Çok meşhur 'ya sev ya terk et' sloganının tişortlere bastırılmasıdır. ingilizce olarak bastırmış oldukları için ilk başta farkedilmeyen durumdur. Fark edince kahkahayı bastım. Yalnız ingilizce yazılınca da karizmatik oluyormuş he. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1694733/+
En itici insan listemde kesinlikle ilk üçte yer alan ebeveyn türüdür çocuğu bir birey olarak kabul etmeyen hasta zihinli anne babalardır. Toplumda veya sosyal medyada örneğin çok görülür. Bu ebeveyn türünün kullandığı bazı örnek cümleler:
- kakamızı yaptık. (Bunu diyince böyle ailecek tuvalete çömelip sıçmışlar gibi hissediyorum)
-bugün biraz üşüttük ( ablacım tüm kapı pencereyi açtınız da cereyan mı yaptı hepiniz mi yani )
- karnemizi aldık çok mutluyuz. ( ablacım senin döneminde siyah önlük vardı hadi ablam hadi devam et )
Bu liste uzar gider. Demem o ki dostlar aranızda yapan eden varsa nolur bıraksın. Bak o çocuk ayrı bir birey onun adına konuşma onunla bütünleştirme kendini. Azıcık özgüvenli olsun istiyorsan onu önce ayrı bir kişi olarak kabul et.
Dinlerken ciğer solduran attila ilhan, cemal süreya, özdemir asaf da şair miymiş dedirten ultra dram yüklü gülay yıldız şiiri. Sözleri şöyle:
Saatlerce telefonla konuşalım ama sevgili olmayalım
Maça gidelim mesela, bağıra çağıra küfür edelim ama sevgili olmayalım
Yemek yiyelim, rakı içelim ama sevgili olmayalım
Sen başka kadınlarla konuşma, ben başka erkeklerle ama sevgili olmayalım
Bak sevgiler hemen bitiyo
Sen hemen gitme he, sen hemen bitme, sen hep bende kal ama biz asla sevgili olmayalım
Linki de burada : https://youtu.be/ezYRzBHQrM0
Şairin diğer şiirleri de dinlenesi mesela sorsalar hepiniz severdiniz de mi şairin şaheserlerinden biridir onu da şuraya bırakayım:
Ed sheeran'ın yeni şarkısıdır. Tam bir yılbaşı şarkısı diyebilirim. Ama şarkıyı muazzam kılan ed sheeran değil ikinci kısımda sazı eline alan andrea bocelli. Klipte ed dahil herkes ağzı açık dinliyor tabi ben de. Tüyler diken diken gözler nemli. Bayanlar baylar hazırsanız paylaşıyorum. Karşınızda perfect symphony (burada radyo dj'i gibi konuştum.) https://youtu.be/eiDiKwbGfIY
Kulağa komplo teorisi gibi gelebilir ama neredeyse emin olacağım bir iddiadır. Bunu özellikle son dönemde çok sık yaşayınca fark ettim.
Hepimiz alışkınızdır internette bir konuyu arayınca ya da okuyunca karşımıza onunla ilgili reklâmlar, sayfalar veya videolar çıkıyor örneğin uçak bileti bakıyoruz günlerce bilet acentalarının reklamları google reklamlarında çıkıveriyor. Bu bile başlı başına endişe verici iken günlük hayatta arkadaşlarımızla ailemizle konuştuğumuz şeylerin karşımıza reklam olarak çıkması çok dehşet verici değil mi?
Son bir haftada neyin muhabbetini ettiysem karşımda video önerisi ya da reklam olarak çıktı. Hep bir acabam vardı ama Bugün artık emin oldum. gün içinde bir arkadaşıma boğaziçinde doktora yapmak istediğimi söyledim. Gmat ve gri ye girmem gerektiğini vs anlattı. Ne iş yeri bilgisayarımda ne dizüstünde ne de akıllı telefonda en ufak bir arama yapmadım. Telefonda bile konuşmadım. Facebook a girdim karşımda önerilen reklam a o da ne gmat kursu. Yok artık dedim. Paranoya mı yapiyorum acaba dedim.
Biraz araştırdım mesela bbc şöyle bir haber yapmış: http://www.bbc.com/turkce...0302_casus_akilli_telefon
Kardeşim bu yasal değil bir kere diye bir itirazınız varsa geri alın. Çünkü siz uygulamaları indirdiğinizde yasal olarak tüm izinleri istiyorlar ve siz de uygulamayı kullanmak için kuzu kuzu kabul ediyorsunuz.
Bunun ne zararı var derseniz, birincisi hiçbir özeliniz yok tüm kirli geçmişiniz bir serverda saklanıyor. Ikincisi ilgilerinizle algınız yönetiliyor olabilir yani sizi ele geçirmek için oldukça kolay manipüle edebilirler. Kendi ürünlerinin reklamlarıyla üzerinizden gelir elde edebilirler. Çok azımız icin geçerli olsa bile ülkede kritik mevkilere gelindiğinde şantaj olarak kullanabilir zayıf noktalarınızı bilip size hükmedebilirler.
Neler yapabiliriz peki?
Kısa vadede bireysel olarak mümkün olduğunca izinleri kaldırabiliriz. Önemli bir konuda konuşurken telefonumuzu yanımızdan uzaklaştırabiliriz.
Uzun vadede tek çözüm ise kendi yazılımımızı kullanmaktır. Mesela rusya facebook olarak vk yı kullanıyor yandexleri zaten google 'ın hemen hemen tüm işlevlerini yerine getiriyor. Ne olursa olsun yerli yazılımımıza yönelmemiz gerekiyor.
Sosyal medya ya da sanal dünya ile ilgili en nefret ettiğin şey nedir diye sorsalar bu cevabı veririm.
Az önce ırak iran sınırında yaşanan depremle ilgili tweetlere denk geldim. Iyi olmuş gebersinler türünden faşizan paylaşımlar falan.
Gerçekten anında yaşamdan soğudum. bir yerlerdeki hüzün veya felaket bir başka insana nasıl neşe ya da zafer oluyor gerçekten anlayamıyorum. nasıl bir nefret ortamında büyüdü bu insanlar acaba?
Gerçek hayatta bu insanlardan kendinizi arındırabiliyoruz. Bir kere muhabbetlerini sevmezsek uzaklaşabiliyoruz. Ama sosyal medyada kaçamıyorsunuz ya biri beğeniyor paylaşıyor ya da beğenmese bile tepki amacıyla paylaşıyor. Yani bir şekilde maruz kalabiliyorsunuz. Üstelik insanlar gerçek hayatta dile getirmeye cesaret edemediği tüm sapkın fikirleri bu mecrada rahatça söylüyor. Sansüre karşıyız evet ama toplumu çürüten bu bataklık kurtlarını da yok etmek gerekiyor sanırım.
ilginçtir her düğünde başıma gelir. Herkes eğlenirken bir anda ortama yabancılaşırsın. Ben buraya ait değilim dersin benim ne işim var diyip duraksarsın.
Bazen halayda denk gelir. En hararetli, temponun en yüksek olduğu, etlerin en bıngıl bıngıl sallandığı o anda ter ve parfüm kokuları birbirine karışmış vaziyetteyken omzundaki ele yabancılaşırsın önce. Sonra müziğe yabancılaşırsın. Spotify listenden epey uzaktasındır. Allah da benim belanı versin lan şu girdiğim şekillere bak dersin. Seni sıkıca kavrayan tombul elden kurtulur ve kolondan mümkün olduğunca uzaklaşarak düğünün bir an önce bitmesini istersin.