anadolu lisesinin, anadolu lisesi olduğu zamanlardı o zaman, ilkokuldan sonra gidilip, beraber büyüyüp liseyi okuyup, oradan üniversiteye gidilirdi. anadolu lisesinin üniversiteye kazanma oranı %100 olduğu zamanlardı. malum o şehrin lisesi ile papaz olmak kaçınılmazdı; işte o örnek Manisa Fatih Anadolu Lisesi-MAnisa Lisesi. Okul dışında kafelerde kanki iken, okul maçlarında can düşmanı olurduk. vay bee
odtü de okuyan arkadaşınız, kantinden topladığı kimlikler ile yüzüncüyıl kapısından çıkıp o çok pahalı olduğu söylenen apart'a doğru gelir, kimlikler orada dağıtılır, cüzdanınızın flu olan ama içi gösteren yere kimlik konur, parmaklar fotoğrafı kapatacak şekilde ayarlanıp hızlı bir uzaktan cüzdanı gösterme ile giriş yapılır. Ancak bu yöntem şenlik zamanı tutmaz.
şenlik zamanı aynı yöntem ile öğleden giriş yapılabilir.
kız çocuğu haline bakıp bu kız büyünce süper olur dediğim ancak günün birinde national geography'nin kapağında bulundu diye resmini bastıklarında süküt-u hayale uğradığım kızcağız. yaşadığı zor hayat yüzündeydi sanki, bir de bıyıkları vardı ki bu hakkaten kötüydü...
ilber hocam noktayı koymuştur, hakkaten tecrübe ile sabittir;
soru sorarlar, ciddiye alır anlatırsın, konu uzmanlık alanındaysa, ne bilim tez falan yazmışsan o konuda, detaylarıyla, tarihiyle, günüyle, kararname sayısına kadar anlatırsın; sadece yaptığı, anlamış gibi yapmaktır, arkanı döndüğün anda eski tas eski hamam yaşanır, be adam hiç mi nasiplenmedin dersin, anlattığına mı yanarsın mesaine mi yanarsın yoksa çabalarına mı yanarsın karar veremezsin. Ice-break cocktail'lerde vs.de en güzel cevaptır.
Türkçe versiyonu;
-he he atım şurda otlaya dursun olarak çevrilebilir.
denir gülüm de denir de, ancak sevgiliye dendikten sonra yine sevgilinin suratına bakıp -hay a.q. nerden takıldı bu ağzıma - denmez ; sevgili de böle alık gibi kalır, şimdi bana güzel bişi mi sööledi yoksa suratıma küfür mü etti diye düşünür ve tabii ki sevgili de kızıp; oraya koma cebine ko bayramda harcarsın der ve manzara başlar...
cüssesi bile kabına dar gelen, fantastik kurgu ve bilumum kitap okuyucusudur; arada bööyle dalar gider eminim ki o anlarda elinde devasa kılıcıyla yağız atının üstünde savaşın ortasındadır. tüfek icat edilmeden önce mertliğin bozulmadan önceki zamanın adamıdır.
kendi dilinde bush'a saydırırken, sen şimdi anlamassın deyip konuşmasının arasında "you are a donkey" kısmını ingilizce söyleyip; şimdi de abd ekonomisinin %12'sine tekabül eden petrolünü keseceğini deklare eden, eli öpülesi yiğit kahraman.