ben hüngür hüngür ağlamıştım. ilk sevgilim, ilk aşkımdı. bir aşk ne kadar masum olabilirse o kadar masumdu. sonuçta sevgilimin kapanması demek bizim ayrılmamız demek. çünkü ben onu ne kadar cok sevsem de kapandığı taktirde yapamam. o zaman gerçekten sevmemişsin bik biki yapmayın. gerçekten sevmesem neden o şekilde ağlayayım. o günkü ağlayısım, arkamdan arkadaşımın tuvalete gelmesi ne oldu kanka diye soruşu hala aklımda.
trabzonspor un borsaya bildirdiği koreli top tepici. kiralık olarak gelmiş.
adamı tanımam etmem ama fifa 16 da statlarına baktıgımda statları gayet iyi. 76 overalli var. şut gücü 87, fizik gücü 83, bitiricilik 79.
porto bos transfer yapmaz zaten. zamanında bu adamı renklerıne bağladıysa her türlü kumaşı iyidir diye düşünüyorum.
bir trabzonsporlu olarak bu sene yapılan transferler beni heyecanlandırdı. kısa vadede olmasa da uzun vadede trabzonsporun eski günlerine donecegını umit ediyorum. ve trabzonsporun zirve yarısında olmadıgı bir ligin tatsız tuzsuz oldugu da bir gercek.
sıkmaya başladı deyip 10. sezondan sonra izlemeyi kestiğim, epey bir zaman geçtikten sonra tekrar izlemeye karar verip 11. sezonunu 2 günde bitirdiğim dizi.
11. sezon bayağı efsane olmuş ya. sezon finalinde 12. sezonun nasıl geçeceğinin sinyallerini de verdiler. sanırım tanrı, yaratık, öcü, cinden ziyade bu sefer işler daha siyasi olup gerçek insanlarla mücadele edilecek. bu da bana 12. sezonun da değişik ve güzel olacağı izlenimini verdi.