birkac ihtimal vardir. karisi zengin olabilir, adam da cirkin olabilir, sanssizligina boyun egip hayata küsmüs ve herseye bosvermis olabilir, erkek te cirkindir yada cok sadiktir.
Ama birde söyle birsey var ki sadakat baska secenegi olmayan insanlarin erdemidir.
lamb of god in ders niteligindeki albümü. grup farkli gibi görünse de eski cizigisinden cok farkli degildir. chris adler in bu albümde kullandigi davul tonlari belkide bütün lamb of god albümlerinin en iyisidir. albümü cd player e koyarsiniz bastan sonra hicbir sarkiyi atlamadan dinleyebilirsiniz. dinlemeyenlerin kesinlikle edinmeleri gereken bir albümdür.
emege, müzige ve enstrümanlara saygisi olan insandir. zira bu insanin müzik bilgisi diskoda dum tis müziklerle kendini kaybeden ismail yk dinleyerek kendini harap ve birap düsüren kisiden cok fazladir. cünkü metal müzik ve türevleri müzik bilgisine dayanir, emek ister, zaman ister, uyum ister, takim calismasi ister. ayrica bu müzigin hangi yüzyilda dinlendigi önemli degildir. kisinin hangi yüzyilda hangi sarkicilari dinlediginin tartismasini yapmak kimseye düsmemistir.
tip fakültesi ile zorluk acisindan kiyaslanan bir fakültedir. ancak unutulmamalidir ki "gercek doktor birden fazla türü kurtarandir" tip hekimliginde incelenen materyal 3 e ayrilir ilk etapta. kadin, erkek, cocuk. daha sonra birde bu yetmiyormus gibi kulak burun bogaz, gastro enteroloji, endokrinoloji, vs vs vs diye uzayip giden bölümlere ayrilir. simdi insan haricindeki diger hayvanlara bakalim; bunlar ilk önce tür olarak ayrilir: kedi, köpek, sigir, koyun, at, kanatli, sürüngen, kemirgen,balik, isterseniz bunun bir de hayvanat bahcesinde mevcut olan türleri var. cogunlukla bir ilaci birbirine yakin türlerde kullanabilirsiniz ama öyle farkliliklar cikiyor ki birine yaptiginiz ilac digerinde duyarlilik reaksiyonu yaratiyor. bu ufak bir örnek. mesela bir kedi ile bir köpegin birbirinden farkli cok hastaligi var. ayni zamanda bir at ve bir sigir taban tabana zit canlilar. kanatlilar apayri. simdi bütün bunlarla kim ilgilenecek? veteriner hekim. siz bütün bunlarin derslerini okuyorsunuz veteriner fakültesinde. ha bu da yetmiyor.
insanda dis hekimligi ayridir. onun fakültesi vardir ayri olarak, ama bir veteriner dis fakültesi yok dünyada. veteriner hekim ayni zamanda dis hekimligi de yapar. simdi bu kadar tür var, birde bunlari disi erkek diye ayirin. hatta bazi durumlarda yavru diye ayirmak ta gerekiyor. bu isin, hastalik teshis, tedavi vs boyutunun ufacik bir kesiti. gelelim veteriner fakültesinde baska neler yapildgina. veteriner hekimlikte sadece hastaliklar yok tabiki. bu isin anatomi boyutu var en önce.sonra bu isin gida boyutu vardir ki kimse kusura bakmasin ama ne gida mühendisleri nede diyetisyenler bu konuda iyi yetismis bir veteriner hekim kadar bilgiye sahip olamazlar. cünkü tükettigimiz gidalarin büyük bir kismi hayvansal kökenli. buna bagli olarak ta bu gidalarin ham maddelerinin yada asil kaynaklarinin olusum mekanizmasini vs yi bir veteriner hekimden daha iyi bilemez bir diyetisyen, mühendis yada bir beseri hekim. yine gida konusu ve hayvan hastaliklari ile ilgili olarak, bir veteriner hekim zoonoz hastaliklar konusunda da cok detayli bilgiye sahiptir. temel bilimlere geldigimizde de tip fakültesinde gösterilen derslerle ortaktir veteriner fakültesindeki dersler. viroloji, mikrobiyoloji, patoloji, farmakoloji, histoloji, biyokimya gibi. bir fark yoktur müfredatlar aynidir ki, veteriner hekimler, saydigim bu dallar cercevesinde beseri hastanelerde de calisabilmektedirler. bir veteriner fakültesinde hekim adaylarina ekonomi dersleride verilir. tabiki bir ekonomist olunmuyor ama hayvancilik yapan bir girisimci isletmesinden ekonomik anlamda koca bir arti bekler. bunu saglayacak olan ilk kisi veteriner hekimdir. bu sebeple bir veteriner fakültesinde ekonomi dersleri verilir "hayvancilik isletme ekonomisi" adi altinda. ve bu derste ciddi ciddi ekonomik terimlerden, hesaplamalardan, grafiklerden, problemlerden filan bahsedilir ve ögretilir.ayrica isletmede kullanilan ahirin, agilin yada kümesin pencere genisligi, aydinlatmasi , havalandirmasi, binanin sekli semali, sürü yönetimi ve daha nice konuyu icinde barindiran koca bir zootekni anabilim dalindan ders alinir veteriner fakültesinde.birde hayvanin beslenmesinden, rasyonundan sorumlusunuz. ki daha aklima gelmeyen neler var neler kim bilir.
ben demiyorum ki tip fakültesi kolay bir bölümdür. cok zor oldugu asikar. ancak bir veteriner fakültesi sadece farkli hayvan anatomisinden ibaret degildir, hele hele ankara üniversitesi veteriner fakültesinde okuyorsaniz mezun olmak cok sabirli olmak cok cok cok fazla calismaktan gecer. eskiden türkiye de sadece 3 tane veteriner fakültesi vardi. ankara, firat ve istanbul. ve buralara girmek kolay degildi. tip puanlariyla yarisan bir konumdaydi. artik günümüzde bircok veteriner fakültesi var ve puanlari oldukca düsük. ve sagolsun "muhtesem" hükümetimiz yeni veteriner fakülteleri acmak konusunda calismalarini sürdürmekte. ama sanmayin ki dünyanin diger yerlerinde durum böyle. bizde 20 civarinda fakülte varken dünyanin ve avrupanin bircok ülkesinde bu sayi sadece 3-4-5. daha fazla degil. ve buralara girmek en az tip fakültesine girmek kadar zor. bunu duymadim, bizzat gördüm. ne yazikki son zamanlarda yürütülen yanlis politikalar hayvanciligi bitirme konumuna getirmis ve veteriner hekimlik "baytar" lik olarak algilanmaya baslamistir. cok kutsal ve kilit noktada olan veteriner hekimlik meslegi ne yazik ki hakettigi saygiyi bilhassa sevgili beseri hekim arkadaslarimizdan görememektedir. ancak unutulmasin ki bir bölgede cok zaruri bir durum gelisir, doktor bulunamaz, orada insan hastalara veteriner hekim bakar. ismet inönünün bir sözü vardir: beşeri hekimlik bir ic deniz veteriner hekimlik bir okyanustur.
bu söz sanirim veteriner fakültesinin ne anlama geldigini cok acik sekilde anlatiyor. anlamayanlar icin baska bir özlü söz: beseri hekimlik insan icin veteriner hekimlik insanlik icindir.
israil in bunu kabul etmeden önce filistinde ne yaptiginin aciklamasini yapmasi zorunlulugunu doguran olaydir. anladik olmayan bir soykirimi kabul ediyorsunuz peki ya sizin dünyanin gözünün icine baka baka yaptiklariniz nedir? etnik temizligin ta kendisi degil mi? biz bebek öldürmedik tarihte de bugünde de. savastan baska bir bildigi olmayan israil in bu konudaki kabulüne kesinlikle g.tümle gülerim.
dahi isi olan bir saheser. muhtesem bir senaryo. mükemmel görsellik, harika oyunculuk, veee clint mansell. bu filmi cok cok daha vurucu yapan en önemli öge: müzik. kesinlikle izlemeyenlerin cok sey kacirdigi söylenebilir.
zarar görünlen bir olayin sonrasinda veya bir yakininizin öldükten sonra yeni duruma adaptasyon sürecinin yasandigi andir. takvimlere bakarsiniz ya tarih aynidir yada sadece birkac gün gecmistir. size cok daha uzun zaman gecmis gibi gelir ama yalandir.
deve derisini, saclari sifira vurulmus kisinin kafasina itina ile yerlestiriniz, hatta dikerek sabitleyiniz, daha sonra güneste bir süre bekletiniz, kuruyarak büzüsen ayni zamanda sertlesen deri, kisinin kafatasini sikistirarak kirar.
göbek bölgesine bir ucu acik kafes, acik ucu göbege gelecek sekilde yerlestirilir. kafesin icinde fare vardir tabi. fareler kacmak icin yumusak olan dokuyu kemirmeye baslayacak ve kisinin ic organlarini kemirerek disari cikacaktir.
bir padan yardimi ile kisinin agizi cok zorlanacak sekilde acik tutulur. öylece beklenir. arada bir bistüri ile dile kesitler atilir. veya agizin icine ara ara örümcek, kurtcuk vs konuladabilir. tabi iceri böcek atildiktan sonra agiz bir bez yardimi ile kapatilmalidir.
karsi taraf herkez diye yazdiktan sonra mutlaka sizin kuracaginiz cümle de onu düzeltmek icin herkes diye baslamak zorundadir. eger esek degilse anlayacaktir, bir de bunlarin beyeni eylence diye yazanlari vardir. dogrusu, eglence, begeni vs dediginizde "amaaaan bosver elime öyle denk geliyor öyle yaziyorum. -vallaha- dikkat etmiyorum" gibi cevaplarla karsilasirsiniz. en iyisi uzak durmak. bu yasa gelmis düzeltememis, siz mi düzetleceksiniz? (bkz: koy götüne rahvan gitsin)
akp li medyanin ve insanlarin herseyi ergenekon örgütünden bilmesi sonucu olusabilecek söylemdir. artik isin piskinlik boyutudur. yok artik demeyin biraz daha zorlarlarsa bu da olur. ne demisler, insanoglu isterse dag deler.
sacma sapan bir konudur. efendim devletin bütün dertleri bitti de simdide chp nin cuma günü namaz vaktine denk gelmis basin toplantisi mi konusuluyor? kücük insanlar kücük seylerle ilgilenir. kime ne efendim toplanti saatinin hangi zamana denk geldiginden. siz ekonomiden bahsedin, krizden bahsedin, issizlikten bahsedin, terörden bahsedin, ölen masumlardan, sehit düsen anakuzularindan bahsedin, geciniz bu isleri geciniz, ufacik seylere takilipta bunu haber yapmayiniz. yazan parmaklariniza yazik. kanal 7 haberin ve benzeri yayin organlarinin konusulacak konularinin kalmadigini gösteren bir durumdur bu. "ne yapsakta saldiracak baska bir konu bulsak"cilik oyunudur.
hakkinda birsey bilmeyenlerin önyargiyla baktigi, gelip gördükleri zaman hakkinda söylenenleri, söyleyenlerin yüzüne yüzüne carpan, sirin, kücük, samimi, yardimsever bir halka sahip sehrimizdir. bünyesinde bircok tarihi eser barindirir. bali köpegi un helvasi yazmasi meshurdur. ha birde madimak yemegi meshurdur. madimak demisken bir yangin faciasina taniklik etmistir de bir türlü üzerinden bu kötü imaji silememistir. sildirilmemistir. ayrica cumhuriyetin temellerinin atildigi ilimizdir. istasyon caddesinde yaz aksamlari yürümek pek de keyiflidir. denemeyenlere siddetle tavsiye edilir. sehrin aslanlar gibi futbol oynayan bir de takimi vardir. sivas ta halk sivassporla yatar sivassporla kalkar. 4 büyüklerin yanina 5. büyük olmaya adaydir bu takim. döneri güzeldir köftesi güzeldir, sivas kebabini tatmadiysaniz mutlaka denemelisiniz. hemde yemek ucuzdur. vagon yapimi ve demir yollarinin mekezi konumundadir. kim ne derse desin sivas cok güzeldir.
kimisine göre liseli tayfa müzigi yapan kimisine göre gercekten iyi müzik yapan grup. aslinda bakildiginda altyapi ve müzikalite olarak cok basarililar. c.taylor un sadece bögürdügünü iddia eden insanlarin vermillion pt 2 yi veya diger sarkilarindaki clean vokalli bölümleri dikkatle dinlemelerini öneririm. hem brütal hem de clean vokal i cok cok iyi yapan ender vokallerdendir. cok iyi bir davulculari vardir. ama dünyanin en iyisi demek diger davulculara haksizlik olur. cok hizlidir j.jordison ama en iyisi diyemeyiz, neye göre en iyisi neye göre degil bunu da tartmak lazim. ayrica perküsyonistlerin ve dj in grupta cok cok büyük bir öneme sahip oldugunu görmek gerekiyor. bunu anlamak icin sarkilarin alt yapilarina göz atmak lazim. kullandiklari sesler, konserlerde üstlendikleri görevler bunlari teker taker inceleyip ona göre seyler yazalim. ha birde beyzbol sopasinin ficiya vurdugunda cikan sesi bile kullaniyorlar. (bkz: sic) sahne performanslari gercekten cok iyidir sahne sovlari sasirticidir. son albümleri ile hayran kitlesinin genis bir bölümünü hayar kirikligina ugratsada bence basarili bir is cikarmislardir yine. davul tonlari gitar tonlari ve genel olarak albüm cok cok özenle hazirlanmis. buda road runner records un kalitesinden dolayidir. psycosocial ve sulfur albümde dikkat ceken sarkilar arasinda. psycosocial in klibi de özenle hazirlanmis, slow motion cekimlere de ara ara yer verilerek güzel bir performans klibi cikmis ortaya. yine yeni albümle beraber maske degisikligine de gitmislerdir. ancak sahsi fikrim eskilerinin daha güzel göründügüdür.
tek kelime ile muhtesem bir sarkidir. slipknot un ne kadar genis bir yelpazeye sahip oldugnu da gösterir. öyle de sarki yapiyorlar böyle de yapiyorlar dedirtir. sözler muhtesem alt yapi muhtesem. herkesin dinleyip sevecegine eminim. ötesi yok...
genc yasli, kadin erkek, coluk cocuk herkesin iceri alindigi operasyondur. 4 tane tabancayla darbe yapmayi planlayan komutanlar profesörler aydinlardan olusan bir örgüte yapilan operasyondur. hergün haberlerde ergenekonun cinayet listeleri filan dönmektedir. hergün yeni birine suikast plani cikmaktadir. iste hayatinda bir tane bile kitap okuyup bitirmemis "dagdaki coban" da bu operasyonun bunlar icin yapildigini sanmaktadir. bu operasyon yüzünden "örgütün" bes parasiz "kasasi" kuddusi okkir hayatini kaybetmistir. durun bakalim daha ne canlar yanacak.
amerika olmasa rusya ve ingiltere olurdu. rusya yine var ve aslinda suan yeniden kurulan dünya düzeninde amerika ile ortaklar. birde yeniden eski zamanlarini yakalamaya calisan bir ingiltere var. amerikanin olmadigi bir yerde bu sefer petrol savaslari ingiltere rusya ve belki birkac avrupa ülkesi arasinda olacakti.ama belkide degismeyecek bir sey var: cok güclü olabilecegimiz bir cografyada yine tam bagimsiz olarak söz sahibi olamayacagimizdir. türkiye bölgenin en önemli gücü olacaktir ve ortadoguyu kontrol edecektir (aslinda suan yapilmak istenen de o) ancak türkiyeyi kontrol etmeye calisan ülkeler olacaktir her zaman. ve bunu büyük olasilikla basaracaklardir. tipki amerikanin suan yaptigi gibi.
büyük bir kesimin (akp nin satin aldigi medyanin, akp kapatilirsa yok söyle olur yok hersey böyle kötüye gider gibi haberlerle kandirilan insanlardan bahsetmekteyim)sevincle karsiladigi, geri kalanlarinsa tüh be hay aq diye tepki gösterdigi elim, elim oldugu kadar da vahim bir karardir. bu karar cikmasina ragmen akp hükümetinin antilaik davranislari mahkemece sabit kilinmistir. kimisine göre demokrasi büyük bir zararin esiginden dönmüs, ekonomi kurtulmus, borsa kurtulmus, hak yerini bulmustur. ama su da belirtilmelidir ki rte bu oyunu cok iyi oynuyor ve ezilen, madur olan rolünde oscar a aday bir performans sergiliyor.bu performasin ortaya cikmasinda emegi gecen bütün kanal gazete ve radyolara ayri ayri tebrik göndermek boynumuzun borcudur. bu kararin özellikle basta fetullah gülen cemaati ve onun tüm baglantilarina, rte ve saz ekibinin bütün aileleri ve akrabalarina, rte nin insaat sirketlerine, sak sakci zengin akp destekcilerine ve yine zengin tüm dinci kurulus ve kisilere hayirli ugurlu oldugu kesindir. yine bu karara sevinen ve gidip akp binasi önünde saatlerce bekleyip bayrak sallayan zavalli beyni yikanmis insanlara, ekonominin düzelecegini savunan insanlara, zavalli ciftciye memura emekliye esnafa ve hicbir sucu olmadigi halde, tek sucu akp nin asilsiz vaatlerine inanmayan, laikligimize ülkemize vatanimizin her degerine sahip cikmaya calisan biz vatandaslara gecmis olsun. öyle görünüyor ki bu kapatmama karari ile zenginler daha zengin fakirler daha fakir olmaya devam edecek. vatan saolsun.
okula gitmek icin sabahin köründe kalkip sadece saatin yelkovanina bakarak gec kalmak üzere oldugunuzu farkedersiniz. sonra hizlica hazirlanip cikarsiniz disari. ters giden birseyler var. megersem 1 saat önce cikmissiniz. saat 7.15 yerine 6.15 tir. hay aq...