olum bu ne lan. o bacaktan daha hayır gelir mi? kesip atsınlar daha iyi.
ayrıca sayın anasıyla cima eylediklerim, gülünecek ne var? "işte budur artık hasta bir ay boyunca bu acıyla uyuyamaz!" diyerek kutlamamı yapıyorsunuz?
Edit: bu editi koymam gerekmesi bile utanç verici olsa da, gülüyor diye kızdığım adamlar videodaki doktorlar. neden her şeyi kendi üzerinize alınıyorsunuz?
kanseri parasını falan geçtim. ağzınızı zımpara teliyle yıkamış gibi bir hisle yaşamak istemiyorsanız bırakmanız gereklidir. gerçekten mi? yediğiniz her şeyin tadının yanmış tütün külü gibi olması hoşunuza mı gidiyor?
birinci katta oturuyorum. on saniye sürmez dışarı çıkmam. çök kapan falan yaparak yıkıntının altında kalmaktansa, ben inene kadar merdivenlerden birisinin çökme ihtimalini göze alırım. indiana jones'taki tuzak merdivenleri değil sonuçta birdenbire toza dönüşmeye başlamayacak ki zaten en fazla on basamak var. ha ama ikinci kat ve üstünde oturuyorsanız mecbur korunaklı bir yerde saklanmanız şart.
eğer gerçek malzemelerini alırsanız restoran pizzasından farkı olmayacak pizzadır ama gidip Mozzarella yerine kaşarla, pizza hamuru yerine de poğaça hamuruyla yaparsanız bir boka benzemez, yanmış kaşar üzerinde yanmış sucuk yerken "bunun tadı neden kömür gibi?" diye düşünürsünüz.
yazın her gün bir kez en az yaparım hatta bazen sabah akşama da çıkar. sonuçta hijyen önemli. kendimi pis hissettiğimde asla rahat rahat oturamam ben, en kötü üstümü değiştiririm ama kışın haftada üç idealdir fazlasında hasta olmanız olasıdır.
çokoprensin tek atacağı kapışmadır. çokoprens bir kere çok düz sade bir tadı var. oysa çokoprens öyle mi? çikolatasındaki o muz aroması, boğazı kurutmayan kurabiyesi ve her şeyin yanına mükemmel uymasıyla bir başyapıttır. bisküvilerin lideridir. adamdır adam!
normal sözlük kafamı karıştırıyor zaten. bir yandan çok kaliteliyiz, küfüre dahi izin vermeyiz diyorlar., bir yandan bu tarz başlıklarla dolu. orada da yazıyorum çünkü cidden kaliteli insanlar var ama sadece orada yazılacak kadar kaliteli bir ortam yok. normal sözlük kaliteli insanlar ve sevgili arayanlar olarak ikiye ayrılmakta.
gördüğümden beri beş dakikadır istemsizce tekrarladığım kelime öbeğidir. ağzımda tekerleme misali dönerken başımda dönmeye başlayınca durmam gerektiğini fark ettim.
-insanları etkileyecek ne bulursak biraz koyalım
+e ama bu yenilmez oldu
-onu da uydurma bir taşla hallederiz
denilerek oluşturulmuş bir karakter; ama tabii şöyle bir gerçekte var ki kendisi ilk süper kahramanlardan birisidir. o yüzden doğal karşılamak lazım. savaştan çıkmış insanlığa moral aşılayacak bir şeyler gerekiyordu sonuçta.
benim için hiç ihtiyacım yokken migros'a gidip limonlu soda almaktır. ara ara yaparım ve her yaptığımda istemsiz bir güç hissi uyandırıyor bende. tabii sonrasında çocuk parkında sodamı bitirip metrobüse binerek eve gidiyorum.
normal şartlarda duygusal birisi değilimdir. kimler kimler öldü ve ölüm günleri geçti bir damla göz yaşı gelmedi gözlerime ama her 10 kasım'da içim burkuluyor, gözlerim doluyor. yine aynı oldum, içim buruk ve hüzünlü. Bunun nedeni belki onun ilkelerini yeterince yaşayamamak belki de onun yokluğunu kabullenememektir bilmiyorum ama şundan eminim ki ben normalde gözleri dolacak bir insan değilim.
ben o yaşta mount and blade'de bile şehir fethedemiyordum hilesiz. bu yüzden tarihteki insanlara ve tabii ki en başta da fatih sultan mehmet'e aşırı saygı duyuyorum.
öğretmene yalakalık denince aklıma lisedeki biyoloji hocam geliyor. adam tam bir sapıktı, kendine masaj yapan kızlara yüz, erkeklere elli veriyordu. sırf onurlu duruşumdan vazgeçmeyeceğim diye onun dersinden kalmıştım.
her şey dozunda iyidir efendim. Şimdi sen tavuğun yanında yarım ekmek gömersen olmaz. Ha ama gidip güzel bir çoban salatayı da iki dilim ekmekle yiyemezsin. hepsinin bir oranı var.
örnek olarak:
bir kase çorba en fazla dört buçuk dilim ekmekle
kızarmış veya sote tavuk, 2 dilim + 1 çeyrek dilim ekmekle
köfte, işte köfteye bir ekmeği gömersin
sulu yemeklerdeyse çeyrekten biraz fazla idealdir.
yıl 2022 olmuş hala geri döndüğüm oyundur. yeni oyunlara nazaran daha basit olmasını seviyorum. yeni çıkan oyunlar senden çok şey istiyor, bu isteklerine en başında da zaman var ama "we9" öyle mi? we9 da bir sağ sol yapsan çalım atıyorsun, ceza sahası dışından şutların gol olabiliyor. benim bir futbol oyunundan beklentim bu açıkçası. hayat bu kadar yorucuyken oyunlara gereğinden fazla emek vermeye üşeniyorum açıkçası.
Reggae türünün bütün örnekleri bu başlığa uyar bence. Tamam şarkılar kafa dağıtmak için iyi gidiyor ama şarkıların çıktığı ortamlar hep sorunlu ülkeler. Ayrıca bu türü icra eden şarkıcıların bir tanesinin dertsiz tasasız olduğunu da görmedim.
Bu listelere Kanuni'yi koyanları anlayamıyorum. Koskoca Yavuz Sultan Selim'den aldığı hazineyi çarçur eden bir padişahtır kendisi. Tarihi dizilerden öğrenen birisi değilim. Bol bol kitap okuyan, zamanı olmasa bile kitap okumaya zaman ayıran birisiyimdir ki Osmanlı Türkçesi de bilen birisiyimdir.
Konuya dönersek. Kanuni bence yükseliş döneminin son padişahı olmasıyla da kanıtlanır şekilde en kötü padişahlardan birisidir. Osmanlı'nın en şaşalı döneminde yaptığı hatalar ve fevri davranmasından dolayı hazine boşalmış, onsan sonra da ebeveynlikten kalmasının nedeni olan Sarı Selim tahta geçmiş ve durumu iyice kötü bir hale getirmiş ve duraklama dönemine zemin hazırlanmıştır.
En iyi üç padişaha gelecek olursak birinci sıraya kesinlikle ileri görüşlülüğü, zekası, kültürü ve modernliğiyle Fatih Sultan Mehmet gelir. ikinci sırada herkesin gözden kaçırdığı ama Anadolu Selçuklu'nun yıkılış zamanında olmasına rağmen elmas gibi parlayan Osman Bey'dir bence. Üçüncüyse elbette reform adamı, yeniçerilerin sonu olan, yıkılış dönemini geciktiren padişah 2. Mahmut. Osmanlı'ya 2. Mahmut kafasında bir iki kişi daha gelse ve tabii ki Genç Osman katledilmese belki şu an çok farklı bir tarih konuşuyor olabilirdik bence.
Sıralama
1. Fatih Sultan Mehmet
2. Osman Bey
3. 2. Mahmut
Kesinlikle köpeklerdir. Dün Florya Sahili'ne gittim ora bile köpek dolmuş. Normalde her yer güvenlik olurdu o da yok. Sürü halinde saldırsalar hiçbir şey yapamazdım sinir bozucu bir durum.
Lise zamanlarımda erken uyanmayı çok severim ama her ne olduysa üniversiteden sonra birden bu özelliğimi yitirdim ve bende uykucular sınıfına katıldım. Bunun nedeni galiba sorumlulukların artmasıyla alakalı.