geçen bir kız arkadaşıma öteki kız arkadaşı "mualla, geçen gün tecavüze uğradım. ilk önce çok korkmuştum ama sonra çok zevk aldım." demesi ve kız arkadaşımın "ciddi misin keşke bende yaşasam. neyse bari kocama söyleyeyim de bu gece benimle tecavüz edermiş gibi sevişsin." dediğini duyduğumdan beri kafasını duvarlara sürtüp kıvılcım çıkartmak istediğim doğrudur. allah belanızı versin.
kızından kızına göre değişir. aslında zordur kabul ediyorum ama öğrenilmeyecek bir program değildir. şahsen ben bu programı kendim öğrendim ve bunun için bir erkeğe ihtiyacım olmadı. o yüzden hemcinslerim bu programı kendimiz çözecek zekaya sahibiz. ona bakılırsa hala pes oynamayı bilmeyen erkekler var. ben burada başlık açıyor muyum erkek arkadaşa pes öğretmek diye. bu arada bilmeyen varsa öğrenebilirim her ikisini de.
Yine bir gun daha doguyor ve yine yalnizlik butun hucrelerimi sardi. Kendimi bir enkazin altinda kalmis gibi hissediyorum. Gecmisimin her kosesinde cesetler var. Bu enkaz ne nefes almama izin veriyor ne de kurtulmami istiyor. Bu aciyla yasamaya calistiriyor beni. Kimseler bilmiyor en aci tarafi. Sadece sana yazabildim gecenin bu saatinde sozluk. Lakin kafamda mor bir sapka var. Gorenler duygusuzsun sen demeye basladi bana. Cok vurdumduymaz olmusum. Kendime bile katlanamaz oldum. Artik aynalarda bile kendime bakamaz, geceleri gunduzlere tercih eder oldum. Icim yaniyor cunku. Farenin tekini salmislar, dunyada kac milyar insan varken o gelmis beni bulmus ve beynimi kemirmeye baslamis. Ilginc bir gece gecirdim. Kendi kendime aci cektim ve uzun zaman sonra sana yazmak istedim sozluk. Ne olur bana kizma. Sacma sapan seyler yaziyor olabilirim ama icimde kopan firtinalari anlatmam gerek bir sekilde. En yakinlarim bile anlamaz oldular beni. Normal zaten ben kendimi cekemiyorken onlar beni nasil ceksin..
daha ne kadar sürecek bu iftiralar. ben okumaktan yoruldum bu başlığı açan ergenler yorulmadı. sürekli atam a laf atılıyor. adamın kemikleri sızlıyor yattığı yerde, emanet ettiği türk gencinin sözlerinden,düşüncelerinden. sadece teravi olayı değil geçen adamın tekiyle konuşurken ben atatürkçüyüm dedim. adam bana sende mi anası kerhaneden çıkmış adamı savunacaksın bana dedi. o an tokat attım adamın suratına ve tükürdüm. kimse benim atama böyle konuşamaz. yeterin artık. şu an gözleriniz bilgisayarlarınıza bakıyorsa onu da geçtim rahat rahat ( ki şu an yaşadığımız türkiye'de ne kadar rahat olabilir ki) yaşıyor nefes alabiliyorsanız bu atam'ın ve silah arkadaşlarının sayesinde olmuştur. türkiye cumhuriyetini kuran atatürk'tür. daha fazla çamur atmayın. tamam sinirlendim ama sakinim. sustum.
barış olmasın arkadaş. neyin barışından bahsediliyor? evlatlar ölüyor, analar ağlıyor. seçim olduğunda dökülen kanın sayısı azaldığı bir ülkede sen neyin barışından bahsediyorsun arkadaş! katliam olsun! hepsi ölsün. ne kadar canice ölürlerse ölsünler yine açılan yara kapanmayacak. ne kadar çok pkk'lı ölürse ölsün bu kan akmaya devam edecek. yapın bir çukur atın bütün orospu çocuklarını verin ateşe. ah yurdumun güzel insanının biricik göz bebekleri şehit oluyor. daha kaç şehit verip vatan sağ olsun diyeceğiz? vatan sağ olmasın arkadaş! eğer benim ülkemin insanları, benim kardeşlerim, benim anam ağlayacaksa vatan sağ olmasın. sen operasyon yapmak için şehidimin kanını bekleyeceksen bu vatan sağ olmasın arkadaş.
gecenin cümlesi:hollanda ineği.
Bir an gözümün önünden film şeridi misali geçti bundan bir yıl önce home partyde oynadığımız oyunu. şaka maka üzerinden bir yıl geçmesine rağmen hala etkisi sürmekte. ilk günü kandile denk geldi bir de. evde en az 12 kişiyiz. hepsi alkolün dibine vurdular. ama ben kandil diye içmedim. ne hikmetse o şişe bana gelmedi. bütün kızlar sadece donla kaldı. erkeklerse boxerla. ben gayette giyiniktim. geri kalan boşlukları siz doldurun. ama ben o boşluk içinde yoktum. öyle yani. güzeldi. meme dolu bir geceydi bizim için. eh herkese nasip olmaz tabi.
gecenin o saatinde bir erkek bir bayana böyle bir mesaj atıyorsa, elindeki bütün kızları yatağa atmaya çalışmış ama becerememiş bari şansımı mesaj yoluyla denemeye devam edeyim.
he bi de aklıma geldi. bir gün çok yakışıklı bir adamı kesiyordum ne yalan söyleyeyim sonra geldi yanıma. az muhabbetin üzerine adımı sordu. söyledim. senin ki ne dedim. dağıstan dedi. nerelisin demedim adını sordum dedim. adım o benim dedi. kaldım.
ruhani yapı bakımından olgun ama yaşı bakımından hala çocuk denilen bir yaştayım. yıllardır oturduğumuz evin önünde de park var. bir gece saat üçü gösterirken can sıkıntısından inmiştim. biraz sallanayım dedim. salıncağa oturdum. önünde de çocuk kilidi var. öyle sallana durdum. sonra sıkıldım. kalkmaya çalıştım. evet çalıştım çünkü sıkışmıştım. bildiğin sıkıştım yani. allah'tan 15 dakika sonra tesadüfen arkadaşım geçerken fark etmiş beni. yanıma geldi. dedim kurtar beni. ilk 5 dakika izledi beni ve haince güldü. sonra acıdı bana. sağ olsun çıkarttı beni. olay olgun bayanda falan değil kalça meselesinde. ne işim varsa benim salıncakta. sonra kendileriyle aramıza mesafe koyduk. halbuki hala çocuğum ben.
saat 06:24 kafam çok güzel değil, geceden de kalmadım. neden uyumuyorum diye kendime sora sora kafayı yedim. çünkü o soruda bir ibnelik vardı asıl soru neden uyuyamıyorum olmalıydı. yazmaya başladığıma göre daha da uyumaya çalışmayacağım yatağa trip atıyorum.
kafamı yastığa koydum 15 dakika önce gözlerimi de yumdum herşey olması gerektiği gibiydi plan kusursuz işliyordu rutin sağa sola dönme hareketleriyle uyku egsersizleri yapmaktaydım ve bir ses bana koku mu ben mi? dedi. bu ses uykunun sesiydi. zaten sevmem ibneyi sadece mecbur olduğum için uyuyorum ona. neyse beni düşünceye soktu, kokudan kastı neydi? 2 dakika sonra anladım ki ben nefesimi tutuyorum ve mümkün olduğunca az nefes almaya çalışıyorum birkaç gündür çünkü yatakta bir koku var. korkmayın lan altıma yapmamıştım o kokuyu almamak için solunumumu yavaşlatmaya başlamışım onu anladım konuya dönelim yada kokuya! koku sevgilinin yatakta gitmeden önce bıraktığı son ten kokusuydu ve bu beni ilk defa farklı bir duyguya yöneltiyordu ilk defa o kokuyu duyduğumda mutlu olmuyor, aksine içim burkuluyordu.
kendi kendime ona bir isim koydum."inadın kokusu". onu inada çok benzettim. çünkü; karakterin kendisi inatçıydı, koku gitmemekte inatçıydı ve biz birbirimizden kopmakta çok inatçıydık. bu üç neden hayal gücümü çalıştırmaya yetti.
hasiktir ben uykuyla olan kavgamı anlatmayı unuttum. ben tabiki uykuyu değil kokuyu tercih ettim. uyku mallık, koku hammallıktı. hammallıktı çünkü üzerimdeki ağırlıktı. ben, koku ! deyince uyku sktirip gitti, anladı tabi. ben de gözlerimi açtım ve yataktan kalktım. şuan dudaklarımı kemiriyorum, bir sigara söndürüp bir tanesini yakıyorum ve benim bugün uyumaya niyetim de yok adamım. dipnot düşmezsem ölürüm : hastayım. 3 gündür halsiz ve ateşliyim ereksiyon bile olamıyorum
anlatamadığım, yazamadığım çok şey var ama utancımdan değil, unutkanlığımdan. sanki o hayatımdan gittikten sonra kokusu hariç herşeyi alıp götürdü benden evde yalnız, sokakta yalnız hatta ve hatta koskoca sanal alemde bile yalnız hissediyorum kendimi günlerdir.
9 ay geçti başlamışlığın üzerinden (bir çocuğun döllenip ceninliğe geçişinden doğumuna kadar olan süre). sabah sabah ben bu kafaya nasıl çıktım gerçekten bilmiyorum, öğrenmek de istemiyorum seçikçesi neyse
kokunun sahibi gel ve kokunu artık oradan al beni geceleri flashback yapmaya zorlama. kendime sigara ve uykusuzlukla zarar vermekten başka bir şey yapmıyorum.
ağda yaptıran kadını anladım da vajinaya ağda mı yapılırmış yahu. bu başlığı açandan korkmak gerek. iyi ki klitoris falan demedi. vallahi ben o kişiyi hiç yadırgamazdım. vajina diyenden klitorisi bekleyeceksin.
5 sene önce günlerden bir gün içimden bir ses bir hafta sonra öleceğimi söyledi. bende bunun üzerine bir hafta gezdim dolaştım yedim içtim yattım kalktım. altıncı günün ortasında nefesim kesilmeye başladı. yedinci güne geldim dedim tamam kurtuluyorum buradan az kaldı sık dişini. sabah bir şey yok, öğlen bir şey yok, akşam bir şey yok. göte geldik ölmek falan yok kaldık bu dünyada. 5 senedir o gün bugündür bekliyorum. fena fake yedim ama. halbuki nefesim kesilince heyecanlanmıştım. bak hüzünlendim şimdi.
dün gece yaşadığım durumdur. sürekli koymalarımdan sonra arkadaşımın içinde kalan ukteden dolayı, büyük bir hırsla oynayınca yaşamamak elde değildi. adam antreman yapmış günlerce.