Rehber, fotoğraflar, drive, kayıtlı şifreler vs. bilgilerin yasadışı olarak ele geçirildiği ve sonrasında ele geçirilen bu bilgilerle insanlara kamerun, somali, fas vb. ülkelere kayıtlı telefon numaralarıyla şantajlar yapıldığını öğrenmiş bulunmaktayız.
şantajların geneli google fotoğraflarda ya da drive'da ele geçirilen "gizlilik ya da müstehcenlik" içeren fotoğrafların google rehberde kayıtlı kişilere gönderilmesi üzerine yapılmaktadır.
an itibariyle fiziksel ya da bulut farketmeksizin fotoğraf depolama işini bitirmiş bulunuyorum. etkilenen bir yakınım var ve delirmek üzere.
Twitter'daki nude paylaşım sayfalarında cübbeli nude fotoğrafı paylasan bir kişiyi ve bu fotoğrafı espri amacıyla tweetleyen bi hesabı cübbenin onurunu zedelemekten mahkemeye vermişler.
Ülkede hukuk adina her sey komedi..
Yine cok sevdikleri twitter'da adlarina bir arama yaptim cikan sonuc.. korkunç
Teoride ve uygulamada birbirinden farksız iki isim. Kopya karakter oldukları için versusa da pek müsait değillerdir.
Hiç bişey yapması beklenen ve hiç bişey yapan lakin çok ses çıkaran iki insan. Herhangi bir vazifeleri yok. Sırtlarındaki sorumluluklarla bi alakaları da yok. Zira Sırtlarında bir sorumluluk da yok.
Bu bilgiyi sizi tavlamak isteyen bankacılar kesinlikle vermezler fakat allianz bireysel emeklilik sistemine girmek için 750 tl ayakbastı parası ödersiniz.
3 sene olayı da hikaye 5 yıldan önce sistemden ayrılmanız halinde zarar edersiniz. Daha doğrusu zarar ettirirler.
En iyisi halkemeklilik. Kesinlikle sorgulamayın, şaşmayın.
insanlar artık bir şeye karar vermeden önce internetten araştırıyor.
Google arama çubuğuna intihar etmek yazınca karşına ilk bu site çıkıyor. Insanlara hayatlarının ne denli değerli olduğunu, halen nefes alabiliyorken umut varolduğunu anlatan bi site.
Eskiden uyanıp koşa koşa bergamotlu kahvaltı çayını yaptığım saatlerde şimdi gözlerin kapanmıyor ve bi siteyi kesfediyorum kendi çapımda. Yakın tarihte 3 kişinin intihar haberini aldım. O kadar tatlı geliyor ki. Futbol muhabbetleri o yalandan nefret kusmalar bile yetmiyor artık.
Halen çocukken izlediğim bi haber var aklımda. Adamın biri köprüye çıkmıştı ne konuştu ne ağladı ne de yaygara yaptı. pat diye atladı.
işsizlik, parasızlık, çocukluktan beri süregelen bi sefalet.. düşünsene bitiyor.
Birilerine faydası olduğunu umduğum bir internet sitesi.
Ali Koç küçüklükten beri hayalini kurduğu kulübün başına geçmiş.
Hayal kurmaktan başka bi işi varmış gibi konuşuyorlar. Dünyaca tanınan bi kulüp olur anlarsın bu söyleneni. Karun gibi zenginsin uluslararası sponsorluklarin var, ticaret hacmin bir çok fakir ülkeden bile fazla ve kıçı kırık bi futbol kulübüne başkan oluyorsun üstüne üstelik bunu "hayaldi gerçek oldu" diye lanse ediyorsun kendi adına.
Kusura bakmayın dostlar. Ali Yıldırım, koç ailesinin en zayıf halkasıdır.
Bu zayıf halka ile birlikte türk futbolunda hiç bi halt değişmeyecektir.sen fenerbahçesin ne başarabilirsin en fazla?
türkiye'ye yeni yeni gelmiş bir çeşit online banka. paypal, papara benzeri bi yapılanma. şimdilik sadece türkçe dil seçeneği koymuşlar. fakat çalışabileceklerini zannetmiyorum bu ülkede.
15 euro para transfer bedeli ile mümkün değil. üstüne üstelik devletimiz muhtemelen fahiş bir vergi talebinde bulunacak öncekilere yaptığı gibi. bulunmasa bile bu kanaldan bankalara aktarılan paralara şüpheli hareket adı altında el koyacak ki işin doğrusu da budur.
inşallah atacaktır. fenerbahçe tarihi olmayan silikon bi kulüptür. bişeyler bahşettiler diyebüyük klüp olunmaz şike davasında erdoğan ipten almasa şu an gayet hakettiği bi yerde olacaktı.
Vodafone şirketinin "sınırsız Youtube" diye lansman yaptığı hizmeti.
Tüm sss, şartlar/koşullar, sözleşme detaylarını okudum.
Vadedilen: sınırsız yüksek kalite içerik tüketimi.
Gerçek:
1. Video pass hizmeti internetinizden yiyor.
2. Video pass hizmeti ek paketinizden de yiyor.
3. Video pass hizmeti hediye internetinizden bile yiyor.
4. Kesinlikle sesli iletişim kurulamayan müşteri hizmetlerinin twitter destek hattı, bu hizmetin; 480p ve altı kullanımları kapsadığını iddia ediyor fakat buna dair vodafone şirketinin en ufak bir açıklaması yok.
5. 60 GB'lık youtube verisi tükettim tüm videoları 1080 izledim hem ücretsiz yararlandım hem de kotamdan yedi. Yani tutarlılık yok.
6. 480p ve altındaki videolarda gayet kotanızdan götürüyor.
7. 4.5 g açık iken eğer izlediğiniz video uzunsa ve kotadan düşüyorsa temizinden bi 500-600 mb çöp oluyor.
8. +18 kategorisinde ıçerik ne olursa olsun video kotadan yiyor.
Vodafone'den faturalı hat yoluyla internet hizmeti alacağınıza sözleşmesiz INTERNET alıp ayda 100 lira ödeyin çok daha makbul.
son yıllarda türkler arasında epey yaygın olan bir tatil tercihi.
amaç %90 ihtimalle seks, %10 da balayı zaten.
malum, amerikan askerlerinin o coğrafyaya bıraktığı sadece "fahişelik" oldu. gelir düzeyi yerlerde, kadınlar kocaları tarafından bile bu işe teşvik ediliyor. şimdilerde zengin ingiliz dürzüler falan daracık daracık kızlar için akın akın gidiyorlar, tipler müebbet, hepsi 60 yaş üstü. bizden gidenler de aynı, saçma sapan insanlar, çok belli yani hayat gayesinin sadece pompa olduğu, yine de oradaki tiplerle şahsen aynı duruma düşmeyi istemem. sinsi oçlar.
bu tip bi yerden dönen adamın elini dahi sıkmam, uçuk, frengi ne ararsan vardır, karakterine de her zaman ön yargılıyımdır.
kendi halinde bi tumblr kullanıcısıyım, güzel resimleri (nude) reblog yapıyorum.
yaz aylarından olsa gerek, mesajlar geliyor sürekli. ve talep hep aynı: karımı paylaşır mısınız?
tam olarak şu an adamın biri karısının tüm ev hallerini atıyor, sütyenli, çıplak, donlu monlu. hayret ediyorum, iki kez yaşadım ben bu olayı olağan karşıladım fakat artık midem kaldırmıyor çünkü muhtemelen kadının haberi yok, öncekilerde çift şeklinde pozlar gelmişti bu adam bu amına kodumun oğlu sadece kadının resimlerini atıyor ve muhtemelen haberi yok kadının durumdan, zaten ev kadını, hallerinden tavırlarından belli, amiyane mahalle karısı tipli diyebileceğim bi tip.
takıldığım nokta şu; bre amınoğlu o senin eşin, hayat arkadaşın lan hayvan oğlu hayvan, haberi olsa kadının ağzımı açmazdım ama belli ki durumdan haberi yok. sıradan bir ev hanımı, hayatta kalkıp da çıplak fotoğrafımı internete yükle demeyecek bi tip.
sikeyim böyle memleketi, erkekler bile cinsel açlıktan nasibini alıyor.
bu sabah yine her zaman olduğu gibi kendinden geçmişçesine zikre dalan kuş sürüsünün arasında bir kafir-ul kanat, sanki hiç birşey olmamış gibi ağzını dahi açmaya, iki cik cik demeye tenezzül etmemiştir. tabi diğer kuşlar bu münafığı farkedemediler, o kadar ki zikre dalmış bir haldeydiler.
dayanamadım. attım taşı kafire. komple siktir olup gittiler aq ne kafa siktiniz be biraderler.
Katilasin var ama seçim müzikleri çalıyor, sela falan okunuyor.
Çanakkale gibi destanlarla bir tutuluyor, insanların aç karna günlerce savaştığı.
Tüm milli bayramları alaşağı etmişken insanlara milli duygularla seslenmeye çalışıyorsun, senin aşağıladığın milli değerler ve onların yerine koymaya çalıştığın şeyler.
Kamu personeli neredeyse "zorla" sokağa dökülüyor. Yazılı emirler falan yollandı kurumlara; halkımıza davet kamu personeline emir niteliğindedir" şeklinde .
Nasıl inanabiliyorsunuz oradaki insanların samimiyetine, bunu nasıl kabul ettirebiliyorsunuz kendinize anlamak zor.
Ömer halisdemir gibi nicelerin ruhu şad olsun, bizim için anlamı budur. Davul zurnalık bişey yok.
geceden beri içime oturdu çocuk. engelli olduğunu yazmıştı ismi lazım değil bir internet sitesi*, sanırım ailesi bir telefon almış ve zamane çocukları yaygın olarak youtube kullanıyor. bu da onlardan biri. telefonundan video çekip yüklemeyi başarmış youtube'a, bazen yayın açmış falan. tam becerememiş.
videolarını izleyen yaşıtları resmen kin kusmuş çocuğa. muhtemelen yorumları okumuyor, yoksa asla video atmaya devam etmez hatta ciddi bir travma yaşayabilirdi ve muhtemelen ailesinin de durumdan haberi yok ya da ilgilenmiyorlar kendi halinde video izliyor diye.
yüzüne baktıkça içim bi acayip oluyor. inşallah ciddi bir durumu söz konusu değildir. ama ne olursa olsun youtube mevzusu, ebeveyni tarafından kontrol altına alınmalı çünkü yorumlar insanlıktan çıkmışcasına, rezil, tamamen çocuk kafayla savrulmuş şeyler. onları okuması ciddi bir travma yaşatabilir.
Şehitlik kutsal bir mertebedir. "Allah bize şehit olmayı nasip etsin" diyen politikacılar oldu yakın zamanda, cok alkışlandılar. Ikiside Aynı şeyi kastediyor Aslında.
Kullanılan üslup farkıyla bi taraf linç edilirken diğer taraf göz yaşartıyor. Siyasal islamın sacma sapan renkleri işte. Hepsi birbirinden bağnaz.
Biz, normal müslümanlar olarak yiten canlar için Üzgünüz..
Edit: siyasal islam, sadece bazı siyasi partilerde politikacı olmayı gerektirmez. inancı kullanmaya gayret eden herkes, bu isin siyasetini yapıyordur.
devam edeceklere saygılar, derdini sikeyim diyenleri buraya * alabilirim.
kendisi bir yazar, yani meslek olarak; yazarlık, hobi olarak; masonluk yapmış biri denilebilir. aslında klasik bir ortadoğu bir müslümanı mantığına sahip gibidir. yahudilere karşı fazlaca nefret dolu ve onların gece gündüz islam üzerinde çeşitli oyunlar falan oynadığını iddia eder. bu konu artık mahalle kahveleri literatüründe yer aldığı için pek fazla üstüne düşünülecek bir şey değil. aydın görünümlü (iddialı) birinin, bu tarz basit düşüncelerle, sadece toplumun belli bir kesimine hitap etme çabası içine girmesi azımsanamayacak bir gayret. biraz açmak gerekirse, zeki bir insan olduğu su götürmez gerçek, fakat entellektüel birikimini kullanma şekli çok ilginç. kurduğu, BAV (Bilim Araştırma Vakfı) bir takım bilimsel görüşleri, en başta evrim olmak üzere, deforme etmeye yönelik çalışmalar yapan bir kurum. dolayısıyla bilimsel bir araştırma ve buna paralel maliyet söz konusu. son zamanda yaptığı yayınlar daha çok; kürt sorunu ve yahudikarşıtlığı üzerine. bu iki mesele türk toplumu için esasen mühim hadiseler. fakat bu konulara eğilimi, tamamen mahalle kahvesi muhabbetleri tadında.
bir sabah uyandım, ekmek almak için markete inecektim, kapıyı açtım, kapının önünde "komünist kürdistan tehlikesi" adlı; kuşe kağıda kaliteli baskı yapılmış, işçiliği gayet iyi bir kitap. dönüşte aldım, göz gezdirdim. kitaptan ziyade broşür gibi hazırlanmış bir şey.
kitabın içeriği, açıkçası dikkatimi çekmedi. ama genel hatlarıyla evrimden başlıyor, pkk'ya gidiyordu. asıl beni düşündüren ise bu uğurda harcanan meblağ oldu. her ne kadar kitapları bilmem kaç yüz dile çevirildi denilse de, bu iş zor değil. anladığım kadarıyla kitaplar arz-talep doğrultusunda çevrilmemiş, kendi tarafından tercüme ettirilip, raflanmış. işin en ciddi yanı ise "maliyet". yani dağıtım, çeviri, matbaa, basım vs. kalemlerin harcamaları. öte yandan, narsist bir özelliğe sahip olmasıyla, sık sık kendi reklamını yapmaya düşkünlüğü ile bilinen biri.
ve malumunuz kadınlar. kadınların ciddi bir estetik, güzellik, bakım masrafları söz konusu. bu sektör, kadın kozmetik-sağlık, neredeyse perakende alanında dünyanın en karlı/zararlı sektörü. fayda maliyet'e göre, maddi amortismanı olmayan en büyük harcamalardan biri: estetik-kozmetik. yani bu ürünleri kullanmak, ödenen parayı kesinlikle amorti etmiyor, geri kazandırmıyor, tabi danla bilic, ya da aletta ocean değilse mevzu bahis.
televizyon kanalları*, bav*, belgesel yapımları, kitapları, kadınlarının masrafları, üst düzey reklamları (times dergisi, uluslararsı sempozyumlar vs.), bunlar için çalışan ekibi, tercüman kadrosu (halen çoğu dilde aktif bir şekilde; medya, internet ağı, yazılı basın yayınları yapmakta) gibi kalemleri göz önüne alınca, geçmişinde yaptığı hangi çalışmanın kendisine bu finansal sermayeyi sağladığına anlam vermek gerçekten zor. işin ilginç tarafı; yayınlarının pek de kabul edilebilir bir tarafı veya fikirlerini onaylayan herhangi ciddi bir kesim yok. müslüman olarak kabul edilmiyor ama müslüman. bilimsel temelleri din-bilim varsayımına dayadığı için; bilim açısından pek fazla önem arz etmeyen, yaratılışçı görüşünde olan insanların, yani inancına göre dinine bağlı sayılan insanların da pek fazla ilgilenmediği görüşlerle ve bu görüşleri yaymaya çalışarak nasıl para kazanabiliyor işte bu düşündürücü. bunlardan bir maddi kazanç sağlayamadığı ortada. zira yayınlar reklamlardan kazanır. Adnan oktar ise sadece reklam veriyor, yayınlarında da yalnızca kendi reklamını yapıyor. bav'ın bilimsel tezleri ile bir şey kazanabiliyor mu bilmem ama bu da bir finansör değil.
toparlarsak; masonluk çalışmasından ciddi bir meblağ kazanmadıysa ki bu çok tartışılır, bu muazzam bedellerin kaynağı ciddi bir kaynak. ama ne?
