Türkiye gibi ülkelerde mecbur kalınan eylem. Yoksa skerler.
Türkiye'de mutlu olmak, zarar görmemek ve rahat yaşayabilmek için insanlarla arana devasa duvarlar örmek zorundasın. Yoksa skerler.
Ülkenin her tarafı şeytanı bile ters yatırıp düz skecek adam kaynıyor. Bunlardan kendini koruman lazım. Yoksa skerler.
2024 paris olimpiyatlarında milli güreşçilerin sapır sapır dökülmesiyle belli olan durum. Ne zaman güreşe denk gelsem bizimkileri yerden yere vuruyor rakipler, bu nasıl güreş ülkesi lan?
Bugün gittiğim piknik alanında her milletten adam vardı. Suriyeli, afgan, pakistanlı, ıraklı, iranlı, somalili, ruandalı, filistinli... Bir an kalabalığın arasından "it's crazy" diye tiz bir çığlık sesi de duydum ancak onun nereli olduğunu tam çözemedim. Türkçe konuşana da birkaç kez rastladım. Nargile dumanı mangal dumanına karışmış garip bir ortamdı. Ama pikmiğe değil sanki birleşmiş milletlerin açık hava konseyine gittik mınakoyim.
Kumara gömdüğün milyonlardan birkaç bin dolarcığını bana yollasaydın, hem hiçbir şey kaybetmezdin, hem bir insana yardımın dokunurdu, hem de hayır duamı alırdın serdar reisim.
Ablaya bir erkek gönderelim. Duruma göre ben de gelebilirim, yok zahmet olmaz.
Karıyla kızla çok işi olmayan ben, ünlü kadınlara karşı zaafım olduğunu keşfediyorum şaka maka amk. Önce hadise sonra bu.
Belli bir limiti yoktur. 1 lirayı 2, 100 lirayı 200, 100 bin lirayı 200 bin yapmaktır. En kısa süre içinde yapılanı makbuldür. Yalnız süre kısaldıkça risk de artar.
Türkiyedeki kadınlar bu konuda dünyada 1 numaradır. Koyunluğun da etkisi ve sürü psikolojisiyle dışlanmaktan korkarak hepsi de müteselsilen am göt meme ve bilumum mahrem yerlerini sergilemek üzere açık gezerler. Eleştiren olursa da vatan haini ve yobazlık ile yaftalayıp, her türlü zorbalığı ve çirkefliği yaparlar.
Kadın erkek fark etmeksizin herkese bir hafta içi kadar (5 gün) verilecek bir eğitim yeterli. Evine en yakın merkezde, evden işe gider şekilde pazartesiden cumaya sabah 8 akşam 6. Bu kadar.
Bir seçenek daha koyarsın, isteyen de 1 yıl gönüllü yapar.
Gerisi tamamen boş iş. vatandaşa sıkıntı, devlete yük.
Ezberlenmiş şekilde 7'den 70'e herkesten duyarız. "Türkiye jeopolitik konumu nedeniyle tehlike altında." Ama gerçekten böyle mi?
Batı sınırında yunanistan ve bulgaristan.
Yunanistan 10 milyon, bulgaristan 6 milyon nüfusa sahip küçük doğu avrupa ülkeleri. ikisi de kendi yağında kavrulan, şiddet eğilimi olmayan, insan gibi yaşamak isteyen, rahatına düşkün renkli bir halka sahip.
Bu iki ülkeden türkiye'ye, bu taraftan saldırgan tutum sergilenmediği sürece asla zarar gelmez. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyorlar. Geçiniz.
Güney sınırında Suriye ve ırak. 3-5 çapulcu örgüt dışında hiçbir tehdit içermeyen iki ülke. Bunları da topyekün değil, bölgesel olarak profesyonel bir şekilde bitirirsin. Halklarının da türkiye'ye bir düşmanlığı bulunmuyor. Geçiniz.
Güney doğuda iran'ın derdi kendine yeter. Birebir türkiye ile bir düşmanlığı yok, duruma göre aynı safta da olabilir. Ayrıca fazla etkileşim içermeyen küçük bir sınır komşuluğu var.
Doğuda azerbaycan ve ermenistan. Ermenistan 2,8 milyon ile sadece antalya kadar nüfusa sahip. Sürekli Azerbaycan ile çekişme halinde. Türkiye için Bir tehdit oluşturma imkanı yok. Geçiniz.
Kuzey doğuda gürcistan 3,7 milyona sahip küçük ve sevimli bir ülke. Türkiye'den alemcilerin artvin sarp sınır kapısından geçerek para ezdikleri mekan.
Şindi buradan ne anlamamız gerekiyor. Türkiye insanı öyle bir insan ki, herkesi kendine düşman zannedip, sürekli birilerine kışkırma durumunda. Bu da diğer ülkeleri haliyle rahatsız edip tedbir almaya zorluyor. Yani saçma sapan paranoyalar ile düşmanı aslında türkiye'nin kendisi yaratmış oluyor. Bu bölgede bir kuzey kore yok. Neticede hiç de güvensiz bir bölgede değiliz. Bu kadar diken üstünde yaşamak gereksiz.
Yoksa tehlikenin kendisi gerçekten türkiye mi?*
Ne işler çevirdiği, ne yapmak ve nereye varmak istediği belli olmayan güvenilmez bir riyakar grup. Ülkenin içine sıçılmasında da büyük katkıları vardır. Bu insana, doğaya, hayvana zarar veren grup, yavaş yavaş sindirilip itlerle beraber yok edilecektir.
insanlara saçma şekilde hayırlı bir ölüm dileten uygulama.
Tamam da kardeşim hayırlı ölüm dediğin nasıl birşey? Mesela hastanede acılar içinde kıvranan ilerlemiş bir kanser hastası olarak son nefesini vermek mi? Yoksa Evinde sıcak yatağında aniden bir kalp krizinden ölmek mi? ilkinde gerek duyulmazken ikincisinde yapılmak zorunda. Hangisi hayırlı bir ölüm şimdi burada? insanlar sistemi böyle kurmuş. Diyeceksin ki tamam da o zaman ne yapalım kardeşim? Hayırlı ölüm dileyeceğine sistemi eleştireceksin. Hukuk ve sağlık sisteminde "her nasıl ölürsem öleyim otopsi yapılmasın" onayı getirilebilir. Kamu hukuku çiğnenirmiş bilmem ne. Adamın bu işleme rızası yoksa gerekiyorsa çiğnenecek ve hukukta böyle bir boşluk açılacak. Dünyada herşey kusursuz dört dörtlük de sanki, hünerli bir kasap gibi ince ince birbirimizi doğruyoruz hıamına. Yani tamam vahşi doğada bir aslan sürüsü gafa tasını parçalayıp seni öldürüp yiyebilir, artıklarını da leşçiller tüketeblir ve geriye senden birşey kalmaz. ama insana karnı tok sırtı pekken o gafa tasını testereyle kestiren motivasyon nasıl bir motivasyon ulan? Bugün sen kesersin yarın da seninkini keserler. Herkes birbirinin gafa tasını testereyle kessin o zaman. insanların uydurduğu doğada var olmayan kurallar uğruna. Şöyle bir düşününce Dünya ve insanlar çok komik değil mi?
(bkz: bullshit)
Uzak olmayan bir tarihte birçok mesleğin sonunu getirecek olan devrim.
Ancak bu durum, türkiye gibi gelişime kapalı memur zihniyetli ülkelere her ne kadar geç ulaşsa da, eninde sonunda yenilgi kabul edilecek. insanlar gereksizleşerek, nüfus fazlalığı büyük bir yük haline gelecek. _ kaynak
Lisede bir dil ve anlatım hocası vardı. Adamın kafası kırıktı. Üst üste girdiği 2 ders süresinde ritimli bir şekilde sıraların arasında dolaşır kendi kendine konuşurdu. 2 yıl boyunca ağzından işime yarayacak tek kelime çıkmamıştır. Müdüre falan şikayet edildi, ne denetlendi ne de kimse umursadı. Ve bu adam bu şekilde emekli oldu. Yani demek istediğim çok çalışmak, işini düzgün yapmak falan hiç önemli değil. Bu ülkede yalnızca doğru zamanda doğru yerde olacaksın. Bu da biraz şans işi. Gerisi hikaye.
Vücut geliştirecek kadar abartmayıp, spora yatkın sıkı ve atletik bir vücut ve felsefi konularda fazla derinliği olmamakla birlikte aymaz da olmayan, farkındalığı yüksek bir erkeğin alacağı kıyas.
