her evde kullanılmaz belki ama her insan evladının kesin karşısına çıkmıştır veya çıkacaktır. çay ikram edilir tam alacakken şekerlik göze çarpar, aman allahım yine kesme şeker ve yine şeker maşası. yahu maşayı kullanıp şekeri alamamak var, üstelik ben çayı çok şekerli içerim bu sebeple kadıncağızı da çok bekletecem. ama maşayı kullanmayıp şekeri avuçlasam bu defada 'ulen yavrum avuçlama diye maşa koyduk!' bakışı fırlatılacak, yemiyo. işte böyle lanet bi şeydir benim için şeker maşası!!!
aynı durum asansör kapılarında da sıklıkla meydana gelir. asansörü yakalamak için herkesi yara yara koşturursun, tam binecekken kapı kapanır. ve mal gibi ortada kalınır.
güzel kızların, yakışıklı erkeklerin bütün karizmasını anında alıp götüren durumdur. hele bir de arada bir şişirilip patlatılıyorsa, akabinde iğrenç sesler çıkarılıyorsa direk gırtlaklanmayla sonuçlanacak durumdur. ne yazık ki sık sık karşılaşılan bir durumdur, tiksindirir.
uykudan öpülerek uyandırılmak güzeldir, kahvaltı hazır diye uyandırılmak güzeldir, beklediğin birisi gelecekse gecenin bi vakti uyanmak bile güzeldir. ama gel gör ki uykunun en güzel yerinde işemek için uyanmak korkunçtur. boşverip yatayım diyemezsin, dürter uyutmaz, kalkıp yapayım dersin sıcacık yataktan kalkmayı gözün kesmez. ama yapıp geldikten sonra boş mesaneyle uyumak güzeldir o başka...
biraz sessizlik,sakinlik ve huzur.sadece saatin tik takı,kendi nefes alıp verişim ve klavyeden çıkan ses.keyif veren yanlızlık duygusu.işte özgürlük budur.