türkçeye dünyalı olarak çevrilmiş film.insana ben bunu nasıl daha önce düşünemedim dedirtecek cinsten, güzel bir kurguya sahip, tek bir mekanda geçen hoş bir film.
aynanın son albümündeki en iyi şarkı. özellikle şiir mükemmel. sözlerse şöyle
Seninle ben bu öykünün
Kaybeden iki kahramanıyız
Seninle ben caddelerde sokaklarda
iki garip yabancıyız
Aglamam ardından aglamam ardından
Yaşlar neyi degiştirir ki
Aglamam ardından aglamam ardından
Sonumuz ne olacak kim bilir
Hicran senden bana kalan
Hicran her yerde hatıran
Hicran ruhumda bir çocuk
ismini sorar hala rüzgarlardan
Hicran senden bana kalan
Hicran her yerde hatıran
Şimdi kalbimde bir bulut
ismini sorar hala yagmurlardan
Bu aşk iki umuttan kopan
isyancı günahların sıgındıgı bir adaydı
Hayat denen azgın denizde
Bu aşk gerçegin gözünün içine baka baka
Gülümsemekti acılara
Bu aşk bir devrimdi her şeyi reddeden
Ve her devrim kendi çocuklarını tüketir
Seninle ben bu öykünün
Kaybeden iki kahramanıyız
Seninle ben dünyada ve cehennem de
iki garip yalancıyız.
arif nihat asyanın rumların hangi dilden anladığını anlatan yazıdır.18 ağustos 1964 tarihinde yazılmıştır.
Onlar, Lütfen;den anlamaz, ;ulan!;dan anlar.
Onlar, çiçekten anlamaz, dikenden anlar... güvercinden, kelebekten değil; doğandan, kartaldan anlar.
Ve onlar, kanattan anlamaz, gagadan anlar, pençeden anlar.
Onların kitap mantığından değil, Afyon, Kocatepe, Dumlupınar mantığını anladığını biz, kırk yıl önce biliyorduk... fakat unutmuşuz. Bu bilgiyi tazelemek için harcadığımız aylar, onlara, bile bile vakit kazandırmamız gibi oldu.
Onlar, şarkıdan anlamaz; türküden , ağıttan anlamaz, belki marştan anlar.
Onlar, yaydan anlamaz; oktan anlar.
Ayrıca dil döküp durduk... onlar, dilden anlamaz, elden anlar.
Anlaşmak için el uzattık... bunu el açmak sandılar... düşünmedik ki tokatla yumrukla beslenmeye alışmış olanlar, el işaretinden değil; tokattan yumruktan anlar.
Onlar, soğuk kanlılıktan anlamaz... öfkeden anlar.
Onlar, aydınlıktan anlamaz... ateşten anlar.
Onlar, ipekten, kağıttan değil, demirden, çelikten, kurşundan anlar.
Onlar yazışmadan, çizişmeden, buluşmadan, görüşmeden anlamaz... dövüşmeden anlar...
Yanlarında Kıbrıs konusu açıldığı zaman, suç kendilerindeymiş gibi, asker dostlardan kiminin yüzü öfkeden, kiminin utançtan kızarıyordu... karacısı da, havacısı da denizcisi de pek iyi biliyordu ki, Kıbrıs'ta meydanı boş bulanlar, uçurtmadan, balondan anlamaz... roketten anlar...
Altı ayın acısını üç saatte çıkardığımız doğrudur... altı ayı tebrik etmem; üç saati tebrik ederim.
Onlar, önsözden anlamaz... sonsözden anlar .
çanakkale savaşının 2. safhasının yani denizden destekli kara harekatının başladığı tarih.bu nedenle yeni zelanda ve avustralyalılar her yıl 25 nisanda çanakkale savaşlarında hayatlarını kaybeden atalarını anarlar. anzak koyunda da bir tören icra edilir.
mükemmel bir avril lavigne parçası. albüme neden koymadıklarını ise anlayabilmiş değilim. sözleri ise şöyle
There is nothing I can say to you
Nothing I could ever do to make you see
What you mean to me
All the pain the tears they cry
Still you never said goodbye and now I know how far you d go
I know I let you down but its not like that now
This time I will never let you go
I will be all that you want and get my self together
Cause you keep me from falling apart
All my life I will be with you forever
To get you through the day and make every thing OK
I thought that I had every thing I didnt know what life could bring
But now I see honestly
You are the one thing I got right
The only one I let inside
Now I can breath cause your hear with me
And if I let you down I will turn it all around
Cause I would never let you go
I will be all that you want and get my self together
Cause you keep me from falling apart
All my life I will be with you forever
To get you through the day and make every thing OK
Cause with out you I cant sleep
Im not gonna ever ever let you leave
You are all I got
You are all I want
Yeah
And with out you I dont know what I will do
I could never ever live a day with out you
Hear with me do you see your all I need
And I will be all that you want and get my self together
Cause you keep me from falling apart
All my life (my life) I will be with you forever
To get you through the day and make every thing OK
I will be (I will be) all that you want and get my self together
Cause you keep me from falling apart
And all my life you know I will be with you forever
To get you through the day and make every thing OK.
60. hükümetin göndereceği bütün yasaları tasdiklemesi sonucu abdullah gül'e verilebilecek lakap. noterle arasındaki tek fark ise noterin parayla bu işi yapması, abd gül'ün ise allah rızası(!) için yapcak olması.
eğer yanınızda korku filmi izlemekten korkan ama yinede izlemek isteyen bir arkadaşınız varsa sizin için korku filmi bir komediye dönüşebilir.arkadaşınız her sahnede size sarılır.abi şu ışıktan kesin bir şey çıkacak gibi yorumlarda bulunur.hayatımın en güzel korku filmini böyle biriyle izledim ki film korkunç bile değildi.
ilhan selçuk'un mükemmel yazısı.herkesin okuması lazım.
Gel de Şaşma!..
Şaşıp Kalıyorum...
Yıl 1920...
Arap, ingiliz'le birleşmiş, Türk'ü arkadan vurmuş; Ermeni Rus'la birleşmiş, Doğu Anadolu'yu kana boyamış; Rum Yunan'la, Yunan ingiliz'le birleşmiş, Batı Anadolu'yu ele geçirmiş...
Ülkenin mahvolmadık, yıkılmadık, yanmadık, kan dökülmedik, kül olmadık hiçbir yeri kalmamış...
Kalan ne?..
Elde avuçta istanbul ile izmir bile yok!.. Anadolu'nun altı yedi milyon nüfuslu en yoksul bölümüyle, yüzde 95'i okuma yazma bilmez, yorgun, yoksul, bitkin, ezik bir halk...
Nasıl kurtulmuşuz?..
Şaşıp kalıyorum...
* * *
Yunan'ı nasıl denize döküp hizaya getirmişiz, ingiliz'i istanbul'dan nasıl çıkarmışız, dünyanın süper güçleriyle masaya nasıl eşit oturmuşuz?..
inanılır gibi değil...
Sakın rüya olmasın?..
* * *
Yıl 1923...
Anadolu'da 10-11 milyon savaş artığı yaşıyor; hastalıklı, aç biilaç, parasız; yüzde 95'i elifi görse mertek sanacak kadar alfabesiz...
Ne yapacaksın?..
Demokrasi yap!..
Nasıl yapacaksın?..
2000'e 1.5 kala Nurcu tarikatının ardına bu kadar adam takılmışken, 1923'ün yanmış yıkılmış Anadolusu'nda nasıl demokrasi yapacaksın?.. Komşunun komşuyu boğazladığı iç savaşlardan, Anadolu'yu mezbahaya döndüren dış savaşlardan yeni çıkmışsın. Fabrikan yok, işçin yok, işadamın yok, mühendisin yok, doktorun yok, uzmanın yok, tüccarın yok, öğretmenin yok, mimarın yok, yolun yok, suyun yok, barajın yok, elektriğin yok, kadınların çarşafta çuvala giriyor, erkeğin dört karı alıyor, yurttaşlık yasası yok, üniversiten yok, banka yok, burjuva yok, proletarya yok, ihracatçı yok, ithalatçı yok, sermayen yok...
Kalkın bakalım...
Nasıl kalkınacaksın?..
Sermayesiz ekonomik kalkınmanın yumurtasız omletten ne farkı var?..
* * *
Mustafa Kemal kuşağı ne yapmış?.. Yöneticiler devletçiliğe neden ve nasıl sarılmış?.. Türkler bankacılığı nasıl öğrenmiş?.. Merkez bankası 1930'a değin neden açılamamış?.. Özel sektör nasıl oluşturulmuş?.. Yeni devlet nasıl kurulmuş?.. Çağdaş öğretime nasıl geçilmiş?.. 1920'de 10-11 milyon nüfusun yüzde 95'i alfabesizken savaş artığı bir toplumla okuma yazma seferberliği nasıl açılmış?..
Kitaplıklarda kitap yokken ulusal kütüphane nasıl kurulmuş?..
Okullarda tarih kitabı bile yokken tarih nasıl yazılmış?..
Yok olmanın kuyusundan çıkıp var olmanın doruğuna nasıl tırmanılmış?..
Yunanlı ile dostluk nasıl kurulmuş?..
Avrupa'da saygınlık nasıl kazanılmış?..
Şaşıp kalıyorum...
* * *
Şaşıp kalıyorum...
2000 yılına 1.5 kala, 60 milyonluk Türkiye'nin haline bakıyorum...
Hiçbir şeyimiz yokken neler yapmışız? Her şeyimiz varken neler yapamıyoruz?..
Bir de bu ortamda Mustafa Kemal'e saldıranlara bakıyorum...
ilhan Selçuk, Cumhuriyet Gazetesi; 27 Ekim 1998
bende hala nasıl tarihten ders almıyoruz ,nasıl ab üyeliği peşinde bi yerlerimizi yırtıyoruz,nasıl ciğeri peş para etmeyenlere el açıyoruz şaşıp kalıyorum.
insana kocaman bir düşünceyi ve duyguyu aşılayan iki dizedir.insanın okudukça okuyası gelir.
necip fazıl'ın ;
Sen ve ben gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız,
Gövdemize baksınlar kandan ve çamurdanız.
mehmet akif'in ;
Şûhedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar...
Mithat Cemal Kuntay;
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır.
Toprak, uğrunda ölen varsa vatandır.
örnek olarak verilebilecek beyitlerdir.