insan hangi sınıfsal temelden olursa olsun sürekli değişen değer yargılarını tatmin için yaşar, yani sürekli kazanmaya çalışır.
kazanmak demek yoğun duyguların hissedildiği anları yaratmak demektir. bu kazanmalar sırasında en büyük kayıp zamandır.
kendisi ve değer verdiği insanlar için hatırlamaya değer anılar yaratmak isteyen insanlar bunları hatırlamak istediğinde en büyük yardımı müzikten alırlar.
mutluyken daha mutlu, mutsuzken daha mutsuz...
hissedilen ne olursa olsun duyguları daha yoğunlaştıran doping gibidir.
müziğin evrensel oluşu her farklılığı geride bırakabildiğinden farklı insanlarıda bir araya getirebilen en önemli öğedir. hele ki bu günün dünyasında insanların bu kadar sınıflaştırıldığı ayrıştırıldığı bi toplumda beklide bir arada kalmak için elimizde kalan tek silahtır.
en mutlu, en hüzünlü, en yoğun yaşanan duyguları müzik tekrar tekrar yaşatabilendir. üstelik tek marifeti geçmişi yinelemek değildir.
geçmişi göterdiği gibi geleceğide gösterir müzik, bi falcı gibi büyüleyerek belkide.
işitilen tınıyla yaşamak istenen anlar hayaller canlanıverir kişinin gözünde.
yani müzik kazanmak için kaybettiğimiz zamanı tüm imkansızlık ve farklılıklara aldırmadan bize fazlasıyla geri kazandıran, gerektiğinde bizi motive eden gerektiğinde sakinleştiren insanoğlunun en büyük keşfidir.
Beklide herkezin bildiği ama anlatamadığı, anlatılanın anlatıcıyı hiçbir zaman tatmin etmediği, aşk gibi tanımsız, sınırsız ama tutkulu harmonik zenginliğimizdir.
birilerinin durmadan iteklediğini düşündüğüm oyuncu. karizma yok, tarz yok, tip yok, oyunculuk yok, bu kadar yoklukta nasıl bu kadar filmde rol alıyo yada rol veriliyo anlamış değilim. kim var bu veledin arkadasında yahu? neden bu kadar şişirilmeye çalışılıyo.
hayır kendine bişeyde katamıyor. bu velede verilen şans onca genç yeteneğe verilseydi ne kadar zenginleşirdi türk sineması denilen hede.
artık iyice uyuz olmaya başladım insan kendini izleyince utanır ulan bu mesleği niye yapıyorum der siktir olur gider gözler önünden. sevenlerinide anlamış değilim, birisi çıksın desin ki; "şu role ismail hacıoğlu ne giderdi bea" desin yada "tam ismaillik bi rol ya" desin.
aklıma gelmişken ceyda gibi çocukluk aşkımdanda soğumama neden olmuştur bu velet.
sadece benim salaklığımdır büyük ihtimalle, itiraftan farksız haliyle.
bütün bir gün cepte biriken bozukluklar eve gidildiğinde pantolon çıkarılırken ki çıkan ses sayesinde hatırlanır ve avuçlamanın verdiği zenginlik hissiyle* kumbaraya itina ile atılır.
bazen gözler bile kapanır ve paranın değeri kumbaranın zeminine yada diğer paraların üstüne düştüğünde çıkardığı sesten tahmin etmeye çalışılır. neyse...
günler böyle geçer ve beklenen günün geldiği kapıya gelen sucudan "bozuk yokmu abi" sözleriyle anlaşılır. omuzlar geriye itilir nefes içeri çekilir sert bir ses tonuyla söylenmeye çalışılsada en kibar halle "bir saniye" denir yüzüne bakmadan sucunun odaya doğru, dolaba doğru, kumbaraya doğru kılarka bağlayarak gidilir. tıpası çıkarılır, gerekli bozukluk alınır, sucuya verilir. kapı kapandığı anda çıkardığı sesle gerçek dünyaya dönülür.
"ne bok yedim lan ben"
"ne yapıcam şimdi"
"kahretsin" *
kumbara size siz ise tavana bakarken kumbaraya yapılan ibnelik şerefsizlik satıcılık arkadan vurmacılık * ve bilimum haysiyetsiz ve allahsız bir insanın yapabileceği daranışları sindirmeye ve yüzdeki kızarıklığın kendini pişkinliğe bırakmasını beklersiniz.
sonra kumbaranın karşısına oturulup; "bak bunu ilk fırsatta geri koyavağım aslında ben seni açmak istemedim ama işte gördün sende anla halimden...." diye giden bir konuşma geçer ve konuşma bittiğinde cüzdandan çıkarılan onluk sucuya verilmek için kumbaradan alınan bozuklukların yerine koyularak helalleşilir.
ancak burdaki helaşleşme biraz farklıdır zira onluk koyulduktan sonra kumbaradan para üstü asla gelmez, onu almaya cesaret edecek el henüz ellenmemiştir.
tabi cüzdanda onluk olmadığı vakitlerde vardır, böyle anlarda ise o kumbarayla karşılaşmamak için akşama kadar odaya bile girilmez.
tanım: kumbaraya bilanço çıkaran insan davranışıdır.
tanımımsı: kumbaran mı var derdin var
dokuz: sigarayı bırakabilen insanlar kumbarayla arası iyi olan insanlardır. *