ona karşı bir şey hissetmediğinin farkına varmaktır. aldatma, güvensizlik, kibir hep gelip geçici şeyler. bunlardan zamanla vazgeçilebilir, bunlara bir yere kadar tahammül edilebilinir.özellikle de sevgi söz konusu ise, içinde o anlamsız kıpırtı devam ediyorsa. oysa ona karşı bir şey hissetmediğini anladığın an ilişkiyi bitirecek en büyük sebebin farkına varmış olursun.
'ali'nin sekiz günü' derim ve çekilirim aradan. adamın suskunluğu beni benden aldı benim çığlık atasım geldi. bu kadar mı depresyona çağırır insanı bir film. (bkz: ali'nin sekiz günü)
nane değil elmadır kesinlikle. utanma duygusu veren bir elmadır ki yediklerinde çıplak olmalarından utanç duyarlar. birebir kitab-ı mukaddes'te yer almaktadır. (bkz: kitab-ı mukaddes)
ertesi gün sınav olduğu öğrendiğim bir akşam 2 arkadaşımın notlarını almak için dışarıya çıktık ve yanımda bir zamanlar sevgilim olan şahıs da var, fotokopi çektireceğiz. dediler ki fotokopi çektirmeden önce şurada oturup bir sigara içelim. şurası dedikleri yer de çimenlik alan hafiften de karanlık, loş. neyse sevgilim olan şahıs telefonunun ışığını açtı dikkat edin bakın güzelce çamura falan oturmayın dedi. herkes güzelce oturdu yere. ben de bir nazla bir cilveyle saldım kendimi sevgilimin yanına löp diye. altımda da pembe penye uzun etek ayağımda dolgu topuklu ayakkabı. oturur oturmaz bir ıslaklık hissettim 'eyvah!' dedim, sanırım ıslak yere oturdum. elimi yavaşça altıma götürdüm ki ıslaklık değildi. sanırım çamur bu dedim. ama çamur gibi de değil daha sıvık. o an film koptu zaten. elimi çıkaramıyorum altımdan. cesaretimi topladım bir baktım yabancı bir şey. sanırım bok dedim.kendimden iğrendim resmen. ve bu yaşıma kadar dalgınlıkla yaptığım en aptalca şeydir.
linguistik feministlerin, 'bayan' kelimesinin 'bay' kelimesinden türetildiğine ve kadınların hep erkekler tarafında baskı altında olduğunu, bu baskıdan kurtulabilmek için de onlara ataerkil kelimelerden türetilmemiş adlandırmalar yapılması gerektiğinin sonucunda ortaya atılan 'kadın' kelimesinin anlaşılamama durumudur. (bkz: linguistik feminizm)
öldüren cazibe olmak için bacak bacak üstüne atan kişi balina etliyse eğer bir de selülite sahipse , ki muhtemelen vardı , öğürten cazibe olabilecek kişidir.
sanırım 2 yıl kadar oldu 5-6 arkadaş geziyoruz parkta. M ve B salıncaklara koştular yarış yapıcaklarmış, biz de karşılarına geçtik izliyoruz. bunlar hızlandılar da hızlandılar. sonra iddialaşmışlar kim daha uzağa atlayabilir diye. salıcak havadayken bir baktık ki M havada uçuyor. (bkz: havada durdum şahitlerim var) güzelce süzüldükten sonra kurbağalama hop yerde. kaldırmış kafayı gülüyor. tabi B bu sırada hala sallanmakta. her neyse artık M salıncaktan atlamanın bedelini bütün gün yırtık pantolanla gezmekle ödedi. neymiş ? salıncaktan atlamak gaza gelipte yapılmaması gereken bir şeymiş.
galata kulesi'yle kız kulesi'nin aşkı gibidir denizle güneşin gecede buluşması. yapayalnız denizin ortasındadır kız kulesi. galata kulesi görürgörmez aşık olur o kıza. ama ulaşılmazdır kız kulesi. arada koskoca deniz vardır. çaresizce karşıdan bakarlar birbirlerine ancak.
sözlük çok tuhaf hallerdeyim. ah keşke ne istediğimi bir bilsem. he bir de şu sessiz kalma huyumun içine edeyim ya. bir tepki vermeyi bile başaramıyorum.
her gece yatmadan önce tuvalete gönderirler. tüm ışıkları açarsın da gidersin. dönerken de olabildiğince hızlı bir şekilde kaçarsın. (bkz: topuklamak) karanlıktan bir el sanki seni yakalayıp çekiverecekmiş gibi gelir. ve itiraf ediyorum baba, beni her tuvalete gönderdiğinde sadece sifonu çekerdim.