son zamanlarda kafasını fenerbahçenin 2 dakikalık şampiyonluğuna takmış taraftarın hala daha seneler önce alınan adı bile değişen bir turnuva kupasının adını sayıklayarak bu seneki üçüncülüğünü hatta 10 puan geride kalarak sahip olduğu üçüncülüğü gölgeleme çabasıdır. kupa alınmıştır ertesi sene başkası almıştır bitmiştir.
düz mantık yaparak yaklaşırsak 1929 yılında güzellik müsabakası birincisi olan Feriha Tevfik in hala ben güzellik kraliçesiyim demesine yakın bir durumdur.
(bkz: cennete uefa kupasıyla gidebileceğini sanan girişimci genç taraftar)
son zamanlarda galatasaray, beşiktaş, trabzon vb. gibi takım taraftarlarının kendi içindeki saçmalıkları bir yana bırakıp sadece fenerbahçe ile uğraşmalardır. yeterdir baymıştır.
iki komşu ülkenin hükümdarları birbirleriyle savaşmazlar ama her fırsatta birbirlerini rahatsız ederlerdi.Doğum günleri, bayramlarda ilginç armağanlar göndererek karşısındakine zeka gösterisi yapma fırsatlarıydı.
Hükümdardan biri, günün birinde ülkesinin en önemli heykeltıraşını huzuruna çağırdı.istediği birer karış yüksekliğinde altından, birbirinin tıpa tıp aynısı üç insan heykeli yapmasıydı.Aralarında bir fark olacak ama bu farkı sadece ikisi bilecekti.
Heykeller hazırlandı ve doğum gününde komşu ülke hükümdarına gönderildi. Heykellerin yanına bir de mektup konmuştu. Şöyle diyordu heykelleri yaptıran hükümdar: Doğum gününü bu üç heykelle kutluyorum. Bu üç heykel birbirinin tıpatıp aynısı gibi görünebilir.Ama içlerinden biri diğer ikisinden çok daha değerlidir.O heykeli bulunca bana haber ver.
Heykeli alan hükümdar önce heykelleri tarttırır. Üç heykel gramına kadar eşitti. Ülkesinde sanattan anlayan ne kadar insan varsa çağırttı.Hepsi de heykelleri büyük bir dikkatle incelediler ama aralarında bir fark göremediler.Günler geçti.Bütün ülke hükümdarın sıkıntısını duymuştu ve kimse çözüm bulamıyordu.
Sonunda, hükümdar fazla isyankar olduğu için zindana attırdığı bir gence haber gönderdi. iyi okumuş,akıllı ve zeki olan bu genç, hükümdarın bazı isteklerine karşı çıktığı için zindana atılmıştı. Başka çaresi olmayan hükümdar bu genci çağırttı. Genç önce heykelleri sıkı sıkıya inceledi, sonra çok ince bir tel getirilmesini istedi.
Teli birinci heykelciğin kulağından soktu, tel heykelin ağzından çıktı.
ikinci heykele de aynı işlemi yaptı.Tel bu kez diğer kulaktan çıktı.
Üçüncü heykelde tel kulaktan girdi ama bir yerden dışarı çıkmadı.Ancak telin sığabileceği bir kanal kalp hizasına kadar iniyordu, oradan öteye gidemiyordu.
Hükümdar heykelleri gönderen komşu hükümdara cevabı yazdı:
;KULAĞINDAN GiRENi AĞZINDAN ÇIKARAN iNSAN MAKBUL DEĞiLDiR. BiR KULAĞINDAN GiREN DiĞER KULAĞINDAN ÇIKIYORSA, O iNSANDA MAKBUL DEĞiLDiR. EN DEĞERLi iNSAN, KULAĞINDAN GiRENi YÜREĞiNE GÖREN iNSANDIR. BU DEĞERLi HEDiYEN iÇiN TEŞEKKÜR EDERiM.; *
iki cisim arasınaki benzerliklerdir.
örnek vermek gerekirse * ikisinde de zar vardır.
tam mutlu olmuşken bir anda dikkatsiz bir davranışla elinizden gidebilir.
birisi koltuk altına alınır ki bu istenmeyen bir durumdur; diğerinin koynuna girilir hem de seve seve!
geçenlerde izmir çankayada gördüğüm olaydır. kırmızı ışıkta bekleyen naciz bedenim kaçacak bir yer bulamamış ve tüpçü hanzonun tüple uzaklaşana dek panik ataklar yaparak gol atmama neden olan hıyardır.
fizyolojik olarak mümkün olmayan bir olaydır.
bu olayın entry olabilecek değer kazanmasının sebebine gelince işerken sıçmak elimizdedir ama sıçarken işememek mümkün değildir. ***
uyunması mümkün olmayan, gençlerin pijama partilerinde yastık savaşı yapmasını engelleme amaçlı kullanılabilecek bir tür savaş aleti. benim bulduğum ve gençliğe armağan ettiğim iyi de prim yaptıran söz.