boş derste bahçeye çıkıyorum diye, merdivenlerde bana tokat atan müdürün, salladığı tokatın altından geçip, arkasınadan
aşşağı iterdim. o yuvarlanırken de bir sigara yakar seyrederdim.
diz hizasına kadar kuma gömülüldükten sonra, hızlıca çıkıp hemen kaçman gerekir. aksi takdirde arkada sıra bekleyen fırlamanın biri üstüne düşebilir.
(bkz: inşaatta kum karıyoduk fıtık attı)
sanırım yaz tatili dolayısıyla memlekete gitmiştik. aradan bir hafta geçti, cenaze olduğunu duyduk. çocukluk işte ne olduğunuda bilmiyoruz. kalabalık bir gurubun el üstünde bir şey taşıdığını görünce, oyun oynuyorlar sandım. arkalarından koşarak bağırıyorum:
-babaaaaaa benide bekleyin. bende tutucam o kecgereden.
millet beni duyunca kıs kıs gülmeye başladı, hatta birkaçtanesi bıraktı tabutu gülme krizine girdi. babam beni kucaklayıp eve götürdü. gülüştük felan baya eğlenceli cenazeydi.
kecgere: ahırdan hayvan pisliği atmak için kullanılan, dört kollu araç.
otoban kenarında, teli kopmuş elektrik direğinin teliyle sallanarak, yabancı plakalı tırlara tekme atmamak. nebiçim bir faşistsem artık. telin kopma ihtimalini geçtim, lan hiçmi korkmuyosun 3000 volt elektriğe kapılacaksın pezevenk.
öncelikle şunu belirteyim, denemek isteyen arkadaşlar varsa vazgeçsin.
öğrenci milleti işte.
-olum yokmu lan dolapta bira mira.
-evde dolap bile yok yapram. *
-tekel açıkmıdır?
-bu saatte sanmam.
-hacı burundan asprin çekiyolarmış. acayip kafa yapıyomuş. denesek mi?
-nasıl lan!
asprin ezilir ve birer burun alınır. aradan biraz zaman geçer.
-senin ben aklını fikrini zikeyim. kafam çatlayacak amk.
-aşırı doz aldık heralde. ölür müyüz lan ?
-beni konuşturma, konuştukça daha çok ağrıyo. seni asprin diye sikerün. yat zıbar amk.
hiçbir filmde görmedim ama sevdiğin birinin, yürüyen merdivenlerden aşşağı inerken el sallaması o sırada koridorlarda canlı müzik yapan gençlerin çaldığı kemanın sesi insanı filmin içinde gibi hissettiriyor.
mt: iyi günler xxxx bankattan arıyorum. kredi başvurunuz olmuş, doğrumudur.
mü: ohh evet.
mt: isterseniz bilgilerinizi güncelleyelim birlikte.
mş: yavaş!
mt: anlamadım.
mü: buyrun sizi dinliyorum. aahhh!
mş: yavaş dedim hayvan. kapat şu telefonu.
mt: ben mi?
mü: yok siz değil.
mt: meşkulsünüz sanırım. daha sonra arayabilirim.
mü: iyi olur.
mt: kolay gelsin.
-*ateşin varmı?
-yok.
-saatin varmı?
-yok.
-bana bi saat sana çakmak lazım.
-ne diyosun lan?
-sana bi saat bana çakmak lazım.
-hastamısın olum!
-bana bi saat ver sana çakayım.
-imdaaaaaattt!
-çakmak çakmaya geeeldiiiim kına yak.......
olay şöyle oldu:
karşı komşumuza hep beraber misafirliğe çay içmeye gitmiştik. bir kişi hariç. bütün ısrarlarımıza rağmen ''ben evde msn takılcam hacı siz gidin'' diyerek bizi üç beş şırfıntıya satmıştı.
meğer herkes içten içe intikam duyguları besliyormuş. çaylar içildikten sonra plan yapılır. internetten soyunan bir hatun videosu bulunur ve fake bir msn adresi ile bizim esas oğlan keklenir. hemde öyle bir keklenirki kekleyenler bile bu herifin bu kadar sapık olabileceğine şaşırır.
- oha lan herif malı çıkardı.
- büyükmüş lan!
- noldu vercenmi.
- yok lan kıskandım anuna koyim.
en mahrem halleri foroğraflanır ve sene boyu ''bütün okula yayarız olum'' tehtiti ile bulaşıklar esas oğlana kitlenir.
keşke birinci sınıfta aklımıza gelseydi. yazık oldu okadar bulaşık yıkadık.