bırakılan giyim markası.bende igs ile birlikte espriye maruz kalan taraflardan biri oldum zamanında.sonra yapmaya çalıştım başkalarına da kime sorsam ya girmemişti hakkaten ya da öğrenmişti bi yerlerden.ezik büyüdüm biraz.malum o espriyi başkasına yapamayınca yapışıyodu üzerine. çocuk psikolojisi.

    (bkz: 80li yıllarda çocuk olmak)

    a: sen hiç igs'ye girdin mi?
    b: evet geçen ananemle girdik.tülbent baktı.
    a: aa hehehe çocuklar "b" igs'ye girmiş bakın saaalaak saalaak.hahahah
    b: niye ki ne var?
    a: içeri giren s.kilir olm duymadın mı? hahaha
    0 ...
  10. hiç oylanan entry si yok

    ?.
  11. "en beğenilen entryleri" butonuna bastığım zaman yüzüme tokat gibi çarpılan söz yumağı.ulan hiç mi be hiç mi hakkaten diyip isyan edesi geliyor insanın."oylanmıyacak kadar da mı değersiz be yazdıkların ha?" diye düşünmemek elde değil.hatta akabinde "en beğenilen entryleri" kısmına basılıp da "hiç beğenilen entrysi yok" cevabıyla karşılaşıldığında insanın yeniden düşünesi geliyor. (bkz: nerde yanlış yaptım ben ulan). 3. bi buton olunca ve ben ona basınca karşıma "salaksın olm sen hehhehe" yazısı çıkacağına şartlandırdım kendime şimdi. hazırlıklıyım.
    8 ...
  12. sevgiliyi sıçarken düşünmek

    1.
  13. 2 hali akıllara getiren eylem.
    ilk olasılıkta sıçan ve düşünen sizsinizdir.çok aşık olunduğunun habercisi olabilir.zira sıçarken bile nazlı yarin düşünülmesinin herhangi başka bir açıklaması olamaz.ama hala birliktesinizdir.
    ikinci olasılıkta ise sıçan sevgili düşünen ise sizsinizdir.bu hal de çok aşık olunduğuna alamettir.ancak ilk durumdan farklı olarak burada sevgili sizi bırakmıştır ve unutmak için biriciği ıkınırken,sıkınırken düşünmenin yanan gönlünüze bi nebze olsun su serpeceği düşüncesiyle eylem başlatılmıştır.yazıktır.yeni aşklara yelken açılmalıdır.
    2 ...
  14. © 2025 uludağ sözlük