akşam eve gelirsin ve bir sohbet sırasında gözlerini kısarak suratında bir yere odaklar ve acayip acayip bakar.
-anne ne oldu? niye öyle bakıyorsun?
(kısa bir sessizlikten sonra)
-kim ısırdı seni?
-...?!
Türk olmak gurur duymaktır
Şanlı bir tarihe sahip olduğun için
Türk olmak özgür olmaktır
Hürriyeti damarlarında taşıdığın için
Mutlu olmaktır Türk olduğunu söylemekten
Onur duymaktır Atatürk'ün torunu olmaktan
Türk olmak yalnız kalmaktır
Türk'ten başka dostun olmadığı için
Doğuştan asker olmaktır
Türk olmak savaşmaktır
Derdini anlatmaya çalışıp
Bir türlü anlatamamaktır dünyaya
Türk olmak
Tüyleri diken diken olmaktır
istiklal Marşı'nı dinlerken
Türk olmak bayrağını kutsal saymaktır
Milletçe gözyaşı dökmektir şehitlerine
Türkçe konuşmaktır
Türk olmak ben Türküm diyebilmektir
Yüce Türk Milleti'nin bir parçası olmaktır
Türk olmak
Bir insanın başına gelebilecek
En güzel şeydir
dört mum yavaşça yanıyordu. ortam çok yumuşaktı ve konuştukları duyuluyordu.
ilki söyledi:
''ben barışım! artık kimse benim yanık kalmamı sağlamıyor, sanıyorum söneceğim.''
alevi hızla azaldı ve bütünüyle söndü. ikincisi söyledi:
''ben inancım! neredeyse herkes benim artık gerekli olmadığımı düşünüyor. o nedenle daha fazla yanık kalmama hiç gerek yok.''
konuşmayı bitirdiği zaman, bir rüzgar hafifçe esti ve onu söndürdü. üçüncü mum sırası gelince konuştu:
''ben sevgiyim! yanık kalmak için artık gücüm kalmadı. insanlar beni bir kenara bıraktı ve önemimi anlamadı. kendilerine en yakın olanları bile sevmeyi unuttular.'' ve hiç zaman yitirmeden söndü.
ansızın... bir çocuk odaya girer ve üç mumun yanmadığını görür.
''neden yanmıyorsunuz, sizin sonuna kadar yanmanız gerekir.'' bunu söyleyerek, çocuk ağlamaya başlar. ardından dördüncü mum söyler:
''korkma ben hala yanıkken diğer mumları yeniden yakabiliriz. ben umudum!''
rivayete göre; bir gün tanrılar mutluluğu nasıl saklasalar da insanlık ona erişemese, bulamasa diye tartışıyorlarmış...
dağların tepesi, denizin dibi, güneşe veya aya... derken, insanın merakı ile tüm buralara ulaşıp mutluluğun bulunacağı konusunda hemfikir olmuşlar ve bu arayışlarına çözüm bulamazken, içlerinden bir tanrı:
''insanın içine saklayalım, oraya bakmayı akıl edemezler'' demiş.
zincirleme kıyasın bir türüdür. birinci öncüldeki sonuç ikinci öncülün öznesi olur. sonuç cümlesinde ise birinci öncülün öznesiyle sonuncu öncülün yüklemi kullanılır.
örnek:
bir çivi bir nalı kurtarır.
bir nal bir atı kurtarır.
bir at bir komutanı kurtarır.
bir komutan bir orduyu kurtarır.
bir ordu bir milleti kurtarır.
o halde bir çivi bir milleti kurtarır.
nedense insanoğlu nadir bulunan şeylere daha fazla kıymet verir.
bu hep mi böyledir? -hayır.
bütün az bulunanlar kıymetlidir.
topal at az bulunur.
o halde topal at kıymetlidir. (öyle mi? -hayır)
tabi bu işin gırgırı. nadir bulunanlar kıymetlidir çünkü insanda daha farklı bir duygu uyandırır. mesela dört yapraklı yonca. neden herkes onu arıyor ki? üç yapraklısı neyimize yetmiyor? ama olur mu dört yapraklısı çok nadir bulunur... insanoğlu gerçekten çok garip.