efendim, dışardan hali hazırda seks işçisi ithal ediyoruz. yurdum seks işçileri boşta kalıyor. genelevler kapanırsa iyice sıkıntı çekerler. millet, birbirine atlamaya başlar.
ilk bölümden sonra, çocukları uyuşturucuya özendiriyorlar diye ayaklanır bir kesim, ardından kimya öğretmenlerinin bir kısmı çığırır biz böyle değiliz minvalinde.
efendim, her gösterinde ''şu kadar param var harca harca bitmez'' minvalinde taşşak geçiyorsun milletle, araba koleksiyonları, en lüks evlerde oturuyorsun, belki bunlara ömrü hayatında sahip olamayacak adam korsan alınca ''ühü emek var paralarım azalıyor'' diye zırlıyorsun. kim daha fazla hak yiyor sence, milyonları olup parayla götünü silen adam mı, korsan alan adam mı?
yersiz serzeniş. bir de savunanlar var, mp3 arşivinize açıp bi bakın önce.
faşizm sloganı. ahlağın ne olup olmadığına kimin karar vereceği konusunu geçtim, sözlük gibi ifade özgürlüğünün(!) en üst seviyede olması gereken ortamda yapılacak bu tür bir engelleme olsa olsa ahmaklıktır, içsel bir çelişkidir. en olmadı üstüne alınmazsın olur biter.
sana göre ahlaksız buluyorsan bazı şeyleri, sağ üstte çarpı şeklinde bir buton var gördün mü.
kendini gösterip, ''ben din diye bir şey göndermedim sizi kandırıyorlar yüz yıllardır, size ihtiyacım yok'' dese o zaman yaşanacaklar daha ilginç olurdu.
henüz gözü açılmamıştır. bir elini tutsanız, bir öpseniz bağlarsınız kızlar. tam aşk yaşanacak adam. ya çekingen yada cidden prensip yapmıştır. başka tahminde bulunamayacağım. ilk cinsel ilişkiye girdiğimden beri seksist yaklaşmaya başladım her şeye, bir yandan yerinde olmak isterdim bir yandan olmamak.
efendim, bir bilemedin iki sene önceydi. iki kişiydik bir köprünün üzerinde duruyorduk. eleman cebinden iki sigara bir çakmak çıkardı. birini bana uzattı birini kendi aldı. hava deli soğuk, ankara ayazı, kar var etrafta donmuş. hava tahminleri eksi 2 derece diyordu bir gün önce. sigaralarımızı yaktık, içiyoruz. bir yandan da iki lafın belini kırıyoruz. eleman sigarasını benden çabuk bitirdi ben daha iki fırt çekmiştim. orta parmakla sigarasını köprüden aşşağı salladı. aynı anda köprünün altına doğru baktım, bir konteynır üstü açık yanında iki tabela; yanıcı madde, ateşle yaklaşma. donuk gözlerle sigaranın koyu sarı maddeye doğru inişini izledim. bir an için bu kadar kolay ölmemeliydim diye düşündüm. sigara maddeye çarptı, kıvılcımlar saçarak iki kere sekti. sanırım bana ve diğer köprü insanlarına bir şans daha verilmişti. aklıma o iki kelimelik uyarı geldi; smoking kills.
tasvif ettiğim hareketleri yapıp gördüğü bir kırmızı kart değil. lakin, itiraf edelim hangimiz olsak orda tekmelerdik. gavat nasıl yatmış öyle topun üstüne ibne.*
gerçek anarşizm mükemmel bir ütopyadır, bu yüzden varolması mümkün değil, kaldı ki solcular anarşist sayılsın. bir anarşistin kendine anarşist diyebilmesi için varolan sistemde kendine özgürlük alanı açmış olması gerekir, onu yıkması değil.