24 şubat 2013 fenerbahçe kasımpaşa maçı ile görülmüştür ki, tıpta devrim niteliğinde mucize bir sprey icat etmiş ve bunu kullanan sağlık ekibidir. efendim şöyle ki, yerde acıdan gebermek üzere ve dakikalarca kıvrım kıvrım kıvranan kasımpaşalı futbolcuyu sedye ile kenara aldırtıyorlar ve kenarda bu spreyi sıkıyorlar, adam anında ceylan gibi koşarak sahaya giriyor. mucize ekip.
şöyle ki; bir gün önce 21 şubat 2013 fenerbahçe bate borisov maçı için kaldırım tribünü yapılmış, akşam saat 8 gibi gidilen alanda yenilmiş içilmiş maçta coşulmuş, ses bırakılmış, maçtan sonra içmeye devam edilmiş ve bir bakarsın saat 02 olmuştur. eve gitmen ve yatman 3'ü bulmuştur. sabah iş vardır. ananı sikeyimdir. saat 06:00'ya kurulan saat, çivi gibi beyne beyne vurmakta, uyanmamak için yatakta üçüncü dünya savaşı yaşanmaktadır. lakin sike sike kalkılıp işe gidilir ama zaman geçmek bilmez. akşam olmak bilmez. 5 saat önce saate bakmışsındır, tekrar bakayım dersin ama topu topu 3 dakika geçmiştir. an itibariyle yatak halisülasyonu görülmektedir.
bir grup atatürkçü fenerbahçeli'nin kurduğu, istanbul'daki maçlar öncesi kalamış khalkedon restaurant'ta, maç sırasında şükrü saracoğlu tribünü okul açık n blok'ta, çağlayan'da, topuk yaylası'nda, bağdat caddesinde, silivri'de, hatta bazen mahkeme salonunun içinde, mümkün mertebe basketbol, voleybol ve diğer amatör branş maçlarında sarı-lacivert çubuklu sevdalısı güzel insanlardan oluşan, hayata fenerbahçe'nin gözüyle bakan, çünkü hayatın fenerbahçe'nin ta kendisi olduğunu ciğerine kadar bilen güzel bir oluşum.
twitter.com/kuvaifenerbahce
facebook.com/kuvaifenerbahce
bu da kendi yaptıkları bir video;
edit: 2013-2014 futbol sezonunda fenerium üst g blokta, üzerinde çalıştıkları tişört, bayrak gibi görselleri tribüne taşıyarak yerlerini alacaklardır.
aşağıdaki haberde de görülebileceği gibi, bir insanın nasıl bir orospu çocuğuna dönüşebileceğini göstermektedir. gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılmış. allah belanızı götünden versin.
alternatif olarak sigara bırakma merkezine başvurulabilir.
+ alo iyi günler, sigara bırakma merkezi mi?
- evet buyrun? nasıl yardımcı olabilirim?
+ birazdan size vereceğim adrese iki paket camel white bırakabilir misiniz?
en son iki sene önce arabamı götürmeden ruhsata muameleciler tarafından pul yapıştırılarak yaptırdığım, ancak bugün tüm gün hayatı bana zindan eden olaydır. şöyle ki tüvtürk bu trafik muayenesi zımbırtısını üstlenmiş ve türkiyenin her ilinde trafik muayene istasyonları açmıştır. randevu sistemiyle çalışmaktadırlar. aracınızda ciddi bir sıkıntı yoksa yarım saat ya da en fazla 45 dakika sonra geçerlilik raporunu alıyorsunuz.
şayet benim gibi aracınızın ruhsatında yer kalmadıysa trafik şubelerine koşturmak, muamelecilerden sıyrılıp işini adam gibi yapmak ve minimum harcamyla işi halletmek bir günden fazla sürmektedir.
ruhsatında yer kalmayan ve muayenesi gelen araçlarını ne yapacağım diye yaldır yaldır düşünenler için işlemleri adım adım yazayım da tam olsun;
öncelikle trafik şubesinden ek 1 belgesi denilen evrağı alıp orada daktiloyla doldurtuyorsunuz. aman diyeyim, şasi numarasını doğru yazdırtın.
ek 1 belgesini aldıktan sonra tuvturk. com. tr internet sitesinden bulunduğunuz yere en yakın istasyonu seçip en uygun zamanınıza ve saatinize randevu alıyorsunuz.
randevuya 15 dakika kadar önce gidin. aracınızı park edin, gişeye gidip sıra numarası alıp vezneden işlemlerinizi yaptırın. ödemeyi yapın. cezasız ücret 128 tl, muayenesi geçen her ay için %10 kaktırıyorlar.
veznede ruhsatınızı alıp size reçete gibi bir kağıt verecekler. o kağıtla aracınızın başına geçip sıranızın gelmesini bekleyeceksiniz. yan yana dizilmiş 6-7 tane kapı var ve hangi numara hangi kapıya gidecekse o tabela sizi banka şubesi gibi yönlendiriyor.
sıra size geldiğinde ilgili kapıya aracınızla gidiyorsunuz. yangın tüpü ve full ilk yardım çantası mutlaka bulunsun. ayrıca camlar filmliyse güle güle. o yüzden hazırlıklı olun. görevli bunlara baktıktan sonra aracınıza binip o büyük kapıdan içeri giriyor. siz de sik gibi kalıyorsunuz afedersin. arkaya dolaşıp aracınızın kapının arkasından çıkmasını bekliyorsunuz.
frenlere ve akslara çok dikkat ediyorlar. rot&balansı da iyiyse çok ciddi sıkıntı olmuyor bir de far ayarlarınızı muayeneye gitmeden önce mutlaka yaptırın.
ruhsatınızda yer olmadığı için geçerlilik raporu ile birlikte kaşe ve pulu ek 1 belgesine yapıştırıyorlar. dolu olan ruhsatınızı ve evraklarınızı alıp size en yakın trafik şubesine gidiyorsunuz. bunun için de iem.gov.tr adresinden randevu almış olmanız gerekiyor. aynı muayene ile aynı güne alıp sabah saatlerinde muayeneyi, öğleden sonra da trafik şubeyi halletmenizi öneriririm. ruhsat için 108 tl alıyorlar. ek 1 belgesi ile trafiğe çıkmanın süresi 7 iş günü. 7 günden sonra sıkıntı yaşarsınız o yüzden muayeneden hemen sonra ruhsatınızı yenilemenizi öneriyorum.
bir de egsoz pulu var onu unuttum. eğer egsoz muayenesi de bitmişse pek çok servis bunu 10 dakikada veriyor. tuvturk muayene istasyonlarında da bu yapılıyor ama pek önermem. bunun ücreti de 22 tl.
sonuç olarak muayene ücreti 128 tl, ruhsat ücreti 108 tl ve egsoz emisyon muayenesi ücreti 22 tl olmak üzere toplamda 258 tl bayılıp bir sürü protokolle uğraşıyorsunuz. sonra da emniyet şeridinden gidip öküz gibi araba kullanana dallamalarla aynı trafiğe çıkıp emniyetli sürüşten bahsediyorsunuz.
avrupa yakasından anadolu yakasına geçerken ikinci köprünün tam ortasında sağa bakarsan birinci köprüyü görürsün. aynı şeyi birinci köprüdeyken yaparsan bir bok göremezsin.
gece arkadaşlarla çıkılmış, bir güzel içilmiş, eğlenilmiş, sabahın dördünde kafalar bir milyon vaziyette beyoğlu balık pazarından istiklal caddesine çıkmak amaçlanmaktadır. gelin görün ki alkolün de etkisiyle iyice kendisini hissettiren o hain açlık duygusu, balık pazarındaki kokoreççi, midyeci ve vesairecilerin önünden geçerken tavan yapıp nefsi mağlup etmiştir. ikişer tane midye yeriz diye içeri girilir. hayattan zaman, midelerden midyeler nasıl geçer anlaşılmaz ve topluca insanlıktan çıkmış vaziyette kelle başı yirmi küsürüncü midyenin tüketildiği bir anda, arkadaş grubu içerisinde aniden kendisine gelen bir insan evladının uyarısıyla dünyaya dönülür. ertesi gün uyanıldığında alınan alkolün verdiği baş ağrısına bir de bir gün önceden yenen sayısız derecede hayvani midyelerin yaşattığı o karabiberin mideye etkisi, midye fesatı terimini kazandırmıştır bizlere. bu da böyle bir anımdır.
sandıkta görüşüldükten sonra, müteakip maçta geçmiş olsun mesut bey yazan ve sonunda koskocaman bir nah işareti barındıran yeni bir pankartla devam eden kfy tepkisidir.
edit: öncesinde sandıkta görüşürüz mesut bey yazan pankartı açıp istiklal marşı sırasında polisten envai çeşit şiddet görülmüştü.
buz gibi bir bira açıp, yanında çıtır çıtır yanan bir sigara içmektir. ne yorgunluk kalır, ne stres. kişsel görüştür.
eklenti: anket açmak amacı güdülmeden, sadece yapılan bu eylemin insan bünyesindeki rahatlatıcı etkisini sözlükle paylaşmak niyetiyle açılmış bir başlıktır kendileri.
o cocukları adlı filmin, çekilecek olan devamının olası ismidir.
zorunlu edit: filmi izledim, genel anlamda beğendim ancak sonunu bağlayamamaları neticesinde inceden uyuz oldum sadece bu. sonuçta izlemediğim, dinlemediğim herhangi bir sanat eseri hakkında yorum yapacak ve haddimi aşacak kadar bilinçsiz bir adam olduğumu hiç sanmıyorum. herşeyden önce emek var çünkü ortada.
bostancı oto sanayi içerisinde sadece alfa romeo marka arabaların bakım ve tamiri ile uğraşan, alfa kullanıcılarının arabalarından gerçekten ne istediğini çok iyi bilen iki kardeşin sahibi olduğu alfa romeo servisi. fiyat olarak da diğer alfa servislerine göre epeyce uygundur. başka bir serviste iki yıl önce 10.000 km bakımına o zamanın parasıyla 450 lira bayılan bünyemin tecrübesiyle sabittir. sonuç: iyidir sportivo.
sahte kimlik düzenlemiş bir dolandırıcı ya da kadınken cinsiyet değiştirmiş ancak nüfus cüzdanını henüz değiştirmemiş bir vatandaşımız olabilir. lakin türkiye cumhuriyeti vatandaşlarının kimliklerinin seri ve sıra numaraları erkeklerde tek rakam ile, kadınlarda ise çift rakam ile bitmektedir. bu da böyle bir bilgidir efendim.
komik olaylara sebebiyet verebilecek süreçtir. bu konuda yaşadığım tecrübeyi aktarmayı da borç bilirim.
çalıştığım yerde yaklaşık üç yıldan beri türkiye'de yaşayan, artık hal ve hareketleriyle bizden biri olmuş bir fransız bulunmaktadır. son zamanlarda türkçe dersleri almaya başlar ve çevresindeki herkesle türkçe konuşmaya çabalar. bu insan noel tatili için bir buçuk aylığına ülkesine gider döndüğünde türkçe konuşmaya devam eder ve muhabbeti de pek sağlam olduğu için sorulur. dt: dream theater f: fransız
dt: hoşgeldin nasılsın?
f: iyiyim tatil iyi geldi.
dt: türkçe nasıl gidiyor?
f: söktük .mına koyim.
dt burada dumur vaziyettedir tabi. herkesin ortasında bağıra bağıra bu cümleyi allahın fransızından duymak yarmıştır bünyeyi. sonra öğrenilir ki bu sözü ulan gibi sadece argo bir kelime olarak anlatmışlardır kendisine. gerekli açıklama yapılmıştır sonraları gerçi ama bu sözü kendisinden duyan tüm iş arkadaşları bir süreliğine iptal olmuştur.
7 mayis 2009 perşembe saat 22:00 itibariyle beyoğlu hayal kahvesi nde canlı performanslarını görebilme şansına erişilebilecek, çengi adlı zeka ürünü parçayı müzik dünyasına kazandırmış zeki grup.
taksim'in, beyoğlu'nun ve istiklal caddesi'nin istanbul'da çok ama çok ayrı bir yeri vardır. hangi türden insan ararsanız vardır burada. tam bir mozaiktir kısacası. işte bu mozaik içerisinde öyle ince enstantaneler vardır ki, duyulduğunda ya da görüldüğünde insanın kafasında hemen istiklal caddesi belirir. istiklal caddesini istiklal caddesi yapan şeylerdir bunlar. ilk aklıma gelenleri de anket modundan bağımsız bir şekilde sıralamaya çalışayım da tam olsun:
bugün çekiliyoooor, bugün çekiliyoooor diye ince ve mahsun bir ses tonuyla piyango bileti satan abla,
ağzındaki aparatla god father müziğini çalan adam,
upuzun bıyıkları ve koskocaman tespihiyle istiklalde dolaşan ve vefat ettikten sonra balmumundan heykeli yapılan amca,
galatasaray lisesi'nin tam karşısında bulunan müzik marketten yükselen hüzünlü melodi,
tarihi tramvayın derinlerden gelen ve tarih kokan sesi şimdi ilk aklıma gelenlerdir.
lakin bir başka olan memleketimde, istiklal caddesi daha bir başkadır.
edit: başlığı düzeltmemde yardımlarını esirgemeyen karin e sonsuz teşekkürler.
pentagram ın anatolia albümünde, albüme aynı adı veren parçanın türkçe versiyonunda geçen, şarkının en can alıcı cümlesidir. çok şey anlatır. düşündürürken yorar, yorarken rahatlatır.
kill for you taraftar grubunun istanbul'daki ilk fenerbahçe maçında ki bu maç iki hafta sonra oynanacak ankaragücü maçıdır, maraton tribünde asmayı düşündüğü pankart.
kesinlikle işini severek yapmakta olan ve risk yönetimi gibi müşteriyle herhangi bir iletişimi olmayan bir birimde çalışan erkektir. şubede bunu yapmak biraz sıkar efendim. iş görüşmesine bile kulağındaki küpesini çıkartmayıp sakalını kesmeden giden bir insan evladı olarak söyleyebilirim ki, insan nerede çalışırsa çalışsın, kendi doğrularını o işe yansıtamıyorsa asla başarılı olamaz. kendimi başarılı addetmek gibi bir niyetim olmasa da sadece bu yüzden çalıştığım yerde mutlu ve huzurlu olduğumu söyleyebilirim. son olarak belirtmek isterim ki, asıl konu küpe ve sakal değil, insanın karakterinden ödün vermeden de bir işte huzurlu olabileceğidir.
