son günlerde okuduklarımdan bazılarını önereyim.
ernest hemingway - güneş de doğar (hemingway'in diğer kitaplarından daha aşağıda bulduğumu söyleyebilirim. bir hemingway çılgını olarak çok da beğenmedim.)
yapraklar evi - mark z. danielewski (postmodern bir roman. okuması zor ama belki de hiç tatmadığınız garip bir okuma duygusuna kapılabileceğiniz ağır, olayları paralel olarak anlatan bir roman. fiyatı tuzlu ama değer.)
tolstoy - anna karerina (tolstoy'un başyapıtıdır bence. savaş ve barış'tan daha çok beğendim.)
hermann hesse - bozkırkurdu ve siddhartha (bu adamla bu kadar geç tanıştığım için epey üzüldüm.)
stalin - anarşizm mi sosyalizm mi? (stalin'in anarşistlere verdiği cevaplardan oluşuyor. bence okunmalı.)
ilhami ve erdal abi'nin baktığı muhteşem bir yerdir. türkiye'nin en büyük sahaflarından birisidir. kedisi de boldur buranın. kitapların üstünde yatan kedicikler görürseniz korkmayın, sevin!
çayınızı alırsınız, gezersiniz kitapların arasında. gezdikçe kaybolursunuz ve kayboldukça aslında bir şeyleri bulduğunuzu fark edersiniz.
gidin görün efendim.
askerlik şubesinin karşısındadır tam.
underrated bir kraliçedir. şarkılarını dinlerken mutluysanız bile hüzünlenirsiniz. böyle bir ses, böyle bir yorum, böyle bir duygu olamaz.
"bilseydim hiç sever miydim?"
açılmak falan bahane. iki tarafta birbirini seviyorsa zaten bir süre sonra kendiliğinden oluyor olaylar: iyice samimileliyorsunuz, artık birbirinizi farklı görüyorsunuz, buluşunca farklı konuşuyorsunuz... en sonunda da konuşmaya gerek kalmadan eyleme dönüyor iş.
emile zola'nın da dediği gibi kelimeler yerine fiili hareketler oluyor.
zola'nın en iyi kitabıdır bence. bir diğeri için: (bkz: meyhane)
--spoiler--
150.sayfadan sonra kitabı resmen ayakta okudum. işçilerin o umutları beni hırpaladı.
aslında sosyalizm, kapitalizm dışında kitap bize insanların ne kadar da ikili olduğunu anlatıyor.
hükümet bunları niye kaldırsın? insanlar bunları izlemekten ne bir şey okumaya ne bir şey izlemeye vakit buluyor. koyun varken niçin düşünen insanlar istesin hükümet?
evrendeki tek gerçek sihirdir. altından çıkan her şey de o sihrin farklı dallarıdır.
bu arada fonksiyonlar gerçek matematiğe adım atılan ilk ve en güzel konulardandır.
sevdiğim bir kız vardı. o da beni seviyordu. ama asla birbirimize açılmadık.
sonra öğrendim ki arkadaşım da o kızı seviyormuş. kendisi benim kızı sevdiğimden bi'haber. dedi benle kızı tanıştırsana. ben de tanıştırdım. sevgili olmadılar. kafa yapıları asla uyuşmadı.
ben onu sevmiştim. okuyorsan, bil ki ben seni çok sevmiştim.