direniş, duygusal boyutuyla ön planda. provoke etmeye çalışanlar olayı siyasi açıdan kendi taraflarına çekmeye çalışmaktalar, bu çirkin bir durum. bundan iki hafta önce kanlı bıçaklı bir gündem içerisinde holiganizm mantığıyla birbirlerine saldıran taraflar bile bugün tek yumruk halinde, renklerini unutup birlikte hareket ediyorlar. iki hafta önce böyle bir ortamı kimse hayal bile edemezdi. bu hareket kendi kendine büyümüş bir harekettir. fikir ayrılıkları, siyasi görüş ayrılıkları vs. ön planda olsaydı öyle zannediyorum bu hareket bu kadar büyüyemezdi.
insanlığa sığmayan görüntülere şahit olduk hepimiz bugün. insani çerçeveden bakmak istiyorum... siyasi görüş, taraf olarak bakamıyorum olaya. zira bugün en karşıt taraflar bile aynı noktada birleşti, 2 hafta önce hayal bile edemeyeceğimiz şeylerdi bunlar. ufak bir topluluğun protesto naraları büyük bir koroya döndü, şimdi dört bir yanda yankılanıyor... bu kin, bu nefret kime? bu orantısız güç neden? bir direniş şarkısı söyleniyor bugün; nefrete karşı bir direniş, orantısız güce, zulme karşı bir direniş... şarkıyı söyleyenler yine mabeufler, gavrochelar, mariuslar, eponineler, jan valjeanlar... ancak bu sefer şarkıya panzer sesleri, plastik mermi, biber gazı sesleri eşlik ediyor. bu direniş sefillere karşı bir direniş, üniformalı sefillere. merhamet duygusundan bihaber, zavallı javertlere...
(bkz: Les Miserables)
zaten öfkeyle kalkan zararla oturur atasözü bende hep şunu çağrıştırıyordu anlatmış olayım; efenim malum x kişimiz sinirlenip oturduğu yerden 2 metre havaya zıplıyor, düşer iken koltuğu/sandalyeyi herneyse ıskalayıp mabadının üzerine yere düşüyor ve kuyruk sokumuna aldığı darbeyle kıl dönmesi süreci başlamış oluyor, geçmiş olsun... yani çok saçma, ilk çağrıştırdığı şey ya şimdi o yüzden.
onu kendimden daha çok seviyorum. iyi ki gelmiş bu topraklara, iyi ki sırtında fenerbahçe formasıyla her maç alnını saraçoğlu'nun çimlerine değdiriyor. bu aralar namazı niyazı aksattın karaoğlan, kazaları bekliyoruz.
entry girerken aklıma gelen bir kalıp söz öbeği.* hemen başlıklarda aradım, bulamadım ve bu güzel kalıbı sözlüğümüze kazandırmak istedim.. velhasıl kelam ukteydim doldum efenim.. dilediğiniz gibi sıçıttırın.
(bkz: agaya beleş)
(bkz: aganin pokunun ustune pok olur mu la)
"çağdaşlık nedir?" sorusunu akla getiren hededir. nedir çağdaşlık? arkadaşlar lütfen fikirlerinizi düzgün bir şekilde dile getiriniz, fikir sıçıyorsunuz ya bildiğin...*
hatayı kendisinde aramak yerine yine dine imana saldıran, islamofobik bireyin salakça tahlilidir. he amk o çöpü oraya allah koyuyo, tövbe estağfurullah...
o kritik 5 dakikada, çavuşun ayaklanmasıyla senin ayaklanamaman arasındaki ilişkiyle bir zaman kayması oluşur ve bu zaman kayması yüzünden hep geç kalıyorum ben. çavuşa laf söz işlemiyor, buna o iradeyi kim vermiş ki lan?
babası mıdır, halası mıdır, teyzesi midir onu bilmem de acilen işler güçlere kadrolu olarak girmesi gereken elemandır. yapımcılar duyun sesimi... bence bu adam o dizi için yaratılmış. 13. bölümden bırakmıştım izlemeyi, dediğimi yaparsanız geri dönerim, çocuğumu keserim ulan!
biraz önce buluştan gelmiş ve bu entry'i girme ihtiyacı hissetmiş yazar söylemidir. önceki gün de ateşi bulmuştur kendisi. bulunmuş muydu yaa o puuh! bak bulunmuş o kardeş, sağlık olsun. neyse noktayı arkadaş (#18663528) güzel bir entry ile koymuştur zaten, haydi kapatın tezgahı. bi dakika, doğru ya 2 gün önce de arkadaşıyla "buluş"muştur mucit yazarımız bak nasıl unuttum görüyo musun*
telefon kilidini açıp açıp kapamak, sonra cebe koymak ve saate bakma amacıyla 2 salise sonra tekrar çıkarmak, yine cebe koymak, saate bakmadığını fark edip tekrar çıkarıp saate bakmak... sonra bi bakıyosun zaten ineceğin durağı geçmişsin... poff!
edit: lan herkes uzun yolculuktan bahsetmiş ya. neyse benim yazdığım da güzel atraksiyon...
acilen ertuğrul taşkıranın dönüp kaleyi bu adamdan devralması lazım. kaptanlık ağır geldi herhalde, sürekli sözler verip taraftara içi boş vaatler sunan ama asıl görevini unutan bir adam haline döndü, gitti dağ gibi kaleci... bu sezon jübilesini yapsın.
"karaktersiz" , "kişiliksiz" , "pis asabi, bööeğ" gibi ithamlarla üzerine gidilen ve büyük bir kesimin gıyabında antipatik duygular beslediği güzel topçu. ben bu adamı bu yönüyle daha çok seviyorum mesela, kim ne derse desin... futbol tabiri caizse "karı oyunu" değildir. bugünkü maçta gördüğümüz üzere takıma tekrar canlılık, dinamizm ve tempo getirmiştir ayağının tozuyla... saha içinde baskı kurmak istiyorsan böyle topçuların olmalı. kuğu gölü balesi sergilemiyorsun, futbol bu; kıran kırana mücadele... ha bu ruh dediysem de asabilik, hırçınlık gibi karakteristik özelliklerinden bahsediyorum. bu özelliği onu "karaktersizlik" , "kişiliksizlik" ithamıyla karşı karşıya getiriyor zaten orası ayrı. ben bu adamın karaktersiz olduğuna inanmıyorum, inanan da kör eşşektir. ligimizde nice karaktersiz futbolcu mevcutken sanki en büyük karaktersiz, kişiliksiz olarak gösterilmesine ben tahammül edemiyorum. bunun en büyük sorumlusu algıları yöneten mercilerdir kanımca.. misal saha içinde arkadaşıyla tartışan, soyunma odasında takım arkadaşının gözünü morartan nice futbolcu hasır altı edilirken, emre üzerinde aynı olayın (gökhan gönül ile tartışması olayı) haftalarca tv programlarında tartışılması bir kamuoyu algısı yaratma amacı güder ve kamuoyu "algı"lar. saldırın, annesine sövün, ülkemizin en pis, karaktersiz futbolcusuna ve buna rağmen ülkenin yetiştirdiği en büyük futbolcuların yanında ismi söylenen futbolcusuna, 31 yaşında süper kupa görmüş, 32 yaşında halen milli takımda kaptan olarak görev alabilen futbolcusuna; saldırın devam... onun tek suçu fenerbahçe'li olması. biz seni seviyoruz büyük fenerbahçe'li, güzel adamsın vesselam...
edit: cem garipoğlu, sabri sarıoğlu an... ne güzel eksilemişsiniz lan tsieheheh
edit2: şerefsiz emre, ırkçı emre, agresif emre, saldırgan emre, çirkef emre, pis emre, puuuh kaka emre... ve işte ince ruhlu ispanyol savaşçı, güzel insan, hümanist riera; http://www.dailymotion.co..._riera_sport#.USJh_x19Bc3 "aqa baksana fenerasyon çalışıyor yine." , "fenerli hakemler istifa." , "temiz lig istiyoruz." , "şikebahçe" , "şu hareketleri ben çocuğuma nasıl açıklarım!!!" ben de sizin beyincik soğanınızı sikeyim be, şu ülkede futbolu sevmeyi haram ettiniz bize amk. allah belanızı versin, medyasının da, medyanın maymun ettiği herkesin de, allah belasını versin. o örnek verdiklerimi söylemek nasıl bir kafanın ürünüdür ben hala anlamıyorum. aga siz neyin kafasını yaşıyosunuz ya? insanlığınızın önüne geçen "holiganizm"inizin de taa içine tüküreyim burdan.
imkansızdır, tayyibe diye isim olmaz. tayyip diye de olmaz bilmiyorum, tuhaf. zaten bu başlıkta siyasi bir gönderme amacı güdüldüğü aşikar. güdülse de güdülmese de komik değil orası ayrı.
öncelikle sakarya fırat dizisinde boy gösterecek olan abimiz. (bkz: http://www.gazetea24.com/...k-carsamba-_18564769.html) belirtmem gereken bir husus var, babam diziyi iflah olmaz bir biçimde takip ediyor, tam 130 bölümdür... yine baktım maçın devre arasında açtı trt1'i, bir baktım ki o. bir fırlar mıyım ben "vay anasını satayım lan bu bizim levent üsteğmen, deli polis arslan bey abi değil mi ya?" diye... neyse konuya dönecek olursak, ufak çaplı izlenimlerime göre komutan rolünü, gece gündüz dizisindeki manyak polis karakteriyle birleştirmiş. acayip hoşuma gitti ya, komutan bildiğin "deli arslan" kokuyor. sanırım bir dizi daha takip etmem gerekiyor. bu son, valla...
+arkadaşım, bak öldürmem seni sakat bırakırım.
-abi yemin ediyorum bak!
+kolunu kıvırır götüne sokarım, bütün gün sürahi gibi dolaşırsın!
-abi o nası laf ya?!
lise giriş sınavlarına hazırlanırken ideolojilerini inanılmaz geliştiren küçük arkadaşlarımızın yönettiği komikli sayfa. hadi onlara bir merhaba diyeliim. aferin ya inanılmaz zekisiniz bu yaşta. insanların yaşam tarzlarını kapsayan bir konudan ekmek yemek dünyanın en çakal işidir zaten, beğeni kaygılarınızı düzeyim. benim taymlayna gönderi düşüren arkadaşları da delicesine listeden çıkarmak istiyorum ama hatır gönül meselesi var diye elim kolum bağlı amk ya!