Gerçek olmadığı için şanslı olduğumuz şey. Gerçi arada düşünce okuyabilmek gerçek mi diye düşünmüyor değilim. Bazen çok tırsıyorum çevremde düşünce okuyabilen biri vardır diye. Kötü çok kötü.
Kitap okumanın verdiği zevk ayrıdır, dizi izlemenin verdiği zevk ayrıdır. Şahsen dizisi çekilen kitapları okurum, diziyi de izlerim eğer kitaba göre kötü değilse. Kitap okumanın özentilik ya da entellikle alakası yoktur ve bu kıyaslama saçmalıktır. Kitapları okurken, okuduklarınızı kendi hayal dünyanızda canlandırır, kafanızda bir nevi dizi çekersiniz. Kitap okumak bir eğlencedir.
James Blunt-These Are The Words. Adamın o güzelim sesiyle tonlamalarıyla o sözleri bi kıza yazıp söylediğini düşünmek kötü oluyor. Ben de istiyorum çünkü. Yoksa şarkı çok güzel.
Nutella markalı çikolata sürülmüş ekmek. Ama hayır yani ne bu nutella fetişistliği, sanki bi çikolata nutella var. Bunun şokellası, çokokremi, sarellesi de var. Niye illa nutella? Toblerone ve milka'yı söylemiyorum bile.
Yok böyle bir şey. Karşılık alamayacağını düşünüyorsan aşık olmak istemezsin. Aşık olduysan da karşılık beklersin. Karşılık alamayacağını düşünsen de onun da sana aşık olmasını istersin. Niye istemeyesin yani amaç ne, mal mısın sen.
Atmosfere zararlı duman çıkıyor ve insanlara zararlı diye yasaklanacaksa, araba egzozlarından ve evlerde yakılan kalitesiz yakıtlardan çıkan dumanlar da zararlı. Bunlar da yasaklansın.
Çoğunlukla bir şey bilmeden, yalan yanlış bilgilerle, salak saçma yorumlar katılarak yapılır. 'Çoğunlukla'ya dikkatinizi çekerim. Bir de arkadaş karşısındaki ne diyor doğru mu söylüyor dinlemez. Pardon bunu her yaştan insan yapıyordu.
Ranzanın altında yatarsam ranza kırılır da üstte yatanla birlikte üstüme düşer diye korktuğum için yaptığım eylem. Ranzanın üstünde yatarım yatmasına ama hep bir "tavandan sarkabilitesi olan örümcek" ten korkmuşumdur. Aşağıda kalmış telefonu almak ya da uykun geldiğinde şarja takılacak telefon zahmetini saymıyorum bile. Hele bir de ranzanın merdivenleri güzel değilse yazık sana arkadaşım.
Ebenin gözleri bağlı bir şekilde diğer oyuncuları yakalaması beklenen, yakalananın ebe olduğu, küçükken hepimizin zevkle oynadığı ve benim de geçen sene yurtta arkadaşlarla tekrardan eğlenerek oynadığım oyun.
Ekonomik olarak istanbul'un en büyük ilçesi, futbol takımı olarak 1903'te jimnastik kulübü olarak kurulan ve BJK'deki 'j' nin jimnastik olduğunu 6 yaşımdan beri Beşiktaşlı olmama rağmen çok sonradan öğrendiğim ilk ve en büyük futbol takımımız.
Benim aklıma direk 'Fış fış kayıkçı/Kayıkçının küreği/Hop hop eder yüreği/Akşama fincan böreği' şeklinde küçükkene çok söylediğimiz tekerlemeyi getiren kelime.
insanın hayatta farkındalığının gittikçe arttığında fark ettiği ve gerçekliğini kabul ettiği orantıdır. Yani acı ama gerçek dediğimiz şeylerden biridir.
10 liralık kağıt parayı verip para üstü olarak bir sürü bozuk para alınca param çoğaldı zannetmek ve sevinçle parayı "Bak çoğaldılar!" deyip anneye vermek.