eski romalı avukat ve şair Ovidius'un da dediği gibi ‘Güzel kadınların güzelliklerini satmaları ne kadar utanç verici ise, bir avukatın yardımını satması da o kadar utanç vericidir '
isviçreli bilim adamlarının norveçli balıkçılar üzerinde yaptıkları bir deney var. 100 tane çocuğa 12 yaşındayken '' ailenizden şiddet görüyor musunuz '' diye soruyorlar. 100 çocuktan 66 tanesi '' evet '' cevabını veriyor. aradan 30 yıl geçiyor. çocuklar büyümüş, hepsi birer norveçli balıkçı olmuş. bu sefer '' çocukken ailenizden şiddet gördünüz mü '' diye soruyorlar ama bu sefer cevaplarda bir farklılık oluyor. evet diyen kişi sayısı 27 oluyor.
şimdi bunu neden anlattım ? beynimiz geçmişte yaşadığımız kötü anıları bize unutturuyor. eski günler aklına geldiğinde hep iyi anılar aklına geliyor. aslında eskiden de hayat boktandı, şimdi de boktan.
süper baba da fiko ile deniz'in arasının çok iyi olduğu zamanlar. artık sevgili olmuşlar falan. tam hatırlamıyorum ama 3. sezon olması lazım hatta sezon finaliydi galiba. sahne şu; fiko deniz'in evinde, sohbet ediyolar. deniz mutfağa gidiyor, o esnada kapı çalıyor ve fiko kapıyı açmaya gidiyor. fikonun suratı mutluluğun vermiş olduğu halet-i ruhiye ile pişmiş kelle kıvamında.fiko gidiyor kapıyı açıyor ve o suratındaki pişmiş kelle ifadesi bir anda kayboluyor. işte tam bu anda araya reklam giriyor. biz de her zamanki gibi hemen başka kanallara bakıyoruz, zapping yapıyoruz. sonra atv yi açtık belki başlamıştır diye, ama maalesef dizi bitmiş. işte biz, o gece deniz'in evine kimin geldiğini öğrenemedik. tahminlerimiz vardı tabi ama emin olamadığın için manası yok. bir de annemin dizini son sahnesini kaçırdığı için abimle bana olan 'manasız' kızgınlığı ortamı germiş. biz zaten kimin geldiğini öğrenemediğimiz için üzgünüz, bir de annemin bize karşı rencide edici sözleri abimle benim bir anda kendimizi bok gibi hissetmemize neden olmuştu. ulan şimdi olsa açarsın interneti bırak son sahneyi dizinin tamamını izlersin. 90 lar da çocuk olmak güzeldi de böyle de boktan taraflarıda vardı.
not: bilmeyenler vardır belki, süper baba zamanının en popüler dizisiydi ve gelmiş geçmiş en iyi türk dizisidir.
kesinlikle provakasyon olduğunu düşündüğüm olay. içeriden aldığım duyumlara göre sp lilerin planı şöyleymiş;
askerler avluya girerken sp liler, askerlere tekbir getirerek onları provake edicek. askerlere bu 'hakaretvari ve provakatif' sözler üzerine daha fazla dayanamayarak 'türkiye laiktir, laik kalacak' diye karşılık verecek. buna mukabil sp liler 'sordum sarı çiçeğe' isimli ilahiyi söylemeye başlıyacaklar. askerlerde karşılık olarak '10. yıl marşını' söyleyecekler. sp liler de dururlar mı ? hemen yapıştıracaklar cevabı ve 'o laflar boy boy girsin size atlı kovboy' diyecekler. askerlerde cevaben ' o lafları alırız, götünüzde şampanya patlatırız' diyecekler. ve bu olay sonucu kestirilemeyecek hazin sonuçlar doğuracak.
ama sp lilerin bu 'komik ve anlamsız' pravakasyonu askerlerin göstermiş olduğu soğukkanlılık üzerine amacına ulaşamamış 'provakatif bir eylem' olarak kalmıştır.
yazılanlara bakıyorumda aklı başında bir grup doğal olarak eleştiriyor olayı. yani 3 yaşındaki çocuğa içki içirmenin elle tutulur hiç bir yanı yok. başka bir grup var o da eleştiryor ama işte bunlar laik, bunlar kesin izmirli falan diye ekliyor. başka bir grup ise olaya bambaşka açıdan yaklaşarak 3 yaşında türban taktırılandan , 5 yaşında evlendirilenden iyidir falan diyor. böyle bir olayı bile laiklikle, modernlikle veya yobazlıkla yorumlamak hakkaten sağlıklı düşünen bir insanın yapacağı yorum gibi gelmiyor bana. bu tarz yorumları yapan insanlar hayata tek pencereden, at gözlüğüyle bakan insanlar olsa gerek. yoksa başka bir açıklaması olamaz. belki psikolojik olarak bir açıklaması olabilir ama psikolog olmadığım için yorum yapamam.