1949'da totalitarizm'e karşı yazılmış bir kitaptır ( bu yüzden sadece 3 ülke var). nazizm ve stalinizm'e karşı yazılmıştır zira bu iki ideolojide insanlar sürekli gözetim altında tutulmuş ve parti propagandası her zaman devam etmiştir. zira bu propaganda ve partinin eylemleri sayesinde savaş devam etmiş, savaş devam ettikçe yöneten sınıf her zaman yönetici, ezilen sınıf da her zaman proleter olarak kalmıştır. burada diğer önemli bir nokta ise hobbes'ın görüşünün direkt olarak bir romanda vuku bulması. sürekli savaş ve bir yerlerde bomba patlaması insanların özgürlüklerinden feragat edip güvenliklerini düşünmelerine sebep olmuştur.
kitabı uzun zaman önce okuduğum için biraz karışık olabilir bilgiler, maruz görün ama hazırlıklı değil, doğaçlama yazıyorum.
şimdi burada aynı zamanda bir psikolojik manipülasyon var. insanların evlerinde bulunan dev ekranlar, partinin hatalarını da zafer ya da başarı olarak göstermiş, kavramlar sürekli değişmiş, her yaptıkları bir başarı hikayesine dönmüştür sonuçlarına bakılmaksızın. buradan ufak bir örnek vermek istiyorum yakın tarihimizle ilgili. afrin harekatı sırasında, harekat başlayınca kazanmış, durunca kazanmış ve geri çekilince de kazanmıştık, ne tesadüf ama!
tabi manipülasyon sadece psikolojik değil, burada fiziksle bir manipülasyon da var. örneğin insanlar sabahları topluca egzersiz yapıyor ve çok uzun süreler çalışıyor taaa ki yorgunluktan ölene kadar. ekranlar da sürekli insanları izliyor ve en ufak bir mimik bile insanların hapse girmesine yol açabiliyor. bakın burada diğer bir önemli nokta ise yine hala günümüzde bulunan partiye karşı gelenleri yeniden eğitme sistemi. bunu şu an çin yapıyor ve ekstrem düşünceleri olanları başta uygurlar olmak üzere okullarda eğitiyor.
çin'in beyin yıkama okulları
insanları her zaman unutkanlıkla suçlarlar. özellikle de siyasiler ve akademisyenler yapar bunu. mesela din değil, dün dersi vermeliyiz demişti ortaylı ancak sınırsız enformasyonun olduğu bir yerde insanların bu kadar bilgiyi aklında tutması çok zor, özellikle de 84'teki gibi kayıt tutmuyorlarsa. parti geçmişe dair her şeyi değiştirip, istediğini yazdığı için ve insanlar arşiv tutamadığı için partinin söylediği her şeye inanmak zorunda kalıyorlar.
yine komunist bir ülke olan çin'den yola çıkarak 84'ü değerlendirelim. winston'ın gittiği yerlerde elektrikler yok, asansörler çalışmıyorlar, şehir iğrenç bir halde iken nasıl oluyor da parti insanları sürekli izleyecek sistemlere sahip olabiliyor? işte bu da yine çin gibi komünist ülkelerin her zaman parti ideolojisine önem verdiğini, insanları önemsemediğini öne sürüyor. teknik gelişmişlik evet var, ancak insani gelişmişlik ne yazık ki henüz zühur etmemiş.
hiç karanlık olmayan yerde o'brien ile buluşma fikri. bu herhalde beklediğim en son şeydi. hiç karanlık olmayan yerin bir hapis olması. ben bunu aydınlık olarak, rasyonelizm ve entelektüelism olarak düşünmüştüm oysa hiç ışığın sönmediği yer bir hapishane çıktı. işin kötü tarafı da bu şunu düşünmemi sağlıyor. aydınlık bir geleceği düşleyen rasyonel insanlar hapislerde çürüyor ve onlara istedikleri düşünsel aydınlık elektrik yoluyla veriliyor. insanların aydınları hapse atmasının tek bir gerekçesi var benim nezdimde: kötü olmaları. çünkü sadece kötüler aydınlıktan korkar.
jüpiter ile çok benzer olduğu için ismini jüpiter’in babası satürn’den almıştır. gözle görülebilen bir gezegendir ve babil’ler onu gözlemlemiştir. güneşten aldığından daha fazla ışık yayan bu gezegenin yörüngesini tamamlaması 29.4 yıl sürer. 150’den fazla ay ve aycığı vardır. aynı zamanda satürn ve jüpiter solar sistemdeki kütlenin %92’sini oluşturuyor.
Ana temsilcileri şunlardır; Zeno ( MÖ 334-262), CLEANTHES ( MÖ 303-233), MARCUS AURELIUS (121-180), EPICTETUS ( 60-117).
temel düşünceler iSE ŞUNLARDIR :
Tanrı tüm doğada bulunan mantıklı bir varlıktır.
Evrensel bir doğal yasa ve kardeşlik bulunmaktadır.
Kendini kontrol etme ve metanet yıkıcı duyguların üstesinden gelmede önemlidir.
Sakin bir şekilde bize verilen rolleri oynamalıyız. Tutularımız bizim kontrolümüz altındadır kaderimizi değiştiremesek de.
inayet, bilgiden, erdemden ve kontrol edilemeyen şeylerin kabulünden gelir.
Sahte bir videodur ancak gündemi takip etmeyen dangalaklar hemen sazan gibi atlamış ve Azerbaycan’ı suçlamışlardır. Bir sözlükte takılacak yaşa gelip internette her gördüğü şeyin doğru olmadığını bilmemek de bir acayip.