bilimin çare bulamadığı filan diyebilirsiniz. ne kadar klişe varsa müstehak çünkü buna. "it's complicated :o" cinsinden pespayeliklere bile girişmişliği var zamanında. en çok cohen seviyor. daha yazılır buraya.
belki bu sezon takıma skor anlamında en çok katkısı olan insanlardan biri oldu, belki çok mücadeleci, hırslı falan da şu edepsizlikleri yapmayı bırakmazsa sene sonu gönderilmesini can ı gönülden istiyorum. selçuk inan'ın, semih kaya'nın, elmander'in olduğu takıma yakışmıyor.
emin değilim ama çok gerekli değil galiba. onun yerine bi çay demlemek, yalnız vakitler için daha neşeli bir çözüm gibi duruyor. yanına yumurta da yapabilirsiniz. sigara. tütün. ne varsa artık.
zor iş değil, çarşı da şimdiye kadar türkiye'de herkesin gıptayla baktığı şeyleri yapmış şahane bir grup. bence inönü'deki ilk maçta buna benzer bir şey yaparlarsa efsane iş olur.
adettendir söyleyeyim; henry'nin şutunu taffarel çıkardığında heyecandan omzumun çıkacak gibi olduğunu hatırlıyorum, galatasaraylıyım. sürekli birlikte takıldığım, bütün maçları birlikte izlediğim arkadaş beşiktaşlı. braga maçında filan da "beşiktaşım oley." diye bağıran önce ben olurum.
bu kısa önyazıdan sonra söylemek istediğim şu; bu amcaya sezon başından beri izlediğim tatsız tuzsuz beşiktaş maçlarında, özellikle ligde, bir sürü laf söyledim, söyledik. pasif oynatıyor, oynatamıyor, gölge mi, yancı mı, hoca mı, yardımcı mı gibisinden milyon tane geyik döndü. ama dün oynanan gs bjk maçının bir kahramanı varsa, benim gözümde bu kahraman carvalhal'dir. maç öncesi yapılan gösteriyi izleyişi bunu söylemek için yeterli aslında. ama kendisinin bile kurmadığı bir takımı, braga maçından sonra, ligin en formda takımına karşı böyle oynatabilen bir teknik adamı, şu oynadı, bu oynadı gibisinden gerekçelerle eleştirmekten utanırım. beşiktaş play off'a kalamasa bile, sadece centilmenliğiyle, gol sevinciyle, üzüntüsüyle, maç sonunda "yönetim oyuncuları desteklesin." cinsinden beyanatlarıyla bana göre şu an türkiye'deki en sevimli hocadır. umarım uzun yıllar beşiktaş'ta kalır.
sözlükte çok sık görüyorum ben bunu. adam uzaya çıkmış mesela, biri diyor ki "anlam veremediğim çıkmadır." e be sik kafalı, sen anlam veremiyorsun diye orada bir anlam olmadığını mı sanıyorsun? biraz oku, biraz düşün, ne bileyim arkadaşlarına sor. anlam verememek bir sonuç değil, sürecin parçası. utanmadan söylüyor bi de hasta ruhlu.
böyle dilden dile, nesilden nesile aktarılmış sikko bir şey bu. şey gibi mesela, bir yazarın anasına küfür etmek istiyorsunuz ya bazen. ya da eve çağırmak. ne bileyim. mesajlaşıyorsunuz falan arada. duyuyorum böyle şeyler. işte bu cins dertlerinizi bir çeşit formata uydurma telaşıyla çok fena cümleler kuruyorsunuz. kurduk. kuruyoruz. tabi içerikten çok bir çeşit biçimsel kurallar dizinine ve reklam gelirinin olmazsa olmazı ortalama kitleye dayanan bir oluşumdan bahsettiğimizde, bunun ne kadar kaçınılmaz olduğunu da tartışabiliriz. benim hedefim bu değil. daha çok kadir kıymet bilir, öz eleştirmeyi seven, akşam üstü kötü lokantalarda az nohut - az pilav yiyen tayfaya sesleniyorum. şu cümleleri kurmayın;
"bazı bazı ne düşündüğü çok şey olmayan yazar."
"alanen şeyapan önerme."
"kimilerine göre kimi kısımları sakıncalı beyanat."
"zirvede tanıştığım hoşsohbet yazar."
"sağlam yazar."
biri nikaltıma gelip terörist yazmıştı mesela. bu daha samimi. ashdsf.
özellikle futbol maçlarıyla ilgili yorumlarda sıkça adları geçiyor. onu bir kenara bırakarak şeyi söylemek istiyorum ben; yaşını başını almış insanların "ezik" kelimesini düzenli olarak kullanıyor olması, camiamız için hiç hayırlı bir şeye benzemiyor. ezik ne lan? ahah.
şimdi ben evde (rojadirecta olsun, lshunter olsun) efendi gibi maçımı izleyip zevkten dört köşe olurken hiç aklıma "fenev işte küme düşecek." "şike yapmışlar şike." quaresma'nın sağ ayağının dışı." gibi şeyler gelmiyor. sizin aklınıza niye böyle şeyler geliyor? yapmasanıza olm.
herhalde artık sürpriz yapan genç yetenek devresini aşmış, maç çeviren yıldız futbolcu dönemine girmiştir. durup dururken asist yaptı lan adam asfjsdf olm emre sen rahatsız mısın?
şuraya eklenen metaforlara falan bakıyorum da hiçbiri "kapitalizm, üretim araçlarının mülkiyetinin burjuva sınıfına ait olduğu bir çeşit üretim biçimidir."den daha öğretici ve zeka ürünü bir şeye benzemiyor. bence hobi olarak da yapmayın.