ne olur bir sabah kapım çalınsa,
açınca gülüşün içime dolsa.
belki bir meyhane biraz da rakı
sen türkü söylesen ben eşlik etsem.
bakmayın çekilen perdelerine aydınlık oluşuna bu şehirde, renk renk desenlerine kanmayın. saklısında kimbilir kaç yüreği bu ayrılıklar boğar, kimbilir ardına kadar susmuş ömürleri paslanmış ne çok kapı bekler.
hasretin gibi çarpıyorum kapıları, soluk soluğa atıyorum kendimi sokağa, taşlarında izmaritlerimi ezdiğim kaldırımlar sicim bir yağmur altında, bir yanıtım yoktur seni soran açelyalara.
bir meyhane bulur beni beyaz kefeni kirlenmiş masalar, yorulmuş bir rakı alır beni kalbime seni sorar. o an duracak zannederim bu gevezeyi, sol kolumda bu aşkın uyuşmuş ağrısı.
otuzbeşlik ne ki meyhaneci yetmişlik getir !!!
tek başına gitmiyor bu zıkkım.
kavunun tadı zehir sen yoksun boynu bükük saatlerin.
bu akşam "dürüyemin güğümleri kalaylı" gitmiyor be abla, değiştir şu bantı.
"bu ne sevgi ah bu ne ızdırap zavallı kalbim ne kadar harap" çalmıyor artık öyle ya çoktan göçmüş abdullah yüce.
geceye su gibi dökülse sesin,
bizimle hüzünlü şarkılar gülse.
ellerin elimi bulsa ansızın,
kalbimden kalbine çiçekler koşsa.
ne olur bir sabah kapım çalınsa,
açınca gülüşün içime dolsa.
belki bir meyhane biraz da rakı,
sen türkü söylesen ben eşlik etsem.
ben senden önce ölmek istiyorum...
gidenin arkasından gelen, gideni bulacakmı zannediyorsun, ben zannetmiyorum.
iyisimi beni yaktırırsın, odanda masanın üstüne koyarsın içinde bir kavanozda.
kavanoz camdan olsun şeffaf, beyaz camdan olsunki içinde beni görebilesin.
fedakarlığımı anlıyorsun dimi vazgeçtim toprak olmaktan, vazgeçtim çiçek olmaktan senin yanında kalabilmek için ve toz oluyorum yaşıyorum yanımda seni.
sonra sende ölünce kavanozuma gelirsin, orda beraber yaşarız külümün içinde külün; taki savrulup gidene yahut vefazıs bir torun bizi ordan atana kadar.
ama biz o zamana kadar okadar karışıcağızki birbirimize atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz yanyana düşücek, toprağa beraber dönücez.
ve bir gün yabani bir çiçek bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse, sapında mutlaka iki çiçek açıcak.
biri sen.
diğeride ben.
annemden, babamdan, dostumdan, arkadaşımdan, kardeşimden, kardeş dediklerimden, sevdiğimden ayrı geçirdiğim bu bayramın hüznü öyle bir çöktüki içime, başımı kaldıramıyorum dik bir şekilde ama karanlık aydınlığa kavuşur elbet siz o gün bayramı kutlamayı görün.
hepinizi okan kovalasın inşallah. bu adam hakkında bu kadar yazı yazman başlık açmak bile gereksiz bir şekilde onu yüceltmekten başka birşey değil. kim siker okanı yahu dışarda okadar çok sorun varken.
yok disko kralı söyleymiş, muhabbet kralı böyleymiş, medya kralı yan batmış, okan aramızda birilerini parmaklıyomuş bırakın yaw. o kazandığı paraları evinde çatır çatır yerken sen babanın ödediği internet faturanla, okanla aşık atıyosun. siktiret okanı, merak etme o seni sikine takmıyo.
sana uzak kentlerden birinde zamanın bir yerinde
seni ve senli günleri anımsattı akşam güneşi
onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi
insan hergün anımsar mı aynı gözleri..
seni seviyordum ve senin haberin yoktu..
saçlarını izliyordum uzaktan
kulağının arkasına düşüşü ve burnun!
herkesten başkaydı işte..
güldüğün zaman yukarıya bakardın..
yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı.
ne güzeldiler!
sen bilmiyordun.. ben seni seviyordum...
kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler.
duvarlara, vitrin camlarına, kaldırımlara çarpıyordu.
geri dönüyordu çoğalarak.
senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum herşeyi..
herşeyi erteleyişim oluyordun.
kalp ağrısı oluyordun.
birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun.
mevsimler değişiyor ve büyüyorduk.
dönemeçler geçiyor, köprüler göze alıyor
ve bazen, tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk..
cesurduk!
ufuk çizgisi maviydi, günbatımı hep turuncu
ve kırmızıydı bütün karanfiller!
ben seni seviyordum.. sen bilmiyordun..
sevinçlerim oluyordun ara sıra..
sen hiç bilmiyordun.
sonra herhangi biri oldun.
bütün sevinçlerim bittikten sonra.
yağmurlar yağdı serin haziran akşamları.
derken birgün uzaktan gördüm seni.
saçların bana inat başın herşeye meydan okuyarak
işte yine aynı!
kalbimi acıttın.. her zamanki gibi..
değiştik sanıyordum. ve sen yine bilmiyordun..
şimdi bunları anlatsa sana birileri,
kimbilir..
yada boşver
bilme en iyisi...
Benden önce söylenmiş sözlerin haklılığına kızdığım oldu zamanında
Ama inandığımda,
Ömrümde her şarkı başka bir kapı açtı...
Bu şarkının ardında sen
Bu kapının ardında ise benden önce söylenmiş sözler vardı...
Çok zor günler geçirdim vaktiyle
Alemde savaşlar,çırpınışlar
Nihayetinde; aşık olmak kısmetmiş yar
Sana...
Aşık olmak kısmetmiş yar...
Seçtiğimiz hayatlar mı bunlar?
Seçtiklerimiz mi?
Bunca yokluk
Bunca kırıklık
Bunca acı...
Seçtiklerimiz, evet...
Hayat bu sevgilim
Çoktan seçmeli
Senin aşkınsa, bir dönem ödevi...
Bir gece çıkıp gelsen ölmezsin yar
Ölümlerden ölüm beğen
Gelmezsen yar...
Bir akşam çıkıp gelsen ölmezsin yar
Ölümlerden ölüm beğen
Öleceğim yar..
Bir şarkı tuttum sevgilim
Bir kapı açtım ikimize
ikimiz çokmuşuz meğer bu resme
Kapatmadan bu kapıyı yinede
Bu yaralar, bereler
Sanadır, bileler...
Çok canım yanıyordu
Gördüklerimden
Ve
Göreceklerimden...
Benim kanayan dizlerim yoktu hayatta bir tek
Benimde kanattıklarım vardı elbet
Ezdiğim kumlar
Ve geçtiğim yollar hala gölgemi taşıyorlar...
Hani demiştim ya en başında
"Ne ayrılıklar
Ne aşklar
Ne başlangıçlar" diye...
Yani demem o ki;
Çok zor günler geçirdim vaktiyle...
Çok zor günler geçirdim vaktiyle
Kalbimde firari endişeler
Nihayetinde aşık olmak çok zormuş yar
Sana aşık olmak çok zormuş yar...
Bir gece çıkıp gelsen ölmezsin yar
Ölümlerden ölüm beğen
Gelmezsen yar...
Bu şarkı sadece benimdi sevgilim
Ve ben büyük bahçeler istemiştim ikimize
Yazmışsın ya;
"Onu sevebileceğimi düşünmüştüm" diye
işte o günden beri belkide bu yüzden sadece,
Bu yaralar, bereler
Sanaydı bileler...
Görenler aşkımı
Şahidim; gökkubbe...
neden her şeyde her şeyimde olmak zorundasınki, ne zaman beni benimle bırakacaksın? dur sen söyleme! biliyorsun cevabı belli sorular sormayı sevmem dalgınlığıma geldi kızma bana, evet biliyorum hiç bir zaman. bu arada şunu farkettim hala yaptığım, dediğim birşey yüzünden bana kızmandan korkuyorum, ne kadar acınası bir durum değilmi? sen yeni hayatında yeni tatlar tadarken ben hala bana kızma ihtimalini düşünüyorum. söylemiştim sana bitmez demiştim bitmedi, sen bitirdin. keşke bende yeni hayatımda yeni tatlar tadabilseydim ama demiştim ya (bu ara bunu çok kullanıyorum ve kendime çok kızıyorum) ben senin kadar taze değilim hatta bayat kokmaya yakın bi kalbim. sen yolun çok başındasın oyüzden yaşamak tatmak hakkın, kızmıyorum sana buyüzden kızamıyorum ama bilki hala herşeyde biraz sen varsın.