"I changed by not changing at all"
Her seyin, herkesin degisimine ayak uyduramamis bir insanın yürek burkan sessiz ağıtıdır. O hep ayni kaldigi halde, farklilasan insanlardaki yerinin degistigini sezer lakin suclayabilecegi kimse yoktur. O da icten ice bunun acisini ceker. Vurur, dağıtır, parcalar. En çok acıtan kısmı ise belki de bunu kabullenmiş olmasıdır. (bkz: elderly woman behind the counter in a small town)
Bir öncekinin kafasını koparıp, cukunden bicakladiktan sonra karnını yarip bakir kanını gümüş bir kapta seytana sunmamdan dolayı kotu bir izlenim biraktim sanırım. aa nereye gidiyorsun?? Ay dur!
Olması gerekendir, barışın temel şartıdır lakin fazlasıyla ütopiktir. Kendini bir dünya vatandaşı olarak isimlendirmenin ve öyle kabullenilmenin tek şartı tüm insanların bunu anlayabilecek birikim ve umuda sahip olmasidir. Ama insanoğlunun yeme içmeden önce en temel gereksiniminin (!) savaş olduğu düşünülürse imkansiza yakındır. (bkz: imagine)