elbetteki gelir durumuyla ve vakitle alakalıdır. ama günümüzde hızıyla azalmaya devam edecek olursa 20 yıl sonra hepten az olacaktır ülkemizdeki çocuk sayısı. örnek aldığımız batılı devletler çocuk sayılarını artırmaya uğraşırken bizim 1 veya 2'de kalmamamız gerekir, hem de devlet evlenme ve çocuk teşviki artırırken. eminim birçok insana yük gelen çocuk sahibi olma mevzusu, özellikle yaşlılıkta önem kazanacaktır. üstüne bir de günümüzde kısırlığın eskiye göre çok daha yaygın* olduğunu hesaba katarsak nesilleri devam ettirmek için birden fazla çocuk sahibi olmak kesinlikle gereklidir çağımızda.
tüketimden başka amacı olmayan, oyunculuğun yerlerde olduğu diziler. çoğu oyuncu esasında manken vs. olduğndan oyunculuk yerine güzelliğin ön plana çıktığı, halkın büyük kesiminin ilgisini çeken ama şahsi hayatımda hiçbir yer kaplamayan taklit dizilerdir çoğu.
tam bir keşmekeş halinde yaşanan, görgüsüz ve dağdan inme insanlarıyla nefret ettiren ilçe. ümraniye'yle alakam olmamasına rağmen oraya giden otobüse bindiğim an rezillik başlar. ağlayan çocuklar, görgüsüz ve cahil anneleri, akbil basmasını bilmeyen yaşlılar vs vs uzar gider. ne yazık ki istanbul'un güzelliğine ve daha da fenası 21.yy'ın çağdaş yaşamına hakaret olan ilçe.
pop kültürü sevmeyen kişilerin başına gelen durum. maalesef zordur, kendimden biliyorum. çoğunluğun ilgilendikleriyle ilgilenmeyince, bilgisi artınca yanlız kalır insan.
genelde ağzı bozuk, saygısız, sadece zenginlik peşinde koşan, tikky'leri bile aratacak cinste görgüsüz kızlardır. büyük çoğunluğu maalesef üst düzey bir eğitimden geçemediği için kültürsüzdür. gerçi ülkemizdeki üst düzey eğitim görmüş kızların da entellektüel seviyeleri yerlerde, ama kötünü iyisi denebilir. varoş kızları ise gerçek anlamda dengesiz ve sorunlu tiplerdir ekseriyetle.
dünyanın en kötü ikinci ekonomisine sahip, biraz doğal kaynaklarıyla ve asıl olarakta yurtdışında çalışan ermenilerin her ay düzenli gönderdikleri paralarla ayakta durmaya çalışan, meşhur diaspora ermenilerinin buraya destek vermek yerine türkiye ile uğraştıkları, bu yüzden de kalkınmak şöyle dursun her geçen gün kötüye giden ülke. toprakları oldukça küçüktür ve nüfusu 3 milyonun altına inmiştir. dış dünyaya tek çıkışı gürcistan üzerindendir, belki az da olsa iran. iran demişken, çoğunluğu müslüman olan iran devleti ve milleti ile çok iyi anlaşır bunlar. demek ki dertleri islamla değil türk varlığıyladır. ikili ilişkiler düzelmedikçe asla ne türkiye'nin ne de azerbaycan'ın dengi olamayacak garip ülke.
ayrıca genelde hanzoların, apaçilerin çok şımarttığı ve kendilerini bulunmaz hint kumaşı zannetmelerine sebep oldukları kızlardır. tavırları ne yazık ki bozuk ve sorunludur.
dünyanın birçok yerinde yaşayan hemcinslerine göre sadece güzellikte değil aynı zamanda bilgisi ve görgüsüyle de çok geride olandır. dünya klasiklerinin belki de hiçbirini okumamış(hatta varlığından habersiz) ama ünlüler hakkındaki gereksiz ne kadar zımbırtı varsa ezbere bilen, bunu bilmeyene de ezik gözüyle bakandır. ayda yılda bir kitap okur, o da büyük ihtimalle bir aşk romanıdır.
tek bir sınıfta değerlendirilmemsi gereken kızlardır. kimi makyajı çok sever, kimi neşelidir, kimi(hatta çoğu) etrafına surat asar. yanlız kalınca neden kimsenin teklif etmediğini sorgular. maalesef sonrasında ilk teklif eden kişiyi de reddeder veya yanından kovar. üzülerek söylüyorum ki ülkemizdeki kızlar* kahir ekseriyetle kültürsüz ve dünyadan bihaber yetişmektedir. akıl almaz tripleri, dengesizlikleri bir tarafa, son derece basit ve global konuları bile bilmeyeni çoktur. içlerinde güzelliği ortanın üstünde olan ve genel kültürü yüksek gerçekten çok küçük bir azınlık var. onlara da denk gelmek çok zordur ne yazık ki.
her iki cins için de değişebilir. kişinin sosyo-kültürel durumu ve olgunluk seviyesi bunda etkilidir. ama zannımca kadınlar için 22 erkekler için de 25 yaş öncesi evlenmek erkendir.
2000 ve sonrasında iyice artan ve nesiller boyu sürmesinden korktuğum topluluk. diziler, yarışmalar, ünlülerin suni polemikleri bu kişilerin ilgisini çeker. ama tarih, bilim, edebiyat gibi dallardan bihaberdirler ve bu dallarla ilgi konu açılınca ya sıkılırlar ya da bilgisizliklerini örtmek için alay etmeye çalışırlar. gerçek şudur ki bugün 35 yaş ve altı nesilin çoğunluğu okumaktan ve öğrenmekten çok medyada verilenle yetinmektedir.
kezban olmayanı oldukça az olan güruh. bu grubu hariç tutarsak; çoğunluğu kısa boylu, fazla kilolu, dışarıda havasından yanına yaklaşılmayandır. ülkemizde çok sayıda bulunan apaçi veya barzolar bunların totosunu öyle kaldırır ki herbiri birer kraliçedir ve dünyada eşi benzerleri yoktur. halbuki türkiye dışına çıkınca ortalamanın dahi altında özelliklere sahip değildir. aşırı bakımlı olmakla kendine düzenli bakmayı karıştırır. dengesizdir, ani bağırıp çağırabilir. başkasını çekiştirmeye, dedikodu yapmaya bayılır. genel kültürü, karşısındakine bakışı, fiziği asla bir slav kızının yanından geçemez. erkeklerin yıllarca peşinden koşmasını ister çünkü egoları herşeyin üstündedir. evlendikten önce ayrı sonra ayrı sorunlar çıkarır. birlikte olduğu erkeğe hayatı zehir eder, etmese bile içinden geçirir. eşi/sevgilisi rus kızlarını ona tercih edince kendini sorgulamak yerine erkeğe suç atar. ama sonuç asla değişmeyecektir. bir çoğu eninde sonunda kendilerinden daha alımlı ve insancıl bir kadınla* aldatılır. kıllı olmalarına hiç girmeyeceğim zira hergün aynı mide bulantısını yaşıyorum ve tekrarlamanın gereği yok.
gerek donanımı gerekse kullandığı dil ile kendine hayran bırakan, birçok kesimin tabulaştırdığı fikirleri çekinmeden tenkit eden, zannımca son derece açık sözlü ve lafını esirgemeyen birisidir. bilim adamlığını tartışanlar ya da memlekete ne faydası olmuş diyenler akademik çalışmalarına ve makalelerine biraz göz atsınlar diyeceğim. amerikan bilimler akademisine seçilmek her babayiğidin harcı değil. bilimsel çalışmalarının çoğunu anlayamayacak kişiler sürekli olarak celal şengör\'ü ateist oluşuyla veya tsk ile sıkı bağları bulunmasıyla itham ediyor. biliniz ki celal hocanın hiçbirinize ihtiyacı yok, kendini yeteri kadar kanıtlamış birisi. ama tv\'lerdeki cesur açıklamalarının ülkede bazılarının zoruna gittiği çok bariz. zira yeri geldiği zaman yobazlara yeri geldiği zaman marksistlere, liberallere çok iyi giydiren bir adamdır. kendi bakış açımdan; ülkemizde ender yetişen ve her zaman ihtiyaç duyacağımız birkaç isimden birisidir, gerçek bir aydındır.
günümüzle kıyasla oldukça düşüktür. 1. dünya savaşı ve istiklal savaşlarından sonra osmanlı devleti okur-yazar nüfusunun çoğunu kaybetmiş, 1920'de ise yüzde 2.5 oranındadır. anadolu'da bazı bölgelerde ise bu durum çok daha düşüktür. bugün yüzde 90'larda olmasına karşın osmanlı'nın 620 yıl boyunca neden olduğu "okumama" kültürü ise 90 yıl geçmesine rağmen hala silinememiştir.*
hazırlık kampında ve ligin ilk 4 haftasında sakatlığı nedeniyle oynamayacak olan ve ödenecek paralara bakıldığında fiyasko olma ihtimali yüksek olan transfer. taraftar için hayal kırıklığı olmuştur duyulduğu andan bu yana.
en büyük nedeni kendilerini rakipsiz görmeleridir. birçok ülke standartına göre orta düzeyde güzel olmalarına rağmen ülkemizde "çok güzel kız" sınıfına girdikleri ve kadın görmemiş varoşlardan gelme barzoların sürekli bakışlarına maruz kaldıkları için burnu havada dolaşmalarıdır. oysaki genel kültürüyle, fiziğiyle slav kızların değil rakibi olmak yanından dahi geçemezler. bu yüzdendir ki sürekli ruslara iftiralar atarlar. ayrıca spor yapmamaları da fiziklerinin erken çökmesinde büyük etkendir.
her konuyu inanca getiren kişilerdir genelde. halbuki bilmezler ki evrim olmadan tek bir ilaç bile yapılamaz. evrimin okutulmadığı ülkelerde ise doğayı tanımayan halk, ilk afette büyük kayıplara yol açar. *
bana göre kısa boylu erkeklerin büyük çoğunda olandır. genellemek doğru olmaz ama yeni nesilin daha uzun olduğunu varsaydığımızda bu kompleks artmıştır. kendini ön plana atmak için her yolu dener bu tipler. ilk fırsatta da uzunları aşağılama yoluna giderler. ama çok iyi bilirler ki kadınlar kısa boylu erkekleri çok daha az tercih eder.
sosyal medya ile beraber yürütülen, hemen her görüşten insanların cesur insanların verdiği mücadeledir. günümüzde sosyal paylaşım sitelerinin etkisinden habersiz koyunların küçücük beyinleriyle hakir gördüğü, haklı savaştır.