tolga akpınar'ın aşkullah kitabı fotoğrafının değişik mecralarda çekilerek paylaşılması.. ne demek istediğimi twitter'da ve instagramda aşkullah diye arattığınızda göreceksiniz.
ünlü halk müziği sanatçısı, neşet ertaş'ın eserlerini emanet ettiği erol parlak'ın, neşet ertaş'ın vefat ettiği gece, usta için yazdığı ağıttır.. ağıtı yazar a.tolga akpınar blog sayfasında paylaşmış;
Aslı "Ayna türlü türlüdür. Yüzünü görmek istersen cama, özünü görmek istersen cana bak!" olan Tolga Akpınar sözüdür. Hz.Mevlana'nın böyle bir sözü olmamasına rağmen, her sözü ona mâl eden Google toplumu bu sözü ' de pîr'e mâl etmişlerdir. Ancak söz Tolga Akpınar'a aittir.
Twitter' da başlatılan sosyal sorumluluk kampanyasıdır. Elinizden hiçbir şey gelmiyorsa,sadece bir RT ile belki de yüzlerce hayvanın karnını doyuracaksınız.
Kampanya bilgileri ve kampanyaya destek bilgileri için tıklayınız.
Not: Eğer Rt yapmazsanız, gönderdiğiniz herhangi twitlerin sonuna #birazyiyecek#birkapsu anahtar cümlelerini eklemeniz yeterli olacaktır...
gözlerim bilgisayar ekranına bakmaktan dolayı acılar içerisinde kıvranıyordu. çay almak için mutfağa gittim. sonra demliğin altındaki su dolu çaydanlığa gözümü biraz tuttum. Gelen buhar nemlendiriyordu gözümü. Ve biraz rahatladı.
bende bu bilgiyi internete kaydedeyim dedim. gün gelir lazım olur ...
gözün görüyor millet sigara içiyor, filmler, algılar falan ... abiler, ablalar, babalar, amcalar içiyor. hem de yasak olmasına rağmen. yasak olmasına rağmen içiliyorsa çekici bir yanı olmalı.
öyle düşünüyordu çocuk ...
tabi cepte para da yok, nasıl olsun ki? baba zaten işsizlik maaşı alıyor onu da kahvede karılar bile değil, erkeklerle yiyordu.
anne ise, somun da değil, köyden gelen yufka ekmeğin arasına yine köyden gelen çanak peynirini koyup azık diye çantasına koyuyordu. napsın kadın ...
velhasıl çocuk daki sigaraya olan istek ve arzular kabarmıştı. nolur yani bir dal içse? kim görecek, kim bilecek , yani şarkı sözü bile olmuş bu söz demekki geçerliliği var.
okulda öğretmenlerinin yere attığı izmaritleri gördü. pamuğun ucunda az bir şey kalıyordu .. aldı, ateş bulup yaktı, aldı yaktı, aldı yaktı...
hem izmarit az olduğu için zarar da vermezdi. en azından öyle düşünüyordu ...
sonra içemediği izmaritleri cebine koydu çocuk...
annesi baktı, cebinde izmarit bulduğu çocuğun ...
+ bu ne lan!!! dedi.
aynen böyle dedi, genelde öyle derler ... halbuki ne olduğu açıkca ortadaydı, ama konduramadı işte yavrusuna, "bu ne lan!" dedi...
lan diyemedi ki, izmarit anne. diyemedi, adını bile bilmiyordu çünkü ...
sonra annesi bir tokat attı, "eşşek sıpası bu ne?" dedi tekrar.
sonra, sonra mı ne oldu? bok oldu. aile içi şiddet oldu, daha ne olsun!
yokluk soyka, nelere mal oluyor işte, aile içi şiddet oldu, ne mi oldu?
yani yıllardır sözlük yazarıyım, yıllardır dillendiririm bunu. abartmıyorum 50'ye yakın nick değiştirmişimdir. hepsinde okunan başlıklar, beğenilen entryler girmişimdir. ama ne hikmetse hep salakça olan, anlaşılması için zeka gerektirmeyen entrylerim, başlıklarım beğenilmiş popüler olmuştur.
sırf vakit geçireyim diye yazıyorum, yoksa sözlük mözlük bunlar boş işler. ergen olanların işi. ama yine de yazıyoruz işte, bağımlılık deyin ne derseniz deyin.
bu entrymi de beğenmedim ama kimse okuyup eksi oy vermezse silerim zaten ...
ülkemizde ergenlik evresindeki gençlerimizin dillendirdikleri söylem. troll olma kaygısı ile yapıyor değilim bu tespiti. az önce evime girerken mahallenin görünmez köşesinde yaşları 13-14 ve hatta 15 olabileceğini tahmin ettim iki tane farklı cins insan yavrusu önce öpüştüler. sonra kız oğlana tokat attı, ama oğlan gülüyordu. Bu sahne bana dizi film repliklerini hatırlattı.
gerçekten şok oldum. gençler dizilerde ne görürse hayatlarına uyguluyorlar.onlar gibi olmak arzusu erişilmek istenen hedef konumuna gelmiş. kendilerinin onlardan eksikleri olmadığını düşünüyorlar.
eskiden "sosyal çevreden öğrenme" gibi sosyal bilimlerin alanını oluşturan bir kavram vardı. şimdi sosyal çevre diye birşey kalmadı. mahalle, komşu, sokak ... hiçbiri kalmadı. insanlar tv başında mahalle dizileri izleyerek gidermeye başladılar bu ihtiyaçlarını.
sohbetlerini internet üzerinden yapmaya başladılar. kısacası mahalle de, sohbet'te internet'e taşındı.
ve sevişmek. öpüşmeyi bilmeyen, sevişmeyi bilmeyen gençler önce dizilerden öğrendiler öpüşmeyi, kur yapmayı, koklaşmayı, ayrılmayı ve tokat atmayı. sonra xxx sitelerden öğrendiler bazı şeyleri. rahatça her şeye erişebildiklerinden bunları içselleştirip ahlaki olarak algılamaya başladılar.
işte bahsedilen son'a da bu argümanlar destek oluyordu. olmuyor muydu? ...
ben şu anda nickim farklı olsa da, ilk sözlük ekşi sözlük de dahil olmak üzere, şimdiye kadar gelmiş geçmiş bütün sözlükleri bilen ve çoğunda da yazarlık yapan bir sözlük yazarı olarak, bugün sözlük dünyasında gelinen noktaya isyan etmekteyim.
inci sözlük denilen ve yazarımsılarının bir kısmı ensest de dahil olmak üzere türlü ahlaksızlıklardan beslenen sözlüğün hastalıklı yapısı malesef ekşi sözlük ve uludağ sözlüğe de sirayet etmiştir.
bu durum sözlükler adına beni umutsuzlandırmış ve sözlüklerden soğumama neden olmuştur.
sol framede açılan başlıkların çoğu beyinle değil uçkurla düşünülerek açılmış görüntüsü vermekte, zeka kokan başlık ve entryler ise aptalca bir şekilde olumsuz oylanarak gözardı edilmektedir.