yurtdısında push to talk ismiyle cok oncelerden beri var olan, turkiye'ye yeni yeni gelen sistem, ayrıca turkcell ve avea bu sistemi turkiye'ye getirmek için adeta sidik yarısına girmiş ve sistemi daha tam oturtamadan kullanıma sunduklarını acıklamıslardır, sistem en basit tanımıyla cep telefonu ve telsizin birlikte kullanımından ibaret olup sirketler için bicilmez kaftandır
osmanlının son donemlerinde ermeniler için soylenen sozdur, kelime anlamı olarak "sadık millet" olup, bir cok milletin fransız ihtilalinden etkilerek ayaklanmasına ragmen, ermenilerin ayaklanmaması uzerine soylenmiştir
gün itibariyle 35 yıldönümü olan muhtıra
maddeleri şöyledir :
1- Parlamento ve hükümet, süregelen tutum, görüş ve icraatlarıyla yurdumuzu anarşi, kardeş kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar içine sokmuş, Atatürk'ün bize hedef verdiği uygarlık seviyesine ulaşmak ümidini kamuoyunda yitirmiş ve anayasanın öngördüğü reformları tahakkuk ettirememiş olup, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği ağır bir tehlike içine düşürülmüştür.
2- Türk milletinin ve sinesinden çıkan Silahlı Kuvvetleri'nin bu vahim ortam hakkında duyduğu üzüntü ve ümitsizliğini giderecek çarelerin, partilerüstü bir anlayışla meclislerimizce değerlendirilerek mevcut anarşik durumu giderecek anayasanın öngördüğü reformları Atatürkçü bir görüşle ele alacak ve inkılap kanunlarını uygulayacak kuvvetli ve inandırıcı bir hükümetin demokratik kurallar içinde teşkili zaruri görülmektedir.
3- Bu husus süratle tahakkuk ettirilemediği takdirde, Türk Silahlı Kuvvetleri kanunların kendisine vermiş olduğu Türkiye Cumhuriyeti'ni korumak ve kollamak görevini yerine getirerek, idareyi doğrudan doğruya üzerine almaya kararlıdır. Bilgilerinize.
dönemin basbakanı süleyman demirel muhtıradan sonra istifa etmistir
kopek hayvanının "ısırma" gibi bir kabiliyete sahip olmasından dolayı yasanan korku
kopegin sahsiyete kıl oldugu ısıracagı dusunulur, korku yasanıldıkca salgılanan adrenalin sebebiyle kopek sahsiyete daha cok yaklasır daha cok korkulur, daha cok yaklasır daha cok korkulur ve olay bir arkadas kopegi def edene kadar devam eder
uludag sozluk'te pek sık gercekleşmeyen durum. ayrıca an itibariyle gerçekleşmektedir dolayısıyla yazarlar olarak şaşkınlık içerisindeyiz. bunu da böylece tarihe kaydetmiş olalım.
iran'lı sadun kahya isimli yazarın stadd gershon dergisinde yayınlanan makalesinde iddia ettiği teori.
bilim çevrelerinde şiddetle reddedilen teorinin dayanağının ne olduğu anlaşılamadı.
sonradan aisha wroth adını alarak müslüman olan anna wroth, kahya'ya sahip çıkarak "bu evrim teorisinin dayanaksızlığına en güzel cevaptır" açıklamasında bulundu.
bilim dünyasında sansasyonel tartışma devam ediyor, uzlaşma yok.
tahmin ettiğimden çok daha kolay olan hede. çok basit bir baslıkla bile olabiliyor. tam kriteri yok ama öyle moderatörün kafasına göre hiç hesapta yokken bu işi yapmış olabiliyorsunuz. aman dikkat derim.
edit: tam olarak : "sözlük yazarları arasına kin, nefret, öfke tohumu serpmek"tir, ama kin serpin yeter digerlerine gerek kalmaz.
gül alınca kendini güzel sandığından, "ben dünyanın en gözel garısayam" sözünü ayna karsısında söylendiği zamanları hatırlayan kızdır.
belki de hayatında ilk defa birinin kendisine değer vermesinin tadını cıkarıyordur.
(bkz: cicek aclıgı ceken turk hatunu)
sağda solda sürekli düşüp, kıs kıs gülerler. tabii genelde kafa havada ya da etraftaki bir vitrinde oldugu için düşerler. kardeşim sen baksana önüne, taş mı var bi'şey mi oluyor, yer mi yarılmış? hhiiiççç varsa yoksa ağaçlar, bulurlar, çiçekler, böcekler, vitrinler...
mc donald's burger king'de görüp, görmemle sok geçirmeme sebep olan insanlardır. yahu sen gelmişsin kaç yasına o çük kadar çocuk menusuyle doyar mısın? hadi tadımlık falan diyelim neden bir hamburger falan alıp, karizmanı çizdiriyorsun. bir de o sik kadr oyuncaklarla bır bır oynamıyorlar mı çok sinirleniyorum çok.
efendim gençliğin makyaj yapmasından değil, bu "gothic" denilen şekle bürünmesinden bahsediyorum. "kayıp gençlik" adını veriyoruz biz bunlara. oysa öyle siyahlara
bürünmese efendi efendi sacını toplasa vs. ne güzel hanım hanımcık bir kız olacak. biz de kayıp falan demeyeceğiz kendisine.
ilk olarak belirtmek gerekirse erkektir. ders notu tutmaz. fotokopiciyle hafiften bir samimiyet sahibidir.
sınavdan 5 dakika kadar önce mutlaka sesi duyulur. (bkz: fazla kalemi olan var mı?)
üşengeç her insanın masasında bulunan, yazma işlevini çok önceleri kaybetmiş atılmayı bekleyen kalemdir. gel gelelim aradan aylar yıllar geçer, o kalem kalemlikte öylece durur. ne zaman bir şey yazmak için kalem aransa da ilk ele gelen kalem olur. kurtulmak imkansızlaşır, ve üşengeç bünye ile kalem arasında duygusal bir bag olusur. böylece kalem mevcudiyetini böyle devam ettirir.
"aman efendim ben müziklen çok ilgiliyim nostaljiyi de severim sevişelim mi?" demenin bir çeşidi olan
plaktan yapılmış çanta taşıma eyleminin sevişme üzerindeki olumlu etkisinin isviçreli bilim adamları tarafından açıklanması
üzerine türk gençliğinin seks açlığından dolayı bu çantalara hücum etmesi durumudur.
php'de bulunan (başka dillerde de bulunabilir bilemiyorum) if else arasına giren, if bölümünde yazılan kosul(lar)dan bagımsız kosul(lar) olusturarak sorgulanmasını saglayan şey. kullanımı:
ilk önce bahsettiğim dönüş bireysel açıdan gerçekleşen dönüştür, bunu ülke olarak ya da dünya olarak ele alırsak, elimizde patlar, zira böyle bir şeyin olması imkansız. hee olsa nası olurdu dersek, ülke olarak 10 sene önceki teknolojiye dönsek siki tutardık. bunu daha fazla uzatmaya gerek yok. dünya olarak bu dönüşü gerçekleştirsek, "son teknoloji"yi kullanan her şirket siki tutardı. gerçi bu "siki tutma" eylemi bireysel acıdan bakıldıgında da değişmiyor ama bu dönüşü gerçekleştiren dışında kimse tarafından umursanmıyor.
olay mevcut bilgisayar/cep telefonu/televizyon (artık teknoloji olarak ne kabul ediliyorsa sahsen ben burada bilgisayar konusuna egilcegim*) gibi aletin bozulmasıyla gerçekleşir. geçici de olsa çok sancılı bir dönem olmasından dolayı asla unutulamaz.
tabiki çözüm arayan bünye iç ve dış güçler tarafından "lan dürrük 3-5 gün bilgisayarsız yapamıyor musun?" şeklinde yargılanır. gel gelelim bu zımbırtıların tamiri öyle 3-5 gün sürmüyor efendim. (bkz: pc gold/@dopdop)
ne kadar zaman alacağı belli olmayan tamir süresince kullandığı aletin yerini doldurmak için kendisine çözüm arayan bünye, balkona cıkmıs, babanın kullanımına tahsis edilmiş ya da bir şekilde evin bir yerinde unutulmuş yüzüne bakılmayan eski bilgisayarı çalıştırmayı düşünür. tabi bu sırada eldeki bütün windows 98 cd.lerinin atılmış, sdramlerin vitrinde abuk bir yerde duruyor olduğu aklına gelmez. o parçaları bulmak için bir define avına cıkmıs edasıyla cekmeceleri karıstırır, orayı burayı kurcalar.
bu sırada anneyle geçen diyaloglar bünyenin stresini dörde katlar.
-anne ya bizim şu eski bilgisayarın parçalarını nereye koydun sen?
--ben onlara dokunmuyorum sen sokuşturmuşsundur bir yere
-(ram vitrinde bulunduktan sonra) anne hani dokunmuyodun bak nerden cıktı ram!
--ne bileyim ben ortada bıraktıysan sokusturmusumdur oraya.
-?!?!?!?!?!?
bu uzun aramanın sonunda elinde bütün donanımsal parçalar bulunsa da bu işin bir işletim sistemi var, ve bozulmuş olan bilgisayardakini kullanmak hiç akıllıca bir hareket değildir. bir şekilde yapılıp edilip, bütün bu zorluklar aşılıp, onlarca cefa cekilerek bilgisayar kuruldugunda ise, bünyenin yasadıgı hayal kırıklıgı tarif edilemez derecede olur.
önceden begenmedigi, yavas dediği mevcut bilgisayarıyla mecburiyetten kullandığı 10 yıl önceki bilgisayarı karsılastırıldıgında egzozu patlak şahinle, bir jet ucagı canlanır gözünde. vay anam vay neler donmus serhat ya sözündeki şaşkınlıgı tam anlamıyla yasar. teknolojiye olan bagımlılıgını, nasıl da "daha fazla daha fazla" nidalarıyla adeta bir cyborga dönüştüğünü sorgulamaya başlar. tabi bu sorgulama yaklaşık 30 saniye sürdükten sonra "amaann skerim zaten zamanında bunla nasıl takılıyormuşum" diye geçiştirip, bilgisayarın yavaşlığından kendi kendine dert yanar.
tabi sike sike tamirde olan bilgisayarını bekleyeceginden, hayıflana hayıflana kullanmaya devam eder. "bir daha pc gold'dan bir şey alanın da ta mına koyim" yazısını da başucuna asar.
linux için bir html editor. direkt ftp baglantısı ile serverdaki dosyalara da müdahele edilebiliyor.
kodları da renklendiriyor böyle renk renk cıvıl cıvıl oluyor ekran. http://quanta.kdewebdev.org/ adresinden edinilebilir.
