şehir şehir dolaşıp şarkıyla türküyle ne yemek varsa yiyen, bundan para kazanan ve asla kilo almayan turgay başyayla; resmen kariyer hedefimsin.. lööööppp löööppp..
son zamanlarda izlediğim en huzurlu ve güzel filmlerden biri.. "mutluluk" sizi mutlu edecek şekilde işlenmiş.. hector'un -ki kendisi mutluluğun anlamını bulmak için yollara düşmüş bir psikiyatrist- filmde not defterine yazdıklarını kazıdım aklımın bir yerine..
dizilerde kadınlar kafasında havluyla duştan çıkınca ne güzel ya full makyajla falan çıkıyorlar.. keşke bizim banyonun duşundan da highlighter aksa.. allık da olur..
"Sana gelince...
Yazıyorsun..
Okuyorum..
Kanlı bıçaklı düşmanım bile olsa,
insanın
bu rütbe alçalabilmesinden korkuyorum..
Ne yazık!..
Ne kadar
beraber geçmiş günlerimiz var;
senin
ve benim
en güzel günlerimiz..
Kalbimin kanıyla götüreceğim
ebediyete
ben o günleri..
Sana gelince, sen o günleri -
kendi oğluyla yatan,
kızlarının körpe etini satan
bir ana gibi satıyorsun!.
Satıyorsun:
günde on kaat,
bir çift rugan pabuç,
sıcak bir döşek
ve üç yüz papellik rahat
için...
En güzel günlerimin
üç mel'un adamı var:
Biri sensin,
Biri o,
biri ötekisi...
Kanlı bıçaklı düşmanımdır ikisi...
Sana gelince...
Ne ben Sezarım,
Ne de sen Brütüssün...
Ne ben sana kızarım
ne de zatın zahmet edip bana küssün..
Artık seninle biz,
düşman bile değiliz.."
bugün doğmuşum tamam.. şaire göre yolun yarısını da geçtim.. ama ne bileyim ikna etmiyor bu rakamlar, girilen yaşlar hala beni.. kalbim daha hızlı atıyor, daha çok heyecanlanıyorum hiç bilmediğim bir şeylere.. daha çabuk yoruluyorum ve daha çabuk katılaşıyorum.. daha korkak da olmuş olabilirim, neden bilmiyorum.. dışım lunapark içim yangın yeri de olmuş olabilir.. bunu kendim de yapmış olabilirim, başkaları da.. o başkaları da benim seçimim değil mi sonuçta.. ahhh ben! nasıl baş edicez bakalım senle ben.. seviyorum kız seni..
iyi ki doğmuşum..
aman da aman, iyi ki..
sınav işlerine 10-15 yıl ara verdikten sonra hobi olsun okurum diyerek açıköğretim'e odaklanıp girdiğim sınav.. az daha kassam örgüne de yerleşebiliyormuşum yani, baya destekli sallamışım, aferin bana..
her şey bir kivi çayı ile başladı.. sonrası nefis bir manzara, haydarpaşa..
sonrası gece uyuyuşlar, sabah uyanamayışlar..
sonrası tanısan seversin.. sonrası tanısan ölürsün..
sonrası kahkaha ve kaygı.. ve sözler ve tutamayışlar..
girilen hiçbir yoldan çıkamayışlar..
sonrası hep vazgeçme.. hep vazgeçme.. bir daha vazgeçme..
sonrası yıllar.. ah yıllar..
sonrası zeki müren, sonrası ümit besen..
sonrası..
sonrası..
sonrası..
kalbim?
atıyor musun?..
korkuyor musun?..
korkma, ben buradayım..
kalbim,
aç kendini aç aç aç, bak uçak geçiyor!..
"hayat alabildiğince çapkın
hayat alabildiğince olasılık
hayat: tembel tabanlı ayakları
ve temkinli adımlarıyla gençliğime bastı
bir ömür boyu kurbağa öptüm, hâki!
dudaklarımda hala bataklık tadı
ne demeli.."
bazen "bir araya gelemeyiz" insanları uğrar ya hayatına.. çok sever seni.. ama çok.. direnirsin, olacak iş değil, uzak dur diye diye hırçınlaşırsın..
ne kadar duygulandırsa da seni söyledikleri; yeter bu duygusallık, bana da zaten fazla, geyiğimize bakalım der, soğutmaya çalışırsın kendinden..
soğumaz..
ve üzerine bir de bu şarkıyı yollar, bak sözlerine, benden sana diye.. kalırsın öyle.. kalırsın sadece..
"ben öyle birini sevdim ki,
balı ve zehiri vardı,
yara bere içindeydi hala
cesarete tapardı
öfkeli, hırçın, kavgacı
ısırgan ve edepsiz ağzı
geceler kadar karanlık
gözleri vardı..
öyle uzak iki tutsak,
sevişirken ağlardık,
uçtan uca, suçtan suça, seve seve yuvarlandık.."
yaşadığın ilişkinin yoğunluğuna göre değişebilecek durumdur o.. büyük aşk yaşadıysan onla dost kalamazsın bence.. için sızlar görünce, konuşunca.. kalınmaz yani dost falan..
ama daha sıradan bir ilişkiyse ve bitmişse suyunu bile çıkartabilirsin ki yapmışlığım var, eskisine yenisini anlatmıştım, sen daha evlenmiyor musun falan demiştim.. sonra dedim bu modernlik bana fazla, koydum kenara..
bu da böyle bir anımdır..
"bir uçurumda duruyorum elimi tut düşüyorum
ah bu sen misin bakışların kara bir kış üşüyorum
seninle yol ayrımında kadere yürüdük el gibi
ve yarın gün ağarınca bir daha göremez aşk bizi
bu vedaya gönlüm yok.."
18 yaşıma girdiğimde hayatın daha farklı olacağını hayal ediyordum.. 18 geçti, 30'da kesin bambaşka olacak dedim.. 35 oldu, her şey aynı.. hatta 18'e dönsem daha mı iyi olurdu diye düşünüyorum bazen..
nazımı, kaprisimi çeken dost.. yeniymiş gibi takılan eski sözlükçü.. kimbilir kim..
güzel hayalleri olan, hayalleri güzel yaşatan adam..
hayat seninle daha güzel..
güzelsin sen hayatla daha da.. daha daha..
var ol..
ama hep..