Yüksek gelen faturanın yanlış olduğuna emin olmasının nedenini açıklarken kendinden geçercesine bir şevk ile ispatlama sürecindeki vatandaşın ürettiği soru cümlesiyle ** akılda kalan soru.
(bkz: hocam beş puan lazım)
görme engellilerin karşıdan karşıya geçmesinde kullanılmak üzere trafik ışıklarına eklenmiş olan sözlü uyarı şeklidir.
bu kadarla kalmayıp, yeşil ışıktan kırmızı ışığa geçme anı çok yaklaştığında; "hadi, çabuk ol" ya da "sallanma da koşsana" şeklinde uyarıların da eklenmesi güzel olabilir.
(bkz: karşıya geçişin kuvvetliyse geçersin.)
Henüz 18 yaşında çıkardığı ilk albüm ile Rusyada büyük başarı sağlayan gey arkadaş, cinsel yaklaşımındaki bu tutum yüzünden ülkesinde baskı altında kalıp Amerikaya göçmüştür. Tüm kişisel özellikleri bir yana bırakılıp sadece müzik kalitesi ele alınırsa; The Oskar pop starı ünvanını sonuna kadar hakediyor
Orjinal adı hanazakari no kimitachi e olan Japon dizisi.
Dizi de; zekaya göre değil sadece şehrin en yakışıklı erkeklerinin kabul edildiği bir erkek lisesine, aşık olduğunun ardından erkek kılığında bir kızın girmesi ve gelişen olayların son derece eğlenceli bir dilde anlatımı ile çıkan 2007 yapımı bir Japon dizisi.
(bkz: hanazakari no kimitachi e)
Popüler bir mangadan diziye uyarlanan film de erkek kılığına giren Ashiya Mizuki, sahip oldukları zekaya göre değil ama sadece şehrin en yakışıklı erkeklerin kabul edildiği bir erkek lisesine transfer öğrenci olarak giriş yapar ve bununla birlikte kaoslar, arkadaşlıklar ve sorunlar, Japon sinemasının kendine özgü espiri anlayılıyla ve sıcaklığıyla filmde karşımıza çıkıyor. Ashiya Mizuki Kaliforniya'daki ailesinin yanından Japonya'ya gider. Burada, kaza sonucu sakatlanan ve çok da başarılı olduğu yüksek atlamaya veda eden Sano Izumi'ye aşık olur. Bu okula katılmadaki tek amacı Sano Izumi'yi yüksek atlamaya tekrar ikna etmektir. Kısa saçı, tahta gibi düz göğsü ve kısık sesiyle Ashiya, şans eseri Sano ile aynı odayı paylaşır ve olaylar başlar.
Türkçe'ye Yakışıklılar Cenneti ismiyle çevrilen dizinin aynı zamanda Tayvan versiyonu da çevrilmiştir. Japon ve Tayvan versiyonu arasındaki en büyük fark; Tayvan versiyonuna nazaran Japon versiyondaki abartılı bir oyunculuk var. Kişisel olarak animeden zevk alan ben Japon versiyonundan daha çok keyif aldım.
(bkz: yakışıklılar cenneti)
Milliyet gazetesindeki "12 yaşındaki kızla ilişkiye 75 yıl" başlıklı haberi okuyan yufka yürekli bir okuyucunun olay hakkındaki yorumu aşağıdaki gibi olmuş:
--spoiler--
Üzmez sapığına serbest, gariban sapıklara 75 yıl
--spoiler--
Konuştuğu konu hakkında en ufak bir bilgi birikimine sahip olmayan kişiler, bazen bu eksikliklerini örtbas etmek ve diğerlerini *** etkilemek için anlamını bilmediği kelimeler kullanır. Genelde bunlar yabancı kökenli kelimelerdir. Kafada yer etmiştir. Aslında anlamı öğrenilmek istenilmişse de henüz öğrenilmemiştir.
Bir konuyu anlatmak için kelime bulmakta zorlanıldığında birden dilden dökülür ve o an kendini engelleyemez insan. Bu kelimenin anlamını bilmeyen dinleyiciler bu cümle karşında etkilenebilir ama karşıdaki bu kelimenin anlamını biliyorsa eğer; konuşan kişinin harareti geçsin, sussun da moturu soğusun amacıyla arkadaşından sözü almalı yada konuyu değiştirmelidir.
asgari maaşla yaşamaya çalışan insanların, tek başına yaşamak ne kadar zorken bunun üzerine yanına ailesini de alıp kız istemeye gitmesi üzerine kızın babasının o çocuk için hissiyatı; o maaşla değil kızını almak başını bile alamaz düşüncesinden yola çıkarak oluşturulmuş, uzun vadede deyim olabilecek benim uydurduğum potansiyel bir dedim 'dir.
Atılan golün ardından seyircinin gaza gelip, yer yer hüzünlenerek hatta gözünden iki damla burnundan bir damla yaşın geldiği ve bir umutla haykırdığı emir kipidir.
Kendisinden birşeyi açması çok istenen ama bunu yapmakta tereddüt içinde olan kişiyi cesaretlendirmek yada gaza getirmek için sarfedilen kısa cümle öbeğidir.
Öğretmenler tarafından kullanılan bir uyarı cümlesidir. Test olan sınavlarda öğrencinin, içi doldurulan kutucuğun dışına taşırmadan karalama yapması gerektiğini* anlatır.
(bkz: yaladı geçti.)
Tenhada sıkıştırılan kuşun üstüne sıçma işlemidir. intikam nedenli yapılan bir eylem olabilir.
intikam gerektiren durumlardan bazı örnekler:
-Sevdiğine aşkını ilan edecekken kafaya gelen talihsiz durum ve bu durumun kafadan tüm yüze dağılması ve tüm romantizmin hiç olması durumudur. Artık senin adının o kıza çağrıştırdığı tek şey o anki görünüşün olacaktır. Boktan bir durumdur.
-Yıllardır beklediğin, hayalini kurduğun firma seni iş görüşmesine çağırmıştır. tam içeriye girecekken bu olay vuku bulur. Üstünü değiştirip tekrar gelsen; görüşmeye geç kalacağın için işi kaybetme nedeni olacaktır. Zaten geç gidip de nasıl bir özür dilenebilirki?* Cesur davranıp o şekilde görüşmeye gidilse * ömür billah o iş yerinin kapısından tekrar girilemez*. Boktan bir durumdur.
Bu örnekler çoğaltılabilir.
Bu durumlar sonunda, eğer kurban kişi uçan zımbırtıyı teşhis etmişse ve ele geçirmişse, işte o an intikam zamanıdır.
hoslanılan kızı kendine bağlamak amacıyla; bak güzelim iyisin, güzelsin, hoşsun ama bir tarafın yerçekiminden etkilenmeyip yükselmesin zira civardaki en manyak matematikçi benim. Türev, integral deme bana ama kümelerden sana kabile kurayım, doğal sayıların en organik olanını çözeyim, kabuğunu senin için çıkarayım, ortada kombinazon olmasa da her türlü kombinasyon problemini bağcık bağcık çözeyim. Gel sen bana he de, geometri için söz vermiyim ama seni matematiğin alimi yapayım vaadlerinin en kısa süreli özet cümlesidir.
tüm dünya dilleri incelendiği taktirde, bu dillerin tüm çeşitliliklerine ve farklılıklarına rağmen anne kelimesinin karşılığı mama'dır. Uzak doğuda (çin, japonya, kore, vb) ve avrupada ve diğer batı ülkelerinde bile en belirgin ortak kelime mama'dır. Belki de bunun nedeni, bebeklerin ilk öğrendikleri ve kolayca çıkarabildikleri sesin mama olmasıdır. Gelgelelim ülkemiz türkiye'ye. Evet biz de mama kelimesini kullanıyoruz ama tek bir farkla; bebek yemeği anlamında.
Burdan şu anlam çıkarılabilir. Yetiştirilme şekli olarak diğer tüm dünyanın aksine, türklerin ilk aklına gelen şey, en çok ihtiyaçları olan şey, boğazdır. Annemin, ben küçükken zorla yemek yedirmesini şimdi daha iyi anlıyorum. Aslında ben annemi yanımda istediğimde çıkarabildiğim tek sesle onu çağırıyorken*, o hep beni yanlış anlayıp, sürekli boğazıma birşeyler tıkıştırıyordu.
Tamam anne bak yanlış anlama beni. Şu an sahip olduğum devasa göbeği, bıldır bıldır gıdık bolgemi ve diğer çakma kas denilecek yağlı bölgelerim için seni suçlamıyorum ama neden böyle bir alt yapıya olanak sağladın.
kızlar için soylenen kelimelerin, oruçlu zat tarafından farklı şekilde algılanmasının sonucudur.
-Semberih abi. hatuna bak, bir içim su mübarek.
--Ne! Su mu. Hani.
-Semberih abi. Hatun taş gibi değil mi.
--Sıksam suyu çıkarmı.
-Sıkacak mısın.
--yok birşey.
-domates salça, bu ne biçim kalça.
--Bir menemen olsa da yesek. Şöyle bol domatesli.
-karpuz gibi değil mi semberih abi.
--lan olum böyle yenilir içilir ekipman benzetmesi yapıp durmasana. Bünyem hassas. Sonunda o kız kişisini bütün bütün yutacam. O olacak.
-Sinan, sence de benden hoşlanıyor mu? Gitsem konuşsam mı?
--Bana güven Semberih abi. O kız çantada keklik.
-Kekliği böyle cızbız yapıcan. üff. dinliyon dimi? sonra...
oruç olan bünyenin, yenilemeyen ve içilemeyen nesneleri, sanki anne eli değmişçesine lezzetli yenilebilir oluşumlara benzetmesi, taşı sıkıp suyunu çıkarma kavramını pratiğe döküp, gerçektende avuç içindeki taştan yayılan suyun, koldan başlayarak g.t'e kadar süzüldüğünü hayretlerle hissetme, izleme gibi olaylardır. Sahurda yenilen ya da yenilemeyen besinlere göre daha farklı şekillerde vuku bulabilir.
Hal ve tavrı çok sert ve kaba olan çirkin insandır. Hayvanlığı çirkinliğine vuruluyorsa iç güzelliği dışı (bkz: )na vurmuş önermesi kabul edilebilir.
(bkz: çirkin ördek yavrusu)
devlette çalışanın özeldekine göre iş garantisi daha yüksek olduğu için, bu duruma bağlı olarak hareketleri daha rahat olabilmektedir.
devlet çalışanı(d): ne kadar erken olan mesai saatinde* işe gelmek şirkete yapılan bir kıyaktır.
özele çalışan(ö) : sabah işe beş dakika geç kalma halinde iş arkadaşlarının ve amirinin yüz halini görmek yerine, yarım saat önce işe başlamak en iyi seçimdir.
her iki kişi de gündeme yabancı kalmak istemez ve haberleri takip eder:
d: sabah işe gelir gelmez ilk yapılan iş, internetten ya da* gazeteden* haberleri okur ve gün içinde zaman zaman son haberlerden haberdar olur.
ö: öğle yemeğini yedikten sonra mesai başlayana kadar hızlı bir şekilde haberleri kontrol eder. Sonra oluşan durumları akşam evinden öğrenir.
d: arkadaş canlısıdır ve bu yüzden iş ortamında muhabbeti çok sever. Güncel dedikodular sayesinde, her çalışan bir diğerini çok iyi tanır. Hatta o kadar çok muhabbet insanlardır ki, bazen işe ayrılan süreye göre daha fazla süreyi muhabbet için ayırmış olduklarını hayretle tespit ederler ve birde bunun muhabbetini ederler.
ö: soğuk görünüşlüdür. Yapacak iş hiç bitmez, her zaman yapacak ya da araştırılacak birşeyler vardır. Mesai süresi, muhabbet için yeterli zamandır.
d: çalışan hakkını çok iyi arar ve bu konuda sendika veya benzeri kurumların desteğini alabilir.
ö: kendi hakkını aramak için tek başınadır. Son sözü patronu söyler:
(bkz: beyim bilir.)
d: iş yaptırmaya çalıştığınız zaman, her zaman devlet çalışanı haklıdır ve siz haksızsınızdır.
ö: siz daima haklısınızdır.
En son bu yıl toplu olarak hem tekniker hem de mühendis alımı yapacağını açıklayan ve hem yazılı sınav hem de mülakat yapan türk telekom, çalışmaya hak kazananları açıklamak için bir aydan fazla bir süredir adayları bekletince, bu durum adaylar için daha fazla sabredilemeyen bir durum haline gelmiştir. Geçen sene işe alınan mühendisler için geçen alım süreciyle kendilerinkini kıyaslayan adaylar aradaki zaman farkının açılmasıyla iyice zıvanadan çıkmıştır ve bunu anlamanın en iyi yolu oluşturulan forumlardır. Bunların en iyi örneği: http://www.memurlar.net
Kökeninin, kendisine çok fazla avantaj sağladığı kişilere söylenen laftır.
Örneğin; Hitler zamanında Almanya'da yaşayan hristiyanlar, yahudilerle kıyaslandığı zaman, kökten ballı kabul edilebilirler ya da günümüz Türkiyesi'nde anne veya babası milletvekili olan kişiler de aynı şekilde tanımlanabilrler.
(bkz: arı bende bal yok.)
Kendileri, namı ülkemizin sınırlarını aşmakta olan izmir kızlarıyla aynı topraklarda yetiştiklerinden sebep, çok kıskanılan ve de ballı erkek familyasındaki piramidin zirvesinde oturan insan türüdür.
(bkz: kökten ballı olmak)
Mind maping yöntemini kullanarak yani, kelimeleri başka kelimelerle ilişiklendirirken dallandıran budaklandıran bir sözlüktür. http://www.visualthesaurus.com/online/index.html adresinden bu sözlüğe ulaşılabildiği gibi, program satın alınıp offline olarak da kullanılabilir. internet sitesindeyken, bir kerede sadece 3 kelimeye bakmanıza olanak sağlıyor ama ana sayfayı tekrar açtığınızda yani refresh'lediğinizde, 3 kelimeye daha bakabiliyorsunuz. Bu şekilde sürekli kullanabilirsiniz.