Atatürk milliyetçiydi. ancak ırkçı değildi. 'Atatürk ırkçı değildi diyen tip' derken sünepe, sosyal demokrat kafalı insanların bunu söylediğini zanneden garip bir hayal dünyasında yaşayan bir yazar açmış başlığı.
eğer üşenmiyorsanız dünyada faşizmin zirve yaptığı günlerde yazılmış olan, 1935 chp parti programını okuyun.
orada şöyle yazıyor:
'cins (ırk) ve klas (sınıf) ayrımı yapan parti kurulmayacaktır'
yani ırkçı parti kurulması bizzat parti tarafından yasaklanıyor.
ayrıca yukarıda yazarın verdiği kısım da bir kitap alıntısı değil, şükrü kaya'nın resmi gazetede yayınlanan konuşması.
türkçü olmak, milliyetçi olmak aynı anda ırkçı olmayı gerektirmez. çünkü Atatürk'ün etkilendiği türkçü akım ziya Gökalp'ten gelen ırkçı olmayan bir yapıya sahip. yani atsız VS. kişilerin ırkçı-muhafazakar (buradaki muhafazakar dini değil) yapısına tamamen ters bir Türkçülük.
burada atatürk'ün sıkça bahsettiği devlet sosyalizmi kavramının ne Marx'la, ne işçi sınıfı oluşturmakla hiçbir alakası yoktur. bu çok büyük bir yanılgıdır. atatürk'ün söz ettiği socialisme d'Etat denen şeyi büyük bir komünist düşmanı olan Otto von Bismarck uygulamış ve bizzat "ben devlet sosyalistiyim" demiştir. hatta marx, devlet sosyalistlerini "muhazafakar sosyalist" gibi sıfatlarla eleştirmiş ve dalga geçmiştir. Atatürk'ün "kemalizm socialisme d’etat demektir" dediği socialisme d’etat ne anlama gelir:
çeviri: üretim araçlarının çoğuna hükümetin sahip olduğu, ancak bir dereceye kadar özel kapitalizme izin verildiği ekonomik sistem.
Atatürk'ün katı bir bolşevizm karşıtı olduğu bilinen bir şeydir. kendisi bizzat "bu memlekette Bolşeviklik olmayacaktır.." şeklinde başlayan cümleler kurmuştur. o halde bu insan için nasıl "(marksist) sosyalizm ilan edemedi, çünkü işçi sınıfı yoktu" denebilir? 10. yıl marşına kadar girmiş "imtiyazsız sınıfsız kaynaşmış bir kütleyiz" sözünü neden kimse görmemek için çabalıyor? sınıf çatışması reddedilen bir ülkede, soldan bahsedilir mi? ülkede en ufak bir sınıf mücadelesi belirtisi görse, hemen bunu ortadan kaldırmak hatta daha ortaya çıkmadan işçilere haklar vermek niyetinde atatürk. 1930'larda ise işçi - işveren - devlet anlaşmasına dayalı bir çeşit sosyal korporatizm uyguluyor.
buna dair bir sürü delil bulunabilir ama özetle, atatürk’ün her yerde sözünü ettiği devlet sosyalizmi kavramının marksist sosyalizmle hiçbir alakası olmadığı gibi, solculukla da en ufak bağlantısı yoktur. bu sistemi uygulayanlardan biri de bizzat Otto von Bismarck'tır.
Faşist bir hareket olduğu tartışma konusudur. Tipik faşist diktatörlükler, liberalizmin olduğu yerlerdeki demokratik sömürgeci kapitalizmin, diktatöryal halidir. Peron ise, gerçekten işçilere hayatında görmediği bir sürü hakkı tanımıştır. Üçüncü görüş destekçisi ve soldan sağa kayan bir ideolojisi vardır. Tipik faşist ideoloji özelliklerinden farklıdır. Bazısı da direkt faşizm der kesinlik yoktur. Anti - semitist değildir. Daha detaylı bir anlatım için şöyle bir siteyi Buldum. Kendisinin Nazi savaş suçlularına ve Yahudi sığınmacılara da yardım ettiği doğrudur. Ayrıca anti - komünist ve anti - liberalisttir.
(bkz: söyleyenin yalancısı olmak)
yüksek cahillik içeren bir tartışmadır. kemalizm kavramı ilk kez, 1920 de "the sphere" gazetesi tarafından kullanılmıştır. ayrıca 1933 senesinde "la turquie kemaliste" adlı fransız dergisi çıkmıştır.
kemalizm ismi atatürkçülük isminden eskidir ve ikisi de aynı şeyi ifade eder.
Türkiye'de fanatizmi sıkça yapılan ve insanın kusmasını sağlayan bu üçlemedir.
Nerede bunlarla alakalı bir görüş ve bir karşı görüş bulunsa kavga çıkmaması mümkün olmamaktadır.
Bunlarda bir fikriniz olsun, ama aşırı derinlikli olmayın gereği yoktur.
Önce felsefe, sosyoloji ve psikoloji hakkında uzun yazılar okumak gerekir.
Sonrasında iyi bir ekonomi bilgini ve okuru olmakta şarttır.
Bundan sonra ek olarak günümüzü ve geleceğimizi etkileyen fen bilimlerinde ve edebiyatta mevcudiyetimizi göstermek gerekir..
Zaman hızlı akıyor dostlar, politikayla ömür çürütmeyin.
iyi günler için sabretmek, kalbimizin yorgunluğuna bedel olsun ey hayat. Sağlıklı bir beden, huzurlu bir ruh, zengin olacak kadar değil, rahat yaşayacak kadar para ve istediğim bir dişi cinsi olsun bundan sonra..
insanların iç sıkıntılarına belirli isimler getirememesi, her danıştığı kişinin "insanın en iyi doktoru kendisidir" lafını söylemesi ve yalnızlığa çekilmesi olasıdır. fakat bunun dahilinde ya da haricinde iç sıkılmaya devam eder.
etrafına baktığında zarar göreceğin birşey yoktur. kendine bakarsın neyin zarar verdiğini de bulamazsın. ama için sıkılır gider.
milyonlarca insanın "goooooooooooooooooooooooooooooool" diye bağırmış olduğu, cristian baroni ye edilen küfürlerin ardından her yeri sevinç kaplayan ercan taner in "hakem golü verdi hakem golü verdi" şeklinde sanki spor toto 3. lig te atılmış bir golmüş gibi tepki gösterdiği, olası olarak emre tilev in spiker olsa sevincinden delirip sahaya dahi inebileceğini düşündüğüm, evdekilerin golü kendisi atmış gibi birden ayağa kalktığı, rövanşını baroni nin kaçırdığı gol yüzünden kaybettiğimiz (3-3 olacaktı deplasman golü kuralı ile finale çıkacaktık) maçın golüdür. bir anlık hata pahalıya patlamıştı benfica ya. 2013 ün iki güzel anısından biri olsa gerek.
hiçbir zaman yalan söylememiş olmasına rağmen yine de sözüne inanılmamayan kişilere inanmayan gerizekalılar hep vardır. Sözü söyleyen kişi de "hayır yani ananızı mı S...m de inanmıyorsunuz" der.
