sözlükte sadece bayan yazarların sevilip, erkeklerin dışlanması durumudur.. üzer.
sadece bayan yazarlar şuku alıyor, erkek olduğum için ayrımcılığa uğruyorum.. hatta ötekileştiriliyorum.
isyan ediyorum tanrıya neden beni bayan yaratmadın diye.. sevilirdim belki o zaman!
inanmazsınız ama memelerim var, artık belki seversiniz?
10 tl karşılığında bayan hanımefendinin memintolarına dokunmaktır efendim.
dün akşam arkadaşlarla rakıya gittik.. normalde sevmem dansöz falan ama bu çıktı bizim masaya, kıvırıyor zilli.. herkes para takıyor tabi memintosuna popişkosuna..
durur muyum bende? yapıştırdım hemen 10 tl'yi.
kârlı bir akşam oldu.. sokakta hiçbir kız 10 liraya memişlerini elletmez.
ırkım doğrultusunda, foşikler tarafından uğradığım ayrımcılıktır!
harf kısıtlamasından ötürü derdimi izah edemedim.. araba satmıyor değiller, devlet dairesinde işlemlerim foşikler tarafından yapılmıyor.. problem bu!
bir süredir internetten araba bakıyordum, fiyatların uçukluğu, benim paramın azlığı, bulduğum arabaların problemli çıkması derken çok zamanım gitti, ama en sonunda buldum bir tane..
1992 model lada samara almaya karar verdim.. rus arabası oluşu devrimci karakterime de hitap ediyordum hem.
adamla fiyatta anlaştık, satın alacağım kişi de şanlı amed'liydi zaten.. kolay oldu orta yolu bulmamız..
arabayı alacağım hewalle beraber gittik notere.. zaten problem de burada başlıyor..
konuya girmeden belirtmek isterim ki; sevenlerim 'hangi noter', 'isim ver hewal' gibi sorular lütfen sormasın.. sonrasında ben zor durumda kalıyorum..
bana duyduğunuz saygının farkındayım arkadaşlar, bırakın foşik kendi ezikliğinde boğulsun.. sevenlerimden biri gidip zarar vermeye kalkarsa ben utanırım! merhametli kürd kanım buna müsade etmiyor, lütfen ısrar etmeyin!
velhasıl girdik notere.. numaratörden sıra alıp beklemeye başladık..
kolay geçti vakit.. memleketten bahsettik, yaşadığımız ırkçılıkları anlattık birbirimize.. suçsuz başkanımızdan konuştuk.. gözlerimiz doldu zaman zaman.. iki hewal teselli ettik birbirimizi..
sıra bize geldiğinde numaramızın yazdığı tece memurunun masasına gittik..
ülkücü bıyıklı memur, aslan gibi iki hewali karşısında görünce rahatsız oldu.. lakin rahatsızlığının altında yatan korkuyu gözlerinde görebiliyordum !
hiç bozuntuya vermeden 'selamın aleyküm kolay gelsin' diyip oturdum müşteri koltuğuna.. selamımı dahi almadı ülkücü memur!
satış işlemlerini halletmeye geldiğimizi anlattım sonrasında..
foşik memur işlemleri ancak emniyetten temiz kağıdı almamız koşuluyla yapacağını söyledi!
bizi ezmesine tahammülüm yoktu.. tek kişi de değildim zaten, yanımda aslan gibi bir hewal daha vardı!
'tipimizi mi beğenmedin faşo' dedim.. kalın kaşlarımı çatarak..
'arabaya bomba koymayacağınızı nereden bileyim' dedi ırkçı memur..
bir anda sinirden gözlerim karardı..
'bombayı biz mi patlatıyoruz ulan' diye bağırdım! 'işidci miyiz biz' dedim!
'kobane de işidle savaşırken hanginiz vardınız' diye haykırdım..
korkusuz iki hewalle baş edemeyeceğini anlayınca güvenliği çağırdı ırkçı memur.. yaka paça attırdı bizi..
neticesinde çıktık noterden, kovulduk daha doğrusu!
sarıldık yoldaşımla, ağladık.. bu ırkçılık ne ilk ne sondu!
sinirimize hakim olamayıp noteri kundaklamaktan korkuyoruz!
bizi 'öteki' olmaya alıştıranlar utansın, yarın başka notere gidicez.
tece nin bir devlet üniversitesinde yaşadığım hadisedir..
biliyorum beni el üstünde tutup saygı duyuyorsunuz.. sağolun ama lütfen 'hangi okul?' gibi sorular sormayın.. sevenlerimin kimseye zarar vermesini istemem.. bırakın foşik foşikliğiyle kalsın, büyüklüğü yine biz yapalım, belki bir gün utanırlar!
tece'nin bir okulu diyip geçelim, foşik yuvalarını hepimiz biliyoruz tekrar isim vermeye gerek yok..
daha önce de belirtmiştim, okumam gereken yaşta okutmadılar beni.. hayatımın hiç bir döneminde ırkçı zorbalar bırakmadı yakamı; kürt olduğum için eğitim hakkım elimden alındı üniversiteye ilk başladığım günleri burada anlatmıştım.
ama ben çalışkan bir kürd vatandaşı olarak yaşıma aldırış etmeden tekrar sınava girip kazandım.. tece'ye rağmen kazandım!
bu sabah bütlerim nedeniyle okuluma gitmek için evden çıktım.. otobüs durağında son kez notlarımı gözden geçirdim.. otobüsüm gelene kadar simit yiyip kahvaltıyı da aradan çıkarttım.
asistan, gür ve birleşik kaşlarımı dikkatli gözlerle süzdü.. el dokuması poşumu tuhaf bir şeymiş gibi yadırgayarak inceledi..
kaç yaşında olduğumu sordu sonra bana..
'32 dir ablacım' dedim..
'ne ablası be barzo' demez mi bana..
ben tam haddini bildirecek iken arka sıradan bir foşik; 'askere gitmemek için sürekli okuyor bu terorist' dedi benim için!
'terörist değil vicdani retçiyim ben' diye bağırdım.. karıştı ortalık.. bir kaç tane yumruk yediğimi hatırlıyorum.. saplayacaktım bıçağı ama bir tanesi sigara söndürür gibi ayağıyla döndüre döndüre bastı elimin üzerine..
revirde açtım gözlerimi.. giremedim sınavıma..
yine ağladım.. bir sigara yakıp emeğime üzüldüm.. gecelerimi vermiştim sınavı geçebilmek için..
bu yaptıklarını yanlarına bırakamam ama..
hele bir karanlık çoksün o zaman göreceksiniz ağa kim? paşa kim?
sinirime yenik düşüp okulu kundaklamaktan korkuyorum.
tamam oytun diye bir maskotumuz var, yıllarca kafamızı sike sike popüler oldu, bir format geliştirdi falan filan..
yahu siz niye bu şekilde yazıyorsunuz? ne bu özentilik? bu kadar mı yaratıcılığın?
benim gibi güzide yazarları çaylağa alırlar bir de..!
çevremizde bolca bulunan, beni karamsarlığa ve hüzne bürüyen bilgisiz kızdır..
müslümandır aslında bu kız; annesiyle teravih namazı kılar, babasına iftar sofraları hazırlar, eş dost cenazesinde helva kavurur..
gel gör ki sevgilisiyle avret yerlerini paylaşmaktan çekinmez..
ah benim cahil kızım, nasıl vereceksin evlendiğinde bunun hesabını kocana? nasıl anlatırsın bunu babana? en önemlisi nasıl geçersin sırat köprüsünden? hiç düşündün mü?
allah c.c. bizi böylelerinden korusun..
hz. hatice annemiz gibi iffetli hanımlar nasib etsin inşaallah.
köprücük kemiğinden süzülen tomurcuk ter taneleriyle seksapalitenin kitabını yazan adamdır..
koca gün hayvanları otlatıp, tarlayı sürdükten sonra tek isteği kendi gibi alımlı karısını gondiklemektir.. gerçi böyle adama hangi kadın hayır diyebilir ki?