ağzına vurulacak kızdır. tamam kızsınız, narin varlıklarsınız falan ama kaşınmayın da bizde de erkeklik dürtüleri denilen birşey var. koydukmu oturtururuz.
necdet karasevda: derviş ile adule.
(bkz: gılgameş destanı)
mehmed uzun: yitik bir aşkın gölgesinde ve aşk gibi aydınlık ölüm gibi karanlık.
paulo coelho: simyacı.
wıladımır bartol: fedailerin kalesi alamut.
bu günden sonra hayatıma yeniden yön vermem için gereken gazı bana veren hikayedir. 14. sayfaya kadar soluksuz okudum. işin acayip kısmı benimde çok sevdiğim taparcasına aşık olduğum kızın adıda esra'ydı. ve bende onu kendime bağlayamadığım için terk edilmiş ve ondan sonra kendimi toparlayamamış içime kapanmış biriyim. abartmıyorum 1 yıl geçti aradan ama hala aklım onda. ama dur demenin vakti bu geceymiş. yolum açık olsun.