bir yıl sınıfta kalmadan da son sınıfta yapılabilecek hareket.
yalnız bu hareketi yapan arkadaşların arabaları, okulun zibidi tayfası tarafından kaporta üzerine çeşitli şekil ve isimler kazınmasına maruz kalabilir. bu arkadaşlar madur olabilir. mümkündür.
eminim dünyanın her yerinde türevleri görülebilen insancıklardır bunlar. her konuda söyleyecek bir çift sözleri vardır. x durumu eleştirirsin, beğenmiyorsan yapma arkadaşım der bi tanesi, y televizyon kanalını eleştirirsin, beğenmiyorsan izleme arkadaşım der, z sosyal çarpıklığı eleştirirsin, beğenmiyorsan başka ülkede yaşa der. eleştiriye tahammül edemez. o eleştiriyi hazmedip yanıt verebilecek çap yoktur bu adamda.
ancak küçük beyniyle aynı algoritmadan çıktığı çok belli cevapları tekrar eder. "beğenmiyorsan ... " diye başlayan bir dolu zırva yani. beğenmiyorsan başka ülkede yaşa ne demek beyinsiz? bu ülke sen ve senin gibilerin eline bırakılacak kadar değersiz mi sanıyorsun? aç olduğun için kendini darı ambarında görüyorsun heralde. asıl beğenmiyorsan başka ülkede yaşa diyenler siktirsin gitsin başka ülkede yaşasın arkadaşım. bu faşist zihniyete laf anlatmak mümkün değil nasıl olsa.
babanızın malı ülke çünkü, beğenmeyen başka ülkede yaşayacak. televizyon kanalları, gazeteler ne varsa babanızın malı, istediğiniz gibi at koşturacaksınız bu ülkede. ondan sonra akl-ı selim sahibi biri çıkıp eleştirmeye çalıştığında "beğenmiyorsan takip etme" diye zırvalamaya başlayacaksınız.
eleştiri olmadan ilerleme olmaz. sizin istediğiniz de bu biliyorum. azıcık bi ilerleme olsaydı bu ülkede siz ve sizin gibilerin esamesi okunmazdı zaten. bundan da hiç şüphem yok.
tek umudum bir gün muhafazakarlığınız içinde boğulup ölmeniz. bir allahın kulu da çıkıp burda insan ölüyor derse, hoşuna gitmediyse başka tarafa bak diyeceğim.
eğer tarihe bakış açınız buysa lenin olmasaydı bütün emperyalistler hem dedenizin hem nenenizin üstünden geçmişti. ister kabullenin ister kabullenmeyin sscb yardımı olmadan kurtuluş savaşını kazanacak mühimmat anadoluda yoktu. istanbuldan çalınan üç beş topla tüfekle kurtuluş savaşı kazanılır sananlara anlatmak gerek.
bir keçi türünün erkeklerinin yüzde yetmiş beşi eşcinseldir. anal seks yaparlar normal olarak.
anal seksten kadının ya da pasif eşcinsel kişinin zevk alıp almadığı ise şahsa sorularak öğrenilebilir. ancak şu açıktır ki oradaki sinirler biyolojik olarak zevk alınmasını mümkün kılmaktadır. ilkokul düzeyinde argümanlarınızı üroloji profesörlerine götürün. çevirisi falan hemen yapılsın. nobeli kaçırmayın hiç.
her boku biz biliyoruz zaten. bilim falan bunlar tırı vırı şeyler.
siz ilkel kabile sisteminizle çok mutlu mesut bir hayat geçiriyor olabilirsiniz. ancak bu ülke bir hukuk devletidir. dolayısıyla suçluları küfrederek cezalandırmaz. hukuk yöntemini kullanır. suçlu hakları denen bir sistem vardır anayasal devletlerde. işkence yoktur, hakaret yoktur, insan onurunu zedeleyici hiçbir davranış yoktur. terör örgütüyle devleti birbirinden ayıran, birini kendi içinde meşru yapan da bu sistemdir zaten. siz bana ne bana ne o da bana küfretti olgunluğunda insanlar olarak böyle kavramlara yabancı olabilirsiniz tabii ama bir suçun işlenmesi bunla alakasız ikinci suça sebep gösterilemez. tecavüzcüyü, hırsızı yakalayıp etkisiz hale getirdin onu çekip vurursan sen de cinayetten ceza alırsın. bu çok normaldir.
hukuk nedir önce onu bi kavrayalım, daha sonra yok uludağ sözlük moderasyonu, yok yediği kaba sıçma edebiyatı yaparız.
kendisi anlayamadığı için evreni ve canlılığı inanılmaz kompleks yapılar olarak gören küçük beyinlerin yapmakta sıkıntı çekmeyeceği eylem. maksat akıl, bilim ve kanıt gerekmesin. götümüzle kavrayalım olayları. okumayalım, okumuş gibi yapalım. cahil olalım ama bu bizim tercihimizmiş gibi yapalım. bilmeyelim, öğreten olursa başımızı çevirelim.
ondan sonra "bu kadar karmaşık bir düzen" diyelim.
aşağıda göreceğiniz üzere bu fossiller 5 ayrı hakemli bilimsel makaleden derlenmiştir.
çünkü aramızda hakemli bilimsel makale görmeden hiçbir şeye inanmayan septik bir kitle var.
ben de birazdan hakemli bilimsel makaleyle allah'ı kanıtlamalarını isteyeceğim onlardan.
hani kanıtı olmayınca biz bilim yapmamış fanatiklik yapmış oluyormuşuz ya. siz ne yapıyorsunuz ben onu merak ediyorum.
edit:
ben artık hiçbir şey söylemiyorum. adam fosilin fotoğrafına bakıp bunun neresi fosil. topraktan mı çıkmış bu diyor.
birader dünyanın her tarafında arkeoloji müzeleri var, bazıları sadece insanın ve diğer primatların evrimi üzerine. çok meraklıysan git incele orada. bilimsel yayın dersen, git bir üniversitenin biyoloji bölümüne eline 20 cilt yayını versinler, oku.
ben sana daha başka bir şey yapamam. kimse kusura bakmasın.
evrimin tek kanıtını ara tür fosili sanan tek hücrelilerin bir türlü göremediği fosillerdir.
dünyanın hangi fosil müzelerini gezerek hangi gözlemleri yaptınız? hangi üniversitelerde hangi biyoloji kürsülerini işgal ettiniz? bu fosilleri sizin ayağınıza biz mi getireceğiz? nasıl olacak da göreceksiniz acaba?
"evidence from fossils. based on myriad similarities and differences between living species, evolutionary biology makes predictions about the features of ancestral forms. for example, numerous features indicate that birds are derived from reptilian ancestors. by contrast, these data reject the possibility that birds were derived from other groups, such as flying insects. scientists have discovered fossil birds with feathers and legs like modern birds, but which also have teeth, clawed digits on their forelimbs, and a tailbone like their reptilian ancestors. fossils are especially important evidence for evolution because, with little effort, each of us can use our eyes and minds to observe and interpret the dinosaur and other ancient fossils in public museums."
konu ile ilgili detaylı bilgi ve diğer kanıtlar için kaynak:
-hz muhammedin ayı ikiye bölüşünü görmezden gelebilir miyiz?
-böldü diyorsun yani?
-şüphesiz.
-dünyaya niye gelmiştik biz hafız, bir hatırlatsana onu.
-allah katında imanımız sınansın, allahın rızasını kazananlar cennetine girebilsin diye.
-ama muhammed ayı ikiye böldü, he mi?
-şüphesiz.
-sınav ne oldu o ara?
ki youtube'da bu konuyu bilimsel olarak detaylı açıklayan benim görebildiğim dört beş ayrı video var. (hepsinin bilimsel kaynaklı olduğunu da ekleyeyim)
onun dışında dünyaca ünlü bilim dergisi scince'ta seneler seneler önce yayınlanan bir makaleden alıntı yapalım:
insan gözünün evrim
bilmecesi çözüldü.
darwinin evrim kuramının karşıtları, genellikle
gözün karmaşık yapısının, kuramın temel dayanakları
olan kendiliğinden değişim (mutasyon) ve
doğal seçilim süreçleriyle açıklanamayacağı görüşünü
öne sürerler. darwin de insan gözünün nasıl
evrildiği konusuna bir açıklama getirememişti.
şimdiyse avrupa moleküler biyoloji laboratuvarı
ndan (embl) araştırmacılar gözün evrilme mekanizması
nı ve kaynağını bulduğunu açıkladılar.
gözlerimizdeki ışığa duyarlı olan koni ve çubuk
biçimli hücreler, önceleri beyinde yerleşmiş bulunan
eski bir hücre populasyonundan evrilmişler.
embl araştırmasını yürüten detlev arendt ve joachim
wittbrodta göre insan gözündeki hücrelerin
beyinden gelmiş olması sürpriz değil. bugün
de beynimizin derinliklerinde ışığa duyarlı hücreler
bulunuyor ve bunlar günlük etkinliklerimizin
ritimlerini ayarlıyorlar. önce hayvanların beyinlerinde
bulunan bu ışığa duyarlı hücreler, evrim sürecinin
daha sonraki evrelerinde gözlere göç ederek
ve görüntü iletme yetisini kazanmış görünüyor.
biliminsanları ilk hayvan atalarımızda iki tür ışığa
duyarlı hücrenin varlığını belirlemiş bulunuyorlar.
bunlar, rabdomerik ve cilial (kamçımsı) hücreler
olarak sınışandırılıyorlar. hayvanların çoğunda
rabdomerik hücreler gözlerin bir parçası haline
gelirken kamçımsı hücreler beyindeki yerlerini
koruyarak biyolojik saatleri düzenleme işlevini
üstlenmişler.insanlar ve öteki omurgalılardaysa
bunun tersi olmuş ve gözde yerleşen kamçımsı
hücreler koni ve çubuk hücrelerine dönüşmüşler.
araştırmacılar göz oluşumunda evrim sürecinin
izini, yaşayan bir fosil olarak tanımlanan platynereis
dumerilii adlı deniz kurtçuğunu inceleyerek
bulmuşlar. bu kurtçuk 600 milyon yıl önce
yaşamış olan atalarından hala çok farklı değil. bu
canlıya ayrıca böceklerle omurgalıların son ortak
atası gözüyle bakılıyor. arendt bu hayvanın daha
önce başka bir araştırmacı tarafından çekilen beyin
görüntülerini gördüğünde, beyin hücrelerinin
insan gözündeki koni ve çubuk hücrelerle olan
benzerliği dikkatini çekmiş. araştırmacı bu hücrelerin
aynı evrimsel sürecin ürünü olabileceğini
düşünmüş. daha sonra, emblden başka araştırmacı
ların yardımıyla platynereis dumeriliinin beynindeki
hücrelerin moleküler parmakizleri başka
hayvanların beyinlerindeki ışığa duyarlı hücrelerle
karşılaştırılmış. hayvanın beynindeki opsin
adlı ışığa duyarlı bir molekülün, omurgalı gözlerindeki
çubuk ve koni hücrelerdeki opsinle olağanüstü
benzerlik gösterdiği ortaya çıkmış. embl
araştırmacılarından kristin tessmar-raible, bu
omurgalı tipi molekülün platynereis dumerilii beyin
hücreleri içinde etkin olduğunun görülmesi,
bu hücrelerle omurgalı koni ve çubuk hücrelerinin
ortak bir moleküler parmak izine sahip oldukları
nı ortaya koymuş bulunuyor. bu da evrimde
ortak bir kaynağın kanıtı. insan gözünün evrimiyle
ilgili büyük bir bilmeceyi çözmüş bulunuyoruz
diyor.
embl araştırmacıları, science dergisinde yayımladı
kları bulgularının sonunda hayvanlarda ışığa
duyarlı hücrelerle gözlerin evrimi konusunda şu
senaryoyu öne sürüyorlar.
ilkel metazoalarda ışığın varlığını belirlemek ve
ışıkla ilgili zamanlama işlevlerini (biyolojik saat)
yönetmek için bir atasal opsin kullanan tek bir
tür ışığa duyarlı hücre öncülü bulunuyordu. prebilateryen
(anatomide ikili simetri oluşmuş hayvanlardan
önceki) atalarda opsin geni, c-opsin ve
r-opsin adlı genlere dönüştü ve böylece öncül ışık
algılayıcı hücrenin kamçımsı ve rabdomeric denen
kardeş hücre türlerine farklılaşmasına yol açtı.
rabdomeric ışık algılayıcı hücreler, pigment
hücreleriyle bir araya gelerek ilkel gözleri oluştururken,
kamçımsı hücreler de evrilen beynin bir
parçası haline gelerek yönsüz ışık tepkisi işlevini
yüklendi. ikili simetrik anatomiye sahip hayvanlarda,
örneğin günümüze kadar gelmiş platynereiste
bu atasal düzen hâlâ görülüyor. omurgalılara
uzanan evrim çizgisinde her iki tür ışık algılayı
cı hücre, evrimleşen retinaya yerleşti. rabdomerik
ışık algılayıcı hücreler, gangliyon hücrelere
dönüşerek görüntü işleme sürecinde farklı bir işlev
üstlendiler. omurgalı gözünün evriminin
önemli bir özelliğiyse, ışık algılama görevini üstlenenlerin
rabdomerik değil, kamçımsı hücrelerin,
yani çubuk ve konilerin olmasıydı. dolayısıyla
omurgalı hayvanların gözleri, farklı evrimsel tarihleri
olan farklı ışık algılayıcıları kapsayan bileşik
bir yapıyı temsil ediyor.
science, 29 ekim 2004
türkçe bilimsel kaynak yok diyenler için vikipedi:
hatta öyle ki, ölen kişi gösterici bile değil. olsun o da masum. herkes her şey masum bu ülkede.
vay anasına arkadaş ya.
p.s. haberi okuyan anlamıştır gerçi de yine de belirteyim. ölen kişi gösterici değil! gerçi olsa ne fark eder? gösterici olsa haklı mı olacaktı bu çavuş. hayır yine olmayacaktı. bu ülkede eylem ve gösteri yapma özgürlüğü var, ifade özgürlüğü var. güya ab yolundayız. insan hakları var. işkence yok.
lan oha be.
tepkilere bak ya.
insan mısınız siz arkadaş? yok tc değil türkiye cumhuriyetiymiş de komşunun elektriği suyu muhabbeti.
lan o toprak üzerinde 2000 yıldır o adam yaşıyor sen orta asyada kendi bokunda boncuk ararken orada kürtler vardı be.
vatanını seven her türk gencinin yapması gereken. hatta baş hizasından paralel taramak en makul olanı. öyle yok havaya ateşmiş yok uyarı ateşiymiş, bunlar filmlerde olur. avrupa mı lan burası?
"yargıtay ceza genel kurulu (ycgk), tartışma yaratacak bir karara imza attı. kurul, siirtte, askeri araca taş atan kalabalığa, tam otomatik silahla yedi kurşun sıkan ve bir kişinin ölümüne neden olan uzman çavuşa ceza verilemeyeceğine hükmetti."
"yargıtayın içtihat niteliğindeki bu kararına göre, kalabalığın silah ya da bıçağa sahip olmadığı, taşlı saldırıda bulunduğu olaylarda, benzer bir korku ve telaş yaşayan güvenlik görevlisinin açtığı öldürücü ateş, ceza nedeni sayılmayacak."
türkiye'de devlet terörü yoktur, her tc vatandaşı eşit haklara sahiptir. kürtler bizim kardeşimiz. adalet mülkün temelidir.
halbuki bunun yerine sır kapısı, samanyolu belgeseli tarzı şeyler yayınlasalar şu mübarek ramazanda, ne kadar sevaba girerler haberleri yok. şüphesiz ki gençlik bu münafıklar yüzünden sapıyor, cumaya gideceği vakitte pilardaya gidiyor. rus karısına gidiyor.
hasan at bunları dışarı hasan. hakkı, at bunları dışarı.
eşcinselliği hakaret olarak gören beyinsiz türk faşistinin iddiası.
gizli eşcinselliğin iki en önemli belirtisi homofobi ve militarizm diye bir tespit var. onun canlı kanıtı sizsiniz işte.
bunu da hakaret etmek için falan söylemiyorum. ne olduğunuzu bilin diye söylüyorum.
yok dağda kadın yokmuş da birbirlerini götürüyorlarmış. yok parmak atıyorlarmış, yok doggy de bilmem ne. ordaydınız herhalde, 6 ay dağda aralarında yaşadınız. bu kadar ayrıntıyı pkk itirafçısı veremiyor be.