Acılarına, hüzünlerine, zorluklarına rağmen,kaygısızca ve
haykırarak "yaşıyorum" diyebilmektir.
hayatın kısacık anlarıdır mutlu yaşanan...
hem mutlu hem huzurlu olamaz ki insan...
''sevdiğim '' dediğin kişiye verebileceğin en mükemmel addır. yanında huzurluysan ''huzursun'' dersin ona . önemli olan tek şey de budur. yeter ki o 'huzur' hiç bozulmasın...
selçuk üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü bölüm başkanıdır kendisi.derslerin 3 te birine kendisi ya da asistanı girmektedir. her gelen birinci sınıf öğrencilerine okuttuğu 'hayalet bilimi ve hayali kimlikler' kitabıyla tanınır.
efeste bulunan ünlü kütüphane. efsaneye göre kütüphanenin yapıldığı dönemde kütüphanenin altından bir tünel geçmektedir ve bu tünelin sonu geneleve gitmektedir. dönemin zeki delikanlıları da ''kütüphaneye gidiyorum anne'' diyerek geneleve kaçmaktadırlar.
selçuk üniversitesinde okuyan her öğrencinin bildiği yerleşim mekanıdır. türkiyedeki en büyük mahalle olduğu söylenir. 80 binin üzerindeki nüfusu tek bir muhtarın idare ediyor olması da ayrı bir muallaktır.
Eski bir Fars çalgısı olan Rebabın modern şekli olan kemana belki de tarihi bağları nedeniyle bu kadar melankolik bir anlam yükleyebilen ünlü keman virtüözü FARID FARJAD ın mükemmel eserlerinden biridir. dinlemeden ölmeyin.
kesinlikle yanlış bir varsayımdır. saçma sapan bir çok dizi ve magazin programı görenler haklı olabilirler fakat fox tv de yayınlanan anında görüntü show cumartesi geceleri için iyi bir seçim olabilir.
fuarlarda, açılışlarda satılacak ürünü tanıtan bayan mesleğidir.genelde bu iş için güzel ve bakımlı hatunlar seçilir.hatun standın başına geçer gelen gidene satılacak ürünü tanıtır ama nafile. çünkü gelen müşterinin yarısından fazlası ürünle değil kendisiyle ilgilenmektedir. ürünle ilgilenir gibi görünür, özellikleri sorar, fiyatı sorar. götünü satsa alamayacağı kadar pahalı olsa da ''hmm iyiymiş'' tepkisiyle karizma yapmaya çalışır.
öğrencilik günlerinde yiyecek bir şey bulunamaması ya da makarna yemek istenilmemesi sonucunda saldırılan yiyecek.hele bir de kahvaltılık margarin varsa.yaşasın yemek yemek...
''vay aq ya'' denilebilecek durumlardan biridir.diğerlerinden önce tuvalete girebilmek için her türlü şaklabanlık yapılır.yine de bir sonuç elde edilmediyse komşunun tuvaletine gidilir, tuvalet dışında bir yerlere işenir.misal altına...
tiryakinin kendini bok gibi hissetmesine neden olan durumdur.hele de bu durum gecenin bir vakti ya da sabahın ilk saatlerinde yaşanmışsa. dünyaya lanet okumaya en elverişli zamandır.
halk arasında 'milli aç' olarak tabir edilen insandır.ne bulsa yiyebilecek potansiyeldedir.ve kendince yemekler uydurabilme yeteneği fazladır.kaşarlı tosta baharat ekmek, çikolatalı tost yapmak vs.
III. Komünist Enternasyonal (Komintern) tarafından Bakü'de düzenlenen toplantı. 1920 yılında Bolşevikler artık Batı'da umdukları büyük devrimin pek de yakın olmadığına inanmaya başlamışlardı. Bu ortamda Doğu halklarına doğru yönelen Sovyetler Birliği onlarla Batı'ya karşı bir ittifak kurmaya çalışıyor ve Batılı emperyalist güçlerin egemenliği altındaki Doğulu halkları bu güçlere karşı ayaklandırmayı düşünüyorlardı. Eylül 1920'de Bakü'de çoğunluğu sömürge rejimi altındaki Doğu ülkelerinden gelen komünist partilerin temsilcilerinin katıldığı bir Kongre düzenlendi.
Roma imparatorluğu mirası üzerinde kurulmuş çeşitli ülkelerede değişik zamanlarda değişik anlamlarda kullanılmış bir görev isimlendirmesidir. Bugün ise en bilinen manasıyla Almanya ve Avusturya'da hükümet başkanı için kullanılan (Türkiye'deki Başbakana denk gelmektedir) bir kelimedir.
avrupa'da 30 yıl savaşlarını bitiren barış anlaşmasıdır. 4 yıldır veremediğim uluslararası ilişkilere giriş dersi sebebiyle adını duymaktan usandığım ve korkulu rüyam haline gelen tarihtir. hatta 1648 tarihi beynime öyle kazınmıştır ki pin kodumu bile değiştirmeme sebep olmuştur.
Bir devletin borcunu ödememesi durumunda uygulanması gereken önlemlere ilişkin bir uluslararası hukuk görüşü. Bir devletin vatandaşlarının bir başka devletten alacaklarını tahsil edemedikleri durumlarda, borçlu devlete karşı zorlama tedbirlerine başvurulup vurulamayacağı konusu 20. yy. başlarında en çok tartışılan konulardan biriydi. ABD temsilcisi General Horace Porter bazı öneriler getirmiştir. Verilen önerilere göre, ilke olarak borçlu devlete karşı borcunu ödettirmek için zorlama önlemlerine başvurulamayacaktı. Bununla beraber, borçlu olan devlet konunun hakemliğe götürülmesini kabul edecekti. Eğer sözkonusu olan devlet hakemin kararına uymazsa, o zaman o devlete karşı zorlama önlemleri kullanılacaktır. Bu görüş konferanstaki çoğunluk tarafından kabul edilerek, yeni bir doktrin (Porter) halini aldı.
ingiltere tarafından Filistinlilerle Yahudiler arasındaki anlaşmazlık ve uyuşmazlıkları araştırmak üzere Robert Peel başkanlığında 1936 yılında kurulan komisyonun hazırladığı rapor.