Hiç beğenmediğim bir film.insanlar filmde ağlarken ben "bunlar neden ağlıyor" diye sormuştum kendime.Basit bir aşk filmi işte.Her açıdan zibilyon tane yerli yabancı aynısı olan film.Senaryo çok basit ve klasik,çekimlerde öyle.Sizi bilmem ama benim artık içim dışıma çıktı hüzünlü aşk hikayeleri izleyip,dinleyip,okumaktan.
Ayrıca oyunculuklarının (özellikle alper'in annesi) vasat olduğunu düşünüyorum.
Beşiktaş'da küçük bir dükkanda dünyanın en muhteşem iki insanı tarafından işletilen yayıncılık.
Sahipleri karı-koca olan Işık Tabar Gencer ve Ferruh Gencer'dir.ikisi de Boğaziçi Üniversitesi'nden mezun müendislerdir.Bümk'de tanışıp evlenmişler ve Pan yayıncılığı kurmuşlardır.Sloganı "müziği okuyabilirsiniz" olan ve asıl alanı müzik kitapları olan pan yayıncılık bunun yanında bir çok araştırma,tarih,bilim,eğlence ve edebi kitap yayınlamıştır."Sofi'nin dünyası" şu ana kadar en popüler kitaplarıdır.
Bu okulun en büyük sorunu okulun öğrenci kapasitesini aşan sayıda öğrenci barındırması(YÖK e selamalar).
Buna rağmen sosyal hayat hala mükemmel ; öğrenci kluplerinin hepsi tıkır tıkır işliyor,her hafta en az 2-3 seminer ve bir adet konser vardır.
Ayrıca eğitim hayatı da bundan pek etkilenmiş gibi gözükmüyor. Her sene çoğu öğrenci yurt dışına en iyi üniversitelere doktoraya veya yüksek lisansa gitmektedir.
Zaten okul sahip olduğu tüm bölümlerde türkiyenin o bölüm için en yüksek puanını ister haklı olarak.Sosyal, iktisadi ve idari bilimlerde ve fen bilimlerinde hiç kimse en iyi olduğunu tartışmaz bile.Bir tek mühndislikleri eleştirilmektedir fakat eleştiriler genelde "mühendislik yapmıyorlar" gibi anlamsız eleştirilerdir.
Okulun sahip olduğu şöhret beni okula girdiğim günden beri şaşırtmaya devam etmektedir.insanlar Boğaziçi'de okuduğunuzu öğrenince bir anda size övgüler düzmeye başlar hayranlıkla bakar.Tamam buraya girmek başarı ama bir anda üst-insan sananlar var.
Bu arada değinmek istediğim başka bir nokta okulda çok tiky var.
Güney kampüs ise bir efsane.Manzarası, ağaçları,binaları her şeyi nefis ama biraz bakımsız şu aralar.
2010 yılında mezunları arasına katıldığım okul.
Okulumuz en çok konumu ile ünlüdür.Yarı köy yarı şehir bir bölgede bulunan okulumuzun yanından okuldakiler tarafınden "boklu" olmasıyla bilinen bir dere akar.Multi salak ve basiretsiz öğretmenleri olmasına rağmen alanında uzman ve öğretmenliğin ne olduğunu bilen öğretmenleri de çoktur fakat son yıllarda hocaların hepsi pertevniyal gibi okullara göç etmektedir.
Ayrıca okulla gelenlerin lise sınavında ortalama türkiye 20.000cisi olmak gibi fena olmayan derecelerle sahip olmalarına rağmen çok az kişi aynı sıralamayı üniversite sınavında yakalayabilir.Kendimce bunun nedeni gelen oğlanların bir çoğunun ikinci senelerinde birer polat alemdara dönüşmeleridir. Özellikle fen bölümünde her sene tıp a giren 8-10 kişiyi saymaz isek başrı nerdeyse yok gibidir.Ama eşit ağırlık bölümünde genel istanbul ve marmara üniversitesine, bir kaç kişi boğaziçi'ne , bir kaç kişi de özel okullara(genelde bilgi) gider.
okulun dev gibi bir bahçesi vardır fakat patates tarlasından farkı yoktur.Biraz üzerinde çalışılırsa okulun değerini patlatabilir.son bir kaç yılda tüm sınıflara projeksiyon sistemi takıldı, yeni bir gösteri salonu açıldı zaten gayet iyi bir spor salonu var.
En büyük sorun kötü yöneticiler ve serseri tayfasıydı.O yöneticilerin hepsi gitti serseri tayfası da öyle.Yeni gelen müdür düzgün bir adama benziyor kendisine türev integral anlatmışlığım bile vardır.
Okul bu sene Mehmet Akif Ersoy lisesi ile aynı biada eğitim yapıyor çünkü kendi binası onarımdan geçmekte.
Umarım seneye yenilenmiş binasında kendi potansiyelini kullanmaya başlar.
Kısaca fena okul değil ama gidenin kendine hakim olması lazım.