balkan fetihlerinde balkan kızlarını kaçırıp tecavüz eder, sonra da istanbul'a getirip köle pazarlarında satarlarmış ama bir şeyi unuttum sanırım, müslümanlar ve türkler tecavüz etmez değil mi?
afrikalı leo kitabının bir bölümünde leo mısır'a gider ve yavuz'un ordularının yaptığı katliamla karşılaşır. ama tabi ki unutmuşum ya türkler savaşta bile adam öldürmez değil mi?
kendisinin karakolda öldürülmesinin ardından pek çok sosyalist kuruluş cinayeti kınamıştır.
ülkemizde nedense bu tarz ayrımcılık ve hak ihlallerine karşı basının gömüldüğü sessizlik ise endişe verici.
ne yazık ki türkiye'de ermeni soykırımı denilince çok büyük bir önyargıyla yaklaşılmakta. basında bile "sözde ermeni soykırımı " tabiri kullanılmakta. madem ortada bir tez var, iddaa var bunun başına "sözde" kelimesi neden eklenir? habercilik ve etik bu mudur? ermeni soykırımı iddaası" denilemez mi? ayrıca hanginiz ermeni soykırımı hakkında türk tezleri dışında kaynaklardan bilgi edindiniz? hanginiz sizlerin beyninize sokulan tezler dışında bir şeyler araştırdınız? tarihe objektif bakabilme kabiliyeti ancak tarihi farklı kaynaklardan araştırarak, okuyarak kazanılır. bir şeye hayır diyebilmek için de bilgi gereklidir dostlar.
barışarock 2007'de atılan güzel sloganlardan biri. türkiye'de herhangi birine kimliğinden dolayı yapılan ayrımcılık devam edene kadar
hepimiz hrant dink, festus okey, hepimiz ermeni, hepimiz zenciyiz.
kürtlerin yaşadığı yer anlamına gelir. yani illa ki bir ülkeyi tanımlamak anlamında kullanılmaz. türkiye topraklarını kuzey kürdistan'ı; ırak, iran ve suriye kısmı ise güney kürdistan'ı oluşturur.
gece izledim, uyudum. öğlen kaldığım yerden devam ettim yine uyudum. belki felsefik çıkarımları olan bir film ama ne yazık ki sürükleyiciliği sıfır. sanırım tüketim kültürüne alıştırılan günümüz seyircisinin pek hoşuna gitmeyecek bir film yapmış haneke bey. bir nevi durum öyküsü diyebiliriz ama kesinlikle cezbetmiyor.
avrupa sonrası fenerbahçe'nin ligde iyi futbol oynadığını gören oldu mu? fenerbahçe henüz hem türkiye hem avrupa'da başarılı bir futbol anlayışını götürecek, bu tempoyu kaldıracak bir takım değil. zaten bunu türkiye'de başarabilecek tek takım var o da galatasaray.
bir cheap trick şarkısı lakin coverlamayan kalmamıştır.
i want you to want me
i need you to need me
i'd love you to love me
i'm beggin' you to beg me
i want you to want me
i need you to need me
i'd love you to love me
i'll shine up my old brown shoes
put on a brand new shirt
get home early from work
if you say that you love me
didn't i, didn't i, didn't i see you cryin'
oh, didn't i, didn't i, didn't i see you cryin'
feeling all alone without a friend you know you feel like dying
oh, didn't i, didn't i, didn't i see you cryin'
i want you to want me
i need you to need me
i'd love you to love me
i'm beggin' you to beg me
i'll shine up my old brown shoes
put on a brand new shirt
get home early from work
if you say that you love me
didn't i, didn't i, didn't i see you cryin'
oh, didn't i, didn't i, didn't i see you cryin'
feeling all alone without a friend you know you feel like dying
oh, didn't i, didn't i, didn't i see you cryin'
i want you to want me
i need you to need me
i'd love you to love me
i'm beggin' you to beg me
i want you to want me
i want you to want me
i want you to want me
i want you to want me.
mide bulandıran zaman ısrafı bir film. izlediğim 20 dakika içinde patlayan irinler; kopan testisler, kollar, bacaklar; lapa lapa olmuş yüzler , beyinler gördüm. midesi olan izlesin.
cinayeti , katilleri övdükten sonra hararetle savunabilecek kadar da yüzsüz bir adamdır kendisi. işin daha da trajik olanı bu adamın şarkısı toplumun büyük bir kesiminin sahiplendiği düşünceleri de kapsamaktadır . faşist bir partinin %14 oy alabildiği bir ülkede türüt'ler elbette böyle şarkılar yazmaya devam edecektir. eğer karadeniz'de boşta gezinen gençliğin takıldığı o bilmem ne ocakları söndürülmezse türüt benzeri yüzlerce fikir adamı(!) daha pişecektir o ocaklarda.
dandelion filminin sonunda kız arkadaşını kaybeden taşralı nihilist genç trenin ardından anlamsızca koşmaya başlar. film biter fakat en başından beri anlamsızlığın karanlığında çırpınan ana karakter ölümün soğuk ve çarpıcı etkisiyle hayata döner. film biter fakat umutlar bitmez. tam bu sırada sparklehorse şaheseri arka planda çalar. en güzel film bitişlerindendir.
üç beş para kazanıcam diye sabah sunduğu kadın programında fakirin fukaranın derdini dinleyen seksi oluşum .kimbilir ne sıkılıyordur, eve gidince peluş terliklerini giyip mtv izliyordur muhtemelen.*