Kaç tane Türk bu videoyu izledi bilmiyorum ama biliyorum ki Can Bener, adını dünayaya duyuracak kadar iyi bir DJ. Tebrikler CB.
I have no idea about how many Turks have watched this video so far, but I'm pretty sure that Can bener is talented enough to be one of the most famous DJs around the world.
yorumda da söylendiği gibi adını dünyaya duyuracak kadar iyi bir dj olan insan.
yıl fark etmez, bir internet sitesine girdiğinizde ya da bir trailer izlemek istediğinizde sizden doğum tarihi girilmesi istenir ve tam burada 1 ocak doğumlular sadece "yıl" açılır listesiyle muhattap olurlar. gayet havalı bir şeydir zannımca.*
genelde kırmızı renk filtresiyle ayarlanmamış olup photoshop vb. programlar kullanılmaktadır. amatörce yapıldığı o kadar bellidir ki dudakların çevresinde hafif bi' ten rengi hakimdir. genelde bayanlar yapıyor bunu evet.
bir yazar hesabı ile artılayıp artılayan kişiye yetmeyen ve yazara fazlasını vermek isteyen yazarın eylemidir. sonuçları kötü olabilir.*
bir örneği; (bkz: #186890)
yıllar yılı* anlayamadığım bir uludağ sözlük vecizesi. üç tane artı aldıysam istisnasız üç tane de eksi alıyorum arkadaş.
bakıyorum artı alanlara, on tane artı. hobaa diyorum, coşuyorum, vay amk neler oluyor hacı yaa diyorum. eksi aldıklarıma bakıyorum, aynı entry 10 defa eksilenmiş, hay sizin diyorum, allah belanızı diyorum, eksi oy veren elinizi diyorum.**
bizzat balık burcu olan kişilerden öğrenilmesi gereken yorumlardır.
balık burcu günlük yorumum: içinizde tarif edemeyeceğiniz bir his var, yediğiniz dönerden dolayı zehirlenmiş olabilirsiniz.
aşk hayatınız şu aralar çalkantılı olsa bile elbet düzelecek ve rahat edeceksiniz.
parasal sıkıntınız yok denecek kadar az, e o kadar cimri olursanız tabii ki de olmaz.
sağlık durumunuz az önce belirttiğim gibi yediğiniz döner kendinizi kötü hissetmenize sebep oluyor.
ne o öyle başka yerlerden burç yorumu okumak, kendi burcumun yorumunu kendim yazarım bilader. kodumunun dönercisi ya.
mevz-u bahis yazın popülerite kazanıp bol bol dinlenip eğlenilen şarkılardır efendim ki bu şarkıları yaz mevsimi dışında dinlediğinizde zevk vermemektedir.
boğazlı kazağın etkisi olabilir diye düşünmekteyim. oysaki o şarkıların eşliğinde, sahillerde denizden yeni çıkmış cıbıl cıbıl gezen hatunları izlemek gerekir.
muhtemelen el öpme, sarılma, koklaşma gibi hareketlerden hoşlanmayanların yaşayacağı gerginliktir, misal ben.
olay 10 dakika önce gerçekleşti, 3 saattir odamın kapısı kapalı yüksek sesle müzik dinlemekteyim. bir süre sonra annem elinde pastalar böreklerle odama gelir bir tabak koyup gider.
-vaay annecim ne ara yaptın bunları ya?
+sabah kalktığımda
gibi bir diyalog yaşanır ve muhtemelen ses içeriye gitmiştir. sonra anne odadan çıkar ve müzik eşliğinde tabaktaki anne eliyle hazırlanmış börek ve pastalar bir güzel mideye indirilir. tam "ne güzel olmuş beeh gideyim bir dilim daha alıp yiyeyim" diye düşünülür odadan çıkılır ve misafir odasından geçilirken içerdeki kalabalık fark edilir, muhtemelen 2 saat önce duyulan ancak iplenmeyen zilin sonucudur içerdeki kalabalık. tabak mutfağa bırakılır ve misafir odasının önünden geçmeden başka bir odaya girilir. düşünülür durulur
-ulan zil 2.30 da çalmıştı saat 5. şimdi gidip el öpsem, yuh demezler mi adama bu kadar süre nerdeydin diye ? yok yok en iyisi burada beklemek.
beklenilen yer de salondur, kışın pek giden gelen olmaz diye salona giden doğalgaz şeysi kapatılmıştır ve buz gibi salonda bekleyip düşünülmektedir hala ne yapsam ne etsem diye. ansızın içerden annenin sesi duyulur, gelen bayan misafirlerden birine "gel sana diktiğim kıyafeti göstereyim" demiştir ve bakılmıştır ki annenin dikili elbiseleri salonda boylu boyunca masanın üstünde uzanmaktadır.
bir güzel hassiktir! çekilir ve odadan apar topar çıkılır, bakılır ki anne kapının önünde duruyor ve misafirlerin görüşünü kapatıyor, hemen arkasından hızlıca geçilir ve odaya geri dönülür bu entry girilir.
hala daha içerden sesleri geliyor. ulan anne niye seslenmezsin ki misafir geldi diye! zaten gergin olurum misafir geldiği zaman, ilk gelir gelmez karşılama gibi bir prensibim var zaten oldu mu böyle. otur bekle şimdi gitmelerini, bi de giderken yolcu edersek küfür gibi olur. gelmenize değil gitmenize sevindim gibi.
lan siz de gidin artık saat 2'den beri!
----- entry arası, odaya anne gelir -----
-ya anne ya neden söylemiyosun misafir geldiği, kim bilir kaç saattir içerdeler şimdi gitsem abes bi' şey yapmış gibi hissederim kendimi.
+rahatını bozmayayım dedim yavrucum.
-canım annem benim(çok fena eridim lan)
-neyse, o zaman hâlâ haberim yok benim misafir geldiğinden tamam mı?
+ben dedim zaten haberi yok diye merak etme sen.
-mucx!
annenizin değerini bilin genşler!
not: salonda yaklaşık 15 dakika kadar beklemiş bulunmaktayım.*
sözlükte mesaj geldiği zaman sayfanın kendini yenilemeyip sağda sarı ışık yapmamasından mütevellit oluşabilecek olay, hiç f5 ile falan uğraşmamak için yenileme niyetine şükela butonuna basıp hem entry okuyup hem de sayfayı yenileyen insanın gerçekleştirebileceği eylemdir aynı zamanda.
olm bu buton yalama oldu lan ? garantisi var mıydı ?
yeni nesilin 'apaçi' dediği, her mahallede standart olarak bulunan saplardır. onlarsız bir mahalle düşünülemez. hatta bu standart saplardan laf yemeden gününü bitiren kızı çok kötü şeyler beklemektedir.
adamlar ygs 2016 ya kadar parsellemişler. bari bunu ben açayım dedim.
t: 2017 senesinde yapılacak olan sınavdır.
zamanında ötesine yakın bir yerden edit: şu zekayı arsa parsellerken kullansaydık iyiydi.
zamanın ötesine kaçak geçmiş edit: başlığı 2011, yani benim ygs'ye girdiğim sene açmışım. O sene kopya iddialarıyla falan bayağı çalkantılıydı. 2017 ygs başlığını açmış olmam ve bin kişinin sıralamarının yanlış hesaplanmış olması(!) bir tesadüf olabilir mi ? bütün cenabetllik bende mi acaba ?
hehe, gideyim diğer ygs başlıklarını da açayım nihahahahahaha.(şeytan gibi gülen emoji)
mâlumunuz bilgisayarla az biraz haşır neşir olan arkadaşlar bilir, ctrl+c kombinasyonu copy anlamına gelmektedir ve "daktilo bilgisayarın atası değil mi amk, bilgisayar da oluyorsa bunda hayli hayli olmalı" mantığıyla edilen hareketin ürünüdür.
-ctrl tuşu nerde lan ?
+ilk dakikadan patladı hehehe.
kapıdan dönüp oturmaya devam etmeleriyle sonuçlanabilir bu cümle, aman diyeyim yani. "güle güle" denir, "yolunuz açık olsun" denir, "siktirin gidi lan!" denir, bir daha gelmemeleri adına. denir de denir yani.
televizyondan izlediğim reklamdan esinlenerek "ali'nin karnı acıktııı" diye bağırmıştım, mutfaktan gelen yankıyla yalnızlığım aklıma geldi. irkilmiştim...
arkadaşlarımı aradım "çok yalnızım lan :((" dedim
"konuşurken nasıl surat ifadesi yapıyon lan?" dediler.
"ne bileyim olm, gelin de bir şeyler yapalım" dedim. 2 dansöz, 1 ps3 ve 4 kol alıp gelmişler, sağ olsunlar. oyunları unutmuşlar gerçi ama, dansözle yetindik sonrasında.
-küçükken babam beni hortumla dövüyordu yalçın abi ühühühü
+evet, elimizde kamera kayıtları var, her şey gün ışığına çıkacak merak etme sen, ben de yalçın abi isem seni... evet kurbanın babası arıyor, alo?
*olm manyak mısın, arabayı yıhamak için hortumu çeşmeye bağla dediydim yalçın abi'ye gaçmışsın, manyah mısan olm sen, ne mal bi adamsın lan?!
-ehe, gachayım en iyisi.
*noldu yalçın? gayıt mayıt diy...
+evet hat düştü galiba, alo ? evet hat düşmüş, hehe, bi reklam alalım...