sevgili baba...
sen bu yazıyı okuduğunda ben çok uzaklarda olacağım...son günlerde aklımdan hiç çıkmıyorsun.hep hep hep seni düşünüyorum.çünkü sen bu yazıyı okuduktan 5 dakika sonra bilgisayar kendinden kapanacak.biliyorum çok ısınınca çöküyor.bunu söylemek için yazdım bu yazıyı baba.tamirciye götürmen gerekiyor...
Hayata,o bir seferlik araba yolculuğuna bitince yeniden başlayamazsın, ama elinde bir kitap varsa,ne kadar karışık ve anlaşılmaz olursa olsun,o kitap,bittiği zaman,anlaşılmaz olan şeyi ve hayatı yeniden anlayabilmek için istersen başa dönüp biten kitabı yeniden okuyabilirsin değil mi fatma?
Orhan PAMUK-Sessiz Ev
(bkz: beslenme saati)
kalemi hem arkadan hem önden açmak.
silgi tozu yapıp üzerine üflemek,hoşlanılan şahıs bana aşık olsun sihri yapmak.
elmayı ısırıp bayılırmış gibi yapmak. *
okulun deposunda canavar olduğunu düşünmek ve canavar avına çıkmak. *
her sabah tıbbın bile tanımlayamadığı hastalıklara yakalanmak. *
hayatın kuralı zorluklardan sonra olgunlaşmak ya da değişmek değil.eskisi gibi kalmak.olgunlaşırken bazı duygularda sürükleniyor beraberinde...çocuk saflığında kalabilmek mühim olan.
gemi batarken yağmalanırdı.
gemi batmadan 2 dakika önce yağmalanırdı.
gemi batmadan 1 gün önce yağmalanırdı.
yolculuğa çıkmadan yağmalanırdı.
gemi tershanede bile yağmalanırdı hani.
utanmasalar su altında bile yağmalanırdı belki.utanmasalar diyorum çünkü bizim için imkansız diye bir şey yoktur.
ayrıca;
gemi batmadan eşe dosta elveda mesajı çekenler olurdu.ergenler platoniğe aşkını ilan ederdi falan.
cesetle çıkmak isteyen erkeğin son felsefesi...çocuk tacizcileri vardı bu da yeni bir tür.mezarlıklara fazladan 1 bekçi daha konulsun bu işin sonu kötü... *
...ve sonsuza kadar mutlu yaşadılar...
masallarlara inanıyorsan var dünyanın en güzel aşk hikayesi.inanıyor musun?o zaman çocuksun...çok tatlısın sen yaa!!