chris isaak şarkısı. çok sıkıntılı, ıslak ve tuzlu.
you don't lie awake at night like i do.
cause you don't feel the way i feel about you.
you don't know how much this whole thing hurts me.
cause you don't cry, cause you don't need me now, cause you don't want me now.
you don't want me, cause you don't love me. that's what kills me.
you don't lie there wishing you could kiss me.
i bet you don't even miss me.
you don't know how much this whole thing hurts me.
cause you don't cry, cause you don't need me now, cause you don't want me now.
you don't cry, cause you don't need me now, you don't want me.
you don't want me, you don't love me. that's what kills me.
how long will my heart wait?
each night i pray to be with you.
how will long will this heart ache?
until the day you love me too.
well you don't cry, cause you don't need me now, cause you don't want me now.
you don't want me, cause you don't love me. that's what kills me.
you don't lie awake at night like i do.
cause you don't feel the way i feel about you.
her dizesi başka bir şiir.
bir şiirin başında çok üzgün, sonunda bu kadar öfkeli hissetmek mümkün mü?
bu kadar satırı okumak kaç dakikamızı alır ki?
bu satırları yazmak acaba iskender'in kaç canını aldı ki?
sen gittin
osmanlı imparatorluğu çöktü
şakaklarıma kır değil cerahat düştü
üşüdüysen beni giyin
açsan benim dudaklarımla doyur karnını
fakirsen benimle yetin
dediydim sana, sonra onlar geldi
büyük gözleri, büyük ihtirasları, büyük asırları vardı
tek kelime etmeden alıp götürdüler seni
asya'ya götürdüler sen bir dağsın diye kandırarak
makûl bir peygamber esvabı giydirdiler aklına
evdeki çiçek güneşlerden önce sana dönmüştü oysa
çok yerinde bir tespittin hayatımda
her ağlayışına, her gülüşüne kefildim
bir kendime nankördüm seviştiğimiz hayal anlarda
evet, adın, yüzün sürekli taciz ediyordu yalnızlığımı
ama razıydım körelmeye teninin girdabında
sen gittin
kıpkırmız elmalar boy verdi dal gibi kollarımda
şimdi sen bunu bir aşk şiiri sanırsın belki, ancak,
hiçbir canlı benim boşluğumu mezarında doldurmayacak
aklının pususuna yattım
seni indirdiğimde inecek gerçek cehenneme zifir şafak!
manam telaşlanırken
manasızlığım rahatlayacak!
hüsnü şenlendirici'nin arabesk havasını deniz seki'nin mükemmel yorumuyla harmanlayınca tadından yenmeyecek bir şey çıkmış ortaya.
zaten alabildiğine arabesk 2 kadın 1 adam hikayesiydi yaşadıkları.
bu şarkı da taçlandırmış bence.
bazen oluyor öyle, "imkansızı umunca".
yer yer gönlümüzü kulağımızı şenlendiren brütal ve scream vokalleri ile yürecikleri pırpır ettiren şarkı.
yerinde gidilip dinlenmeli. angaram ve dillere destan pavyonları.
sen aklımı koru yarabbim!
gidecek senden iyi kimsem yok yahut paşa gönlüm sana gelmek istedi demektir esasen.
zor zamanda sığınılacak kucak olmak iyidir de kürkçü dükkanı addedilmek bir yerden sonra yorar insanı.
gerçekten sizden başka kimsesi olup olmadığı bakışlarından anlaşılmalı.