bir defa kesinlikle uludağ sözlük ismini defalarca duyurdukları için mutluyum.
şu an itibariyle gün içinde ekşi 1204, ulu 1808 başlığı görmüşse sol framede reklam güzel de yapılmıştır, mutluyum.
ha tek mutsuzluğum var ve bence çıkan arkadaşlar kesinlikle doğrulayacaktır, 3er temsilci oturduktan sonra Okan Bayülgen'i hiç görmediğim kadar ciddi buldum. hayır yani sanki arkadaşlar orada çok rahat geyik çevirebilirlerdi, rahat olabilirlerdi. ama sanırım okan bayülgen'in bu ciddiyeti ortamı biraz gerdi.
en azından ben her an okan bayülgen birini dövecekmiş gibi duruyor zannettim. çat çat çat konuşan ben, orada kediden beter olurdum.
sınıf öğretmenlerinin kalitesizliğinden kaynaklanan durum. evet kalitesizler. arada ilkokulun yanından geçerken filan görüyorum, kadın sadece sıraya girmedikleri için çocuğun kafasına vura vura itiyor çocuğu. ilkokuldayken aşırı uslu bir çocuk olmama rağmen suçsuz yere kendi sınıf öğretmenim dışında 2-3 defa tokat yemişliğim vardır. ama diğerlerinin yediklerinin yanında hiç tabi bu. tabi bir de ailemin önemi var ki, bana bağırsa bile öğretmen giderlerdi hemen okula. neden giderlerdi, çünkü bana haksız yere böyle yaptı derdim. annem babam bir tokat bile atmamışken, zaten o insanların bana attığı tokatlar hala hatrımda. görsem suratlarına tükürürüm.
anımı paylaşayım bir de başlığı görünce celallendim:
bizim sınıfta bir çocuk vardı, babası almanya'da annesiyle ayrıydı filan. çocuğun ilgileneni yok tabi pek. bir iki defa hırslığa karışır gibi olmuştu adı, ama bir türlü hani kimse gidip "sen hırssızsın" diyemedi çocuğa.
bir gün öğretmenimizin* dolma kalemi kayboldu. aradı taradı bulamadı. "sen aldın di mi!?" diye bu çocuğa girişti. "Vallaha almadım, alsam neden söylemiyim, hırsız değilim ben!" diye bağırdıkça arkadaş, o cani "şey" tekmeledi çocuğu. tekmeleyerek dışarı atıyordu ki, sınıfın kapısı çalındı, içeriye nöbetçi öğrenci girdi ve "bu sizinmiş sanırım öğretmenim, koridorda buldum" diyerek o dolma kalemi masanın üstüne koydu. çocuk yerde kıvranırken "söylemiştim, ben almamıştım" diye ağladı.
hayatı boyunca öğretmeni tarafından el üstünde tutulmuş, diğer öğrencilerden bariz bir şekilde ayrılmışımdır. ayrım yapılmıştır. sıra dayağı atıldığında, benim elime ve benim gibi olan bir arkadaşımın eline "daha yavaş" vurulmuştur.* sonuç: o kadını gördüğüm her yerde kafa çeviriyorum. bana dokunmayan bin yıl yaşasın mümkünse, ama sürüne sürüne.
suicide is painless yorumları ve empty souls adlı şarkılarıyla insana "baterinizin dumtısı olayım abi!" dedirttiren yüce grup. the greatest hits albümünü dinleyerek ne kadar başarılı olduklarının farkına varabilirsiniz, fakat ocean spray ve empty souls' ü de başka bir yerlerden edinmek şartıyla.
bir çok yerde my life without menin senaryosuna sahip olduğu söylenen, ama sanırım 18 nisan 2007 çarşamba akşamı yayınlanan bölümüyle o senaryoyu genişleteceğinin sinyallerini veren hilal saral yönetimindeki osman yağmurdereli yapımı.
--spoiler--
annesinin saçlarının döküldüğünü farkeden "annem kel olacak, annem kel olacak!" diye bağırarak sevinen veletlere hayranım. ece uslu'nun o sahnedeki performansı gayet iyiydi, bence.
--spoiler--
tamamıyle cinsel içerikli itiraflardan oluşan, bununla prim yapabileceğini düşünen bir yönetime sahip olan, geçmiş yıllara göre artık eski popülaritesini kaybetmiş olan kötü oluşum.
Kendime bir zarar geleceginden degil ama karim Cemile ne yapar sonra.
Biz aksam yemegimizi genelde saat 11-12 gibi yerdik, ama ev sahiplerimizin misafiri geldiginden geç vakitlere kadar oturup yatmadilar.
Neyse ki konuklarin gitmesiyle birlikte uykuya daldilar. Bir süre ortaligin sakinlesmesini bekleyip, yiyecek toplamaya basladim.
Bugün misafirler geldigi için menü çok zengindi. Pasta ve börek kirintilarina bayiliriz. Her neyse ben nevaleyi toplarken birden mutfagin isigi yandi ve "Aaaaaa! Karafatma" diye bir ses duydum.
Salak adam, ben bir erkegim Fatma da nereden çikti. Benim adim Ismail. Böyle seyler delikanliyi bozar. Hadi beni karimla karistirdin diyelim. Sen ne kadar korkak bir adamsin. Benim kaç katim büyüklügünde olmana ragmen bu bagiris da ne böyle?
O korkunç sesin kesilmesiyle birlikte, sanki ben ona bir bok yapmisim gibi beni kovalamaya basladi. Inanin o kadar da dikkat ediyorum, tabak, çanak, bardak üzerinde dolasmamaya çünkü bu dingilin karisi çok titiz. Bazen diyorum ki bu giciklarin misafiri geldiginde git ortalarda dolas böylelikle utanilacak duruma düssünler. Ama yapamiyorum iste. Ne olursa olsun, ekmek yedigin tekneye kötü gözle bakmamak gerekir.
Ben eve geldigim ilk yillari hatirliyorum da ne güzeldi o günler. Rahmetli kayinbabam ve kayinvalidem beni evlerine kabul etmislerdi. O zamanlar rahattik, çünkü ev sahibimiz Riza amca kördü. Bu sebeple evin her yerinde serbestçe dolasabiliyorduk. Hatta Riza amcayla ayni sofrada yemek yedigimiz günler de oldu. Gerçi bizleri görebilseydi nasil davranirdi bilmem ama o hep yüregimizde yasayacak.
Riza amcanin durumu pek iyi sayilmazdi, memur emeklisiydi. Bu evde rahmetli karisininmis, bu yüzden yiyecek konusunda bu kadar fazla seçenegimiz yoktu. Ama daha mutlu ve huzurluyduk. Riza amca bir gün görünmez kazaya kurban gitti. Gerçi onun için bütün kazalar görünmezdi.
Riza amcanin topraga verildigi gün biz de oradaydik. Karsi komsusu Osman Zeki bey bize geldiginde ceketini asmisti. Biz de bunu firsat bilip ceketin cebine girdik. Ardindan Osman Zeki beyle birlikte mezarliga dogru yola koyulduk. Riza amcanin üç tane oglu vardi ama bugüne kadar sadece nüfusta gözüküyorlardi. Hayirsizlar daha ilk günden evi satisa çikardilar. Evi su anda oturan adam ve karisi satin aldi.
Eve ayak basmalariyla kayinbabam ve kayinvalidemi öldürmeleri bir oldu. Adam sonra igrenerek cansiz bedenleri kagida sararak çöpe atti. Sanki kendisi çok temizmis gibi. Halbuki tuvaletten çiktiktan sonra ellerini yikamadigina defalarca sahit oldum. Simdilerde kendine üzerinde rahmetli kayinvalidemin resmi olan bir ilaç almis, durmadan üzerimize sikip duruyor. Kayinvalidem Sultan hanim gençliginde fotomodel oldugu için bu tür ilaçlarin üzerinde resmi bulunuyor. Hatta bir iki reklam filminde de oynamisti. Ama evlenince mecburen birakti. Çünkü kayinbabam tam bir Osmanli erkegiydi.
Bugüne kadar rahmetli Riza amcanin anisina bu evde oturduk, artik daha fazla dayanacak halimiz kalmadi. Ese dosta haber saldik. Kendimize göre bir ev bulur bulmaz tasinacagiz buradan. Belki de sizin evinize yerlesiriz hayat bu belli mi olur?
galibi barış akarsu olan, pelin akad denen şeyi tanımamıza sebebiyet veren bir zamanların popstara rakip olmaya çalışan ucuz yarışması. hele o altyapıları nereden buluyorlardı, kötü olduklarını hiç mi farketmiyorlardı, sony müzik bu kadar mı fakirdi. sorulur yani. ama cevap bulamıyoruz.
Tracklisti:
She Doesn't Live Here Anymore
Time Will Show Me
Coffin
Rocks In Pockets
As Good As It Gets
Only For You
Jay Jay Johanson Again
Breaking Glass
New Year's Eve
Tell Me When The Party's Over
Prequiem
Peculiar
bir yöredeki toplantılara ve özel günlere (bayram seyran gibi) ev sahipliği yapan, o yöredeki en ihtişamlı eve verilen isim. aksine evi sarıp sarmalayan bir asması olmak zorunda değildir.
bir dönem show tv'de asmalı konak'a rakip olarak çıkartılan, base production yapımı, senaryosu sergin akyaz'a ait, 15inci bölüme kadar gelip sonra 11inci bölüme tekrar geri dönen, hikayesinde yapılan düzeltmeden sonra başrol oyuncusunu değiştirerek yoluna devam etmeye çalışan ama devam edemeyen, kaybolup giden, sırlar dünyası tadında bir diziydi.
her daim sağ frame'de buram buram cinsellik kokuları bulunan, her başlığı açıklarken açıkladıkları her şeyi, sanki bu dünyada başka sahip oldukları hiçbir şey yokmuş gibi cinsel yönelimlerine bağlayan ve rütbe olarak yüce sezen, ajdamod, kezban, homolog ve muhbir isimlerini kullanan insanların oluşturduğu kötü bir sözlük denemesi. *
kötü çekimleri, hikayesindeki "aşırı çarpık" hayatlar, havada kalan soru işaretleri ile nasıl gay-friendly bir film olur, gayler bu filmi nasıl sever diye düşündürttüren ferzan özpetek yapımı.
aydın'ın en gelişmemiş ilçelerinden biridir. kuşadası-didim-güzelçamlı üçgeninde kalması onun gelişememesinin en büyük sebeplerindendir. en ufak bir aktivite bile yoktur, aktivite yapanlara iyi gözle bakılmaz. memurların tercih ettiği hiç yaşanmayacak bir yerdir ve gayet pahalıdır.