"bu türkü, harputta güzelliği dillere destan olan ermeni kızı kara gözlü vartanoşun üzerine yazılmıştır.
güzelliğe nam salan vartanoşa harputun gençlerinden fakir bir genç gönlünü kaptırır. murad ismindeki bu gencin ailesi vartanoşu istemiye istemiye ailesinden istemeye gider. vartanoşun ailesi fakir olan murada kızı vermemek için yüksek meblağlı başlık parası isterler. muradın ailesi bu başlık parası veremeyeceklerini belirttiler. aşk acısı çeken murad, vartanoşu kaçırmak için plan yapar. murad, güpe gündüz bir bahane ile vartanoşla buluşur. vartanoşu ikna eden murad, harputtan pertek yolu ile dersime kaçmak için yol koyulurlar. genç aşıklar pertek önündeki kaleden geçip dağ yollarını aşarak kekil ağaya sığınırlar. genç aşıkların peşinde olanlar aşıkların kekil ağaya sığındığını haber alırlar. harputtan bir haberci kekil ağaya gönderilerek, gençlerin kendilerine teslim edilmesini isterler. baskılardan bunalan kekil ağa, genç âşıkları ailelerine teslim eder. murada kadar gelenler, murada ermeden harputa geri dönerler. vakanın duyulması üzerine bir türkü yakılır."
kakanızı tutarsanız bu hastalığa yakalanabilirsiniz, kakanız geldiğinde gidin sıçın. Ayrıca depresyon geçirenlerde de görülebilirmiş. Bağırsak kasları bi süre tembelliğe alışırsa bu hastalık oluşuyormuş.
ağdadan sonra bacaklarını tavuk etine benzetip midemin bulanmasına neden olan kadınlar..
beyazlıktan hastaymış izlenimi de verirler.
yazın güneşten sonra pancara benzerler.
ama bunların yanında ayrı bir cazibeleri vardır.
ılımlı islam yönetimi aracılığıyla Abd'nin kukla hükümetlerle oralara hakim olabilme umudu taşıdığı isyanlar ki bu durumun yanında birkaç şirketin zarar görmesi küçük bir şey.
yine de kesin konuşulmamalı, zaman gösterir.
Amerika'nın tavırlarından da anlaşılacağı gibi(desteklemektedir) isyanlarda sorosçuların parmakları var ve türkiye modeliyle o bölgelerde de ılımlı islamı önümüzdeki günlerde yaygınlaştıracaklar.
Onu kötüleyenler için emperyalizm destekli medyadan yanlış bilgiler almış kişi diyebilirim.
Bana göre Banu Avar, tam bir vatansever.Ülkesine hayran, Atatürk'e hayran kişi.
Bu dönemlerde aynı Osmanlı'nın son zamanlarındaki gibi ülkemizde her alanda ABD ve AB'nin etkisi olduğunu, bizim bu etkiyi kırmak için sağcısıyla, solcusuyla, mütedeyyin müslümanlarıyla, inananıyla, inanmayanıyla, ülkücüsüyle, ulusalcısıyla.. vatan sevgisi ortaklığı ile bir araya gelip ülke çıkarları için savaşmamız gerektiğini söyler.
Ayrıca bu e-posta adresine attığınız iletilere, akşamında cevap verir.
banuavar@superonline.com
Bu yıl katılacağı söyleşi ve imza günleri listesi:
4 kasim 2010 UlusalKanal Kent ve Yasam Programi saat 2030
7 kasım 2010 BENGÜTÜRK tv 1300-1500
TÜRK DÜNYASINDA PAZAR SOHBETLERi PROG.
9 kasım 2010 Hacettepe Üni Beytepe Kampüsü Salon K. 1330
10 Kasım 2010 ANKARA Anıtkabir Arslanlı Yolun başı saat 1200
_____________________________
iPTAL.. (REKTÖRLÜK iZNi ALINAMAMIŞ!)
11 Kasım 2010 ANKARA Gazi Üni MMF 1300
__________________________________
22 Kasım SiVAS iMKB ANADOLU Lisesi daveti.
1100 Öğrencilerle buluşma.
1330 Cumhuriyet Üniversitesi konferans salonu
1830 Sanayi ve Ticaret Odası salonu
27 kasım iNGiLTERE BRIGHTON (yer ve saat kesinleşecek)
30 kasım iSTANBUL Marmara Üni iletişim fak Nişantaşı
6 Aralık 2010 ESKiŞEHiR Osman Gazi Üni. 1330
7 Aralık 2010 KÜTAHYA Dumlupınar Üni 1330
10 Aralık MALATYA inönü Üni 1330
15 Aralık 2010 TRABZON Türk ocakları
16 Aralık 2010 Rize Çayeli Eğitim fakültesi
22 Aralık 2010 SAKARYA Üni 1400
23 Aralık 2010 BOLU izzet baysal Üni 1330
16 Ocak ADANA TUYAP kitap fuarı (kesinleşmedi)
21 Ocak 2011 YALOVA belediyesi
22 Ocak 2011 BALIKESiR GÖNEN (yer ve saat belirlenecek))
23 Ocak 2011 BALIKESiR BELEDiYESi
iSTANBUL,ADANA,BURSA, iZMiR, KOCAELi ANKARA KiTAP FUARLARINDA SÖYLEŞi VE iMZA GÜNLERi
"Avrupa Devletleri yeterince laik olabilselerdi, orada yaşayan dindaşlarımız zorlanmazdı; minare yasakları olmazdı, Müslüman insanların aleyhine ırkçılık olmazdı." diye düşünmeme sebep olan başlık.
(bkz: empati)
Yemek yerken o akla geldiğinde istah kesilmesi; onun yanındayken her şeyi berbat edeceğim korkusuyla susma ve bu suskunluğu bozmak için ortak, konuşulabilecek bir konu düşünme, bulamam; onun yanındayken yanaklarınızın kızarması..
Hoşlandığınız kişinin sevgilisi olduğunu bilirsiniz ama o bildiğinizi bilmez.Mesajları gizlilikle, size belli etmeden atmaya çalışır.Yanınızdayken "Sevgilimle şunu yapıcaz, bunu yapıcaz." demek yerine "Bir arkadaşla buraya gidecektik." der.
Şüphe uyandıran bir durumdur.Birazda sinir bozucudur.Unutmaya çalışsanız, içinizdeki şüphe buna engel olur.
En sonunda hoşlandığınız kişinin gerzek olduğuna karar verirsiniz.
Bu ve diğer bütün anları mecburen kabullenirsiniz.
Gün gelir o espiri yaparken başka bir şeyle ilgileniyormuş da duymamış gibi yaparsınız, gün gelir zorla gülersiniz.
Bugün üniversite tuvaletinde bir grup kızın konuşması şöyleydi:
-ilahiyatlar artık türbanla derslere girecekmiş.
-biz de girelim.
-olmaz, bizim hocalar çok şey..
Sonuçta başı açık girmek bir kural ve bu zorunluluk yüzünden başı açık okula girenler mecburi bir durumdan dolayı dini bir kurala uyamadıkları için, bu onlara günah sayılmayacaktır.
Ama tabi kimin derdi islam, ideolojik her şey.Ülkenin değişmez kurallarını dini kullanarak bozmaya başladılar işte.Dindar insanlarda mantıksal değil, duygusal düşünüyorlar.