eyvah! dediğim hukuk kuruludur. hedeleri hödöleri bizlere anlatmışlardır, anlattıklarını okuduktan sonra dakikalarca monitöre bakmama ve kuralların kısıtlayıcılığını dibime kadar hissetmeme sebep olmuşlardır. sağolsunlardır.
yarin yanağindan gayri paylaşmak için herşeyi romantik açılımdır.
romantik olmayan açılımlara kominizm ve kadın yazılarak google den ulaşılabilir. yazılamıyorsa kopyala yapıştır yöntemi kullanılabilir.
halı sahada maç vardı reis oradaydık.
he iyi bari ters birşey olmasın da hani kazara gaste*okursun, bir iki dergi karıştırısın aman ha bunlar bizim bünyemize ters.
75 milyonun 100 bin kişiyi linc etmesi muhtemel çatışmadır. kıçınızı kırın sesinizi çıkarmayaın yiyin için sıçın aman dikkat edin. benim naçizane tavsiyelerimdir zenginlere. yoksa maden işçisi kazmasıyla, otobüs soförü oyobüsüyle, çiftçi traktörüyle aman ha mazallah.
başlık açmadan google da açacağı başlık hakkında araştırma yapılması gerektiğinin en önemli örneklerinden biridir.
sosyalist etik yazıp google de ara butonuna basarsınız ve sosyalist etik için yaklaşık 161.000 sonuçtan 1 - 10 arası sonuçlar (0,17 saniye) yazısıyla karsılasırsınız.
edit: bu konuda yazılmış bilerce kitabı, makaleyi, denemeyi hesaba katmıyorum bile
edit:Etik veya en yalın tanımıyla töre bilimi. Etik terimi Yunanca ethos yani "töre" sözcüğünden türemiştir. Aksiyoloji dalı olan etik, felsefenin dört ana dalından biridir. Yanlışı doğrudan ayırabilmek amacıyla ahlâk kavramının doğasını anlamaya çalışır. Etiğin batı geleneği zaman zaman ahlâk felsefesi olarak da anılmıştır. Türkçe ahlâk bilimi olarak da anıldığı olmuştur. Ayrıca Türkçe'de etik sözcüğü ahlak sözcüğü ile eş anlamlı olarak da kullanılır.
insan davranışının etiksel temelleri her sosyal bilime yansır: antropolojide bir kültürün bir diğeriyle ilişkilendirilmesinde yer alan karmaşıklıklar yüzünden, ekonomide kıt kaynakların paylaştırılmasını içerdiği için, politika biliminde (siyaset bilimi) gücün tahsisindeki rolü nedeniyle, sosyolojide grupların dinamiklerinin köklerindeki yeri itibariyle, hukukta etik yapıların ilke ve kanunsallaştırılması nedeniyle, kriminolojide etik davranışı öven etik olmayan davranışı kötüleyen hali ve psikolojide de etik olmayan davranışı tanımlayış, anlayış ve tedavi edici rolüyle mevcuttur.
Etik sosyal bilimler dışında kalan çeşitli bilim dallarına da yayılmıştır. Örneğin biyolojide biyoetik adıyla, ekolojide ise çevresel etik adıyla önemli bir yer teşkil eder.
Analitik felsefede, etik geleneksel olarak üç ana alana ayrılır: Meta-etik, Normatif etik ve uygulamalı etik.
3 günlük uludağ sözlük hayatımda karsılaştığım bazı parası olduğunu ima eden yazarların yapacağı işlemdir. parayı bastırıp kendilerine beyin almalıdırlar. ama para ile alabilecekleri beyin ancak koyun beynidir, sonra yine parayı bastırıp bu beyni kendilerine taktırmalıdırlar. şimdi o küçük beyinlerine nazaran kocaman bir beyne sahiptirler. çok parası olanlara dolly beyni tavsiye ederim o klonlanmış olduğu için daha tiki durabilir boş kafalarının içinde.
edit: an itibariyle iki yazarımız tarafından yapılmiş eylemdir.
tarihi kazananlar yazar lafından yola çıkarak deniz hakkında sunu söyleyebilirim. eğer deniz mücadelesini kazansaydı şimdi kahramandı. oligarşi kazandı halk düşmanı oldu, kötü çocuk pis kaka tukaka oldu,
işi bitmiştir artık pozitif hiçbir katksı kalmamıştır insana, tüketilmiştir biran önce kurtulunmalıdır en kolayı çöpe atmaktır. yazıktır. tüketim çılgınlığının tavan noktasıdır.
vuralım hepsini temiz olsun kendimizden başka kimseye yaşam hakkı tanımayalım ,hatta tüm hayvanlarıda öldürelim kuşlar bitkileri yiyor, köpekler gece havlıyor, kediler çok sempatikler, ama biz üstünüz herkezden bu ülkede 50 li 60 lı yıllarda alevilere yapılan baskıyı türbanlılara yapalım cumhuriyeti kurtaralım hatta kırmızı ince askılı üzeirnde ay yıldız olan tişörtler giyip sokaklara çıkalım düdük çalalım.
kolejde okuyan insanların daha kültürlü oluşu tamamen sorunsalın kendisidir aslında,
evet daha kültürlü olabilirler * çünkü;
hepsi ekonomik düzeyi yüksek ailelereden gelirler.
ekonomik düzey ve kültürel düzey arasında pozitif korelasyon olduğu bilimsel bir gerçekliktir.
doğdukları zamandan itibaren aileleri tarafından iyi bir eğitim almaları doğrultusunda yönlendirilirler.
80 kişilik ilkokul sıralarında bitlenmezler.
okuma yazma bilmeyen anne babaların çocukları değildirler.
okuldan arda kalan zamanlarında çalışmak zorunda değildirler.
zaten kendileri beyaz türk olarak adlandırılan küçük burjuva sınıfının üyeleridir.
kültürsüz olduklarını iddia ettikleri kişilerin durumları yüzünden kendilerini suçlu hissetmezler.
çok kültürlüdürler ama bu durum kapitalizm denen canavarın nasıl çalıştığının yada onların kolejde okumasını sağlayan paranın nasıl varolduğunun farkına varamayacak kadar aptal oldukları gerçeğini değiştirmez. afrikada, güney amerikada, uzak doğuda, istanbulun varoşlarında yada türkiyemin taşralarında fabrikalarda tarlalarda çalışan 13 14 yaşındaki çocukları ve ''asla kendileri kadar kültürlü olamayacak insanların'', senelerdir kendisi gibi asalakları sırtlarında taşıdığını göremeyecek kadar kültürlü olan insan, kültürsüz olarak yargıladığın ve yargıyı kullanırken yumusatma için kullanılan daha kültürlü tanımını al basına çal. insanların kazanımlarını değerini bilmesi için bunun karsılığında para ödemesini bir zorunlulukmuş gibi anlayan zihniyet zamanı geldiği zaman kazanımlarını para karsılığı satabilecek zihniyetin en büyük göstergesidir. (bkz: kendini para için satmak) kültür mal değildir satılamaz.
kültürlü olduğunu iddia eden kişi yazdıklarını açıklamak için baş tarafına hede höde diye açıklama yazma ihtiyacı duymaz zaten yazdıkları kendi içinde tutarlıysa anlatım kendi kendini betimler ve acıklamaya ihtiyaç duyulmaz. açıklamalar kot pantolonun kıçındaki yamadır. pantolonun yırtık kıçına yama yapmazsanız görünen direk çıplak kıçınızdır. (bkz: aforizma)
tabi birde kültürlü olduğunu söyleyen insanın kültürün tanımınıda bilmesi gerekir.
Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre, kültür (ekin, eski dilde hars) kavramının tanımı şu şekildedir: Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü.[1]
Sosyolojik olarak, bir topluma veya halk topluluğuna özgü düşünce ve sanat eserlerinin bütünü o toplumun kültürüdür.
Bireyler için ise yargılama, zevk ve eleştirme yeteneklerinin öğrenme ve tecrübeler yoluyla geliştirilmiş olan biçimine o kişinin kültürü denir. Bireyin edindiği bilgileri anlatmak için de kültür kelimesi kullanılır.
Etimolojisi [değiştir]Kültür kelimesi Latince culturadan gelir. Cultura, inşa etmek, işlemek, süslemek, bakmak anlamlarına gelen colere'den türetilmiştir. Örnegin Romalılar 'mera işlenmesine' agri cultura demişlerdir.
Türkçenin batı dilleri etkisine girmesinden önce (Cumhuriyet döneminde de) kullanılan hars kelimesi ise Arapçadır ve "tarla sürmek" anlamına gelir.[2
kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%BClt%C3%BCr