zamanın şartlarına göre yapılması gereken muamele oymuş. yeni bir devlet kurarken güçler birliği sistemini kullanmayacaksın da cumhuriyetin 87.yılında mı böyle kullanmaya kalkacaksın?
-komşunun oğlunu kandırıp çocuğa 50 taso verip karşılığında yeni bisikletini almak. tabii sonra çocuğun annesi kapımıza dayandı aldı güzelim bisikleti.
-ablanın seni kızdırması sonucu gidip, sigara içtiğini babaya ispiyonlamak. *
deli saçması bir önermedir. böyle bi düşünceyle çağdaşlaşma falan gerçekleşemez. çağdaşlaşıcaz diye insanları temel haklarından mı edelim? ne farkı kalır o zaman faşizme milliyetçilik demekten? ister türbanlı olsun ister terörist olsun bir çocuğun yeri annesinin yanıdır.
- ve tam bu noktada bir yara izinin asla çirkin olmadığı konusunda bana katılmanızı rica ediyorum. bütün yara izlerini bir güzellik olarak görmeliyiz.tamam mı? bu bizim sırrımız olsun. çünkü, tecrübelerime dayanarak söylüyorum, ölürken yara izi olmaz. yara izi " Ben Kurtuldum " demektir.
- askerlerin botlarının kumdaki yumuşak vuruşlarını hissettim arkamda (...) ama ben tuzlu suyun içinde, aydınlık güneşin altında gülümseyen, dans eden, bir birini ıslatan çocuklara baktım güldüm, güldüm, güldüm; sesim denizin sesini bastırıncaya kadar güldüm.
sonuna kadar haklıdır hıncal uluç. olaya birden çok açı ile bakmak gerekir. 32 yaşında ölmüş birine tabii ki herkes üzülür ama diğer tarafa bakıldığında ileride çocuğu annesini nasıl hatırlayacak? annem nasıl öldü dediğinde ne cevap verilecek? bunları da sorgulamak lazım, ölüm nedeninin sorgulandığı gibi...