öğrendikten sonra 9 ay boyunca dişinizden tırnağınızdan artırdığınızla bebek bezi alın, son 1 ay patates falan idare edin bebek maması alın gerisi olur gider.
yarım saattir uğraşıp giremeyerek olup olmadığını merak ettiğim durum. bir düğmeye basıp kapatır gibi kapatıyorlar aq. oldu olacak ülkeye bi düğme takın canımız sıkılınca kapatır gideriz a*mına koyim.
robotlaşmayı itaat etmeyi öğretir. her insan evladının genlerinde vardır özgürlük duygusu, özgür olmak ister, kendi fikirleriyle hareket etmek ister. bu düşüncedeki bir insanı fabrikaya kapatıp çalıştıramazsınız itaat ettiremezsiniz. tam da sanayi devriminin olduğu yıllarda dünyada askerliğin zorunlu ve vatan borcu olarak görüldüğü yılların başlangıcıydı. 50 yılda bir savaş olma ihtimaline karşı 1,5 milyon asker silah altında bekletiliyor 1 yıl boyunca. kaldı ki orduların artık kara kuvvetlerinede eskisi kadar ihtiyacı yok. dünyada 20 bin atom bombası varken kimsenin götü savaş başlatmaya yemez. anca orta doğu ülkelerini karıştırıp karıştırıp kozlarını payaşırlar, kendi ülkelerine savaşı götürmezler.
oturma ve çalışma haklarına sahip bir turist in bütün haklarına sahip oluyorsunuz bu sıfatı kazandığınız vakit. tabi kazanmak kişiye göre değişir kimi kendini hiçbir ülkeye ait hissetmeyip bu sıfatı almak isteyen de var istemediği halde anayasal suçlar işeyip vatandaşlıktan atılanda.
tabi birçok sıkıntısı da var bu durumun mesela bankaya gidip hesap açtıramıyorsunuz çünki kimliğiniz yok. devlet kurumlarını falan kafadan unutun zaten. gecenin bir yarısı polis durdursa 1 geceyi nezarette geçirmeniz içten bile değil, turist değilsin pasaport göstersen vatandaş değilsin kimlik göstersen nasıl anlatacaksın adama derdini. devlet hastahanelerine muane olamazsın özel hastahaneye gitmen gerekir vs.
Bugün savaşın 7. Yılı. Bu güne kadar hiç merak etmemistim savaşın nasıl ve neden başladığını. Amarikanın oyunu ajanların halkı ayaklandırması diye düşünmüştüm. Meğer olay daha farklıymış.
Bundan 7 yıl önce birkaç ortaokul öğrencisi elini bir kaç boya kutusu alıp okulun yolunu tutar. Okulun duvarına "halk rejimi istemiyor"yazar. Bunun üzerine okul müdürü polise haber verir, öğrenciler tutuklanır. Öğrencilerin velileri cocuktur yapmıştır bir hata deyip çocukları geri ister. Bunun üzerine Suriye iç işleri bakanı çıkıp "bu çocuklar olmamış yenisini yapın, yada eşlerinizi bize gönderin" açıklamasını yapar. Bu açıklamanın üzerine halk sokaklara dökülür. Halkı bastırmak için görevlendirilen kolluk güçleri onlarca kadına tecavüz eder karşı koyanları öldürür. Bu tavrın halkı korkutacağı sanan Esad ve yalakaları yanılırlar, gösteriler daha da elevlenir sokak çatışmalarına dönüşür. Savaşın fitili ateşlenmis olur.
Sonuç;6 milyon mülteci, 600.000 ölü. Yüzbinlerce yaralı. On binlerce aç ve hasta insan.
Bir milleti yöneten insanlar bu kadar vasıfsız olunca insanların eşlerine küfür etmeyi kendilerine hak görünce, küçük bir fitil bir dağı böyle yerle bir ediyor.
formül ezberleyerek matematik çözülmeeeeez. neyin nerden geldiğini öğrenin, a.q formülünü niye kullandık diye sorgulayın en baştan başlayın. orta yerinden başlayarak hiç bişey öğrenemezsin bütün konuları birbiriyle bağlantılı.
kendini kaf dağının efendisi gibi görerek hiç bi sikim elde edemezsin de o yüzden. zamanında osmalıda en güçlü benim en büyük benim kimse beni yenemez edalarıyla işi gücü bırakıp zevke sefaya dalmıştı, sonu malum. amarika son yıllarda en güçlü benim en büyük ekonomisi olan benim diyordu çin eline verdi sağolsun.
bu sorudan daha önemli bir soru var, neden sorgulanıyoruz?
madem yaptığımız bütün iyilikler ve kötülükler kaydediliyor sorgulanmaya neden ihtiyacımız var. sevapları ve günahları teyit mi etmemiz gerekiyor. koskoca melek yalan mı söyleyecek duygularına kapılıp fazladan günah mı giydirecek. bir de bunun savunma kısmı var biz bu günahlara karşı kendimizi savunacak mıyız savunursak allahın ikna olup günahımızı silme gibi bir durum söz konusu mu? öyle bi şey varsa biz hepten ç*kü tuttuk yine avukatların işine yaradı demektir bu. anadoluda vefat etmiş ayşe nineyle, istambul barosundaki bir avukatın kendini savunması bir olmayacaktır her halde. madem günahlarımı biliyorsun, kendimi savunmama da izin vermeyeceksen at cehenneme yanayım ne uğraştırıyon sorguyla falan.
evet aynen öyle oluyor, sebebi ise tek bir devlet kendi başına bu sisteme geçemez. extrem bi ülke olmanız gerekir bunu başarmanız için.
küba gibi küçük bir ülkeyseniz diğer ülkelerden yediğiniz ambargolar siker hoplatır adamı. ama çin gibi bir ülkeye koy bi ambargoda boyunun ölçüsünü görelim çin de sosyalist bir ülke. çin doğudan sikini sallasa avrupada yer yerinden oynuyor. hadi bakalm obama reis fidel castro ya sövüp saydığının bir tanesini Şi Cinping e söyle de görelim neyin ne olduğunu.
yunanistan anca amarikanın uşaklığını yapar, kendi başını bi sikim etmez. ekonomik güç demişsin de bu herifler daha geçen sene birbirini kırıyordu atinada ekonomik krizden.
biatçı, faşizan kültürü ne kadar sevmesemde bu düşünce yapısının neler yapabileceğine şaşırırsınız. ayrıca türkiye savaş anında tsk ya 5 milyona kadar kan pompalar. yunanistanın nüfusu 11 milyon bunun yarısı kadın 5 milyonunda 3 milyonu savaşamayacak kadar yaşlı, bütün genç nüfusunu cephede kaybetmeyi göze alıyorsa buyursun çıksın er meydanına. bakalım 11 milyonluk ekonomik güç yetecekmi götünü kurtarmaya. yoksa daha azını bile açmadan götüm götüm kaçıp amarikanın kucağına mı atacak kendini.
eğer koceli-gebze istikametinde ilerliyorsanız o dayanılmaz koku osuruk değildir milletin günahını almayın koceli sanayi bölgesinin size armağanıdır. koceliye hosgeldiniz gibi düşünebilirsiniz. havalandırmayı kapatarak bir nebze olsun hafifletebilirsiniz kokuyu.
bu gün bir dua bulmuş, 4444 kere okuyunca duaların kabul olur demişler garibime. e yaşlı kadın gözleri zaten az görüyor, yorulmuş artık okumaktan. durmuş "olum hani sen kaydediyon ya sesini arkadaşlarına yolluyon, benim sesimide kaydetsek tekrar tekrar okutsak olmaz mı" dedi.
hay senin aklını öpeyim, heni derler ya zeki insan soru sormasını bilen insandır diye. şu soru benim diyen ateyizin aklına gelmez gençler.
salak mıdır nedir amk, yar yer topraktan 30 mt yükseklikte kar yer yer kara bile olmadan okyanusun üstünde metrelerce yükselen buzun üstünde bir yeri kim niye sahiplensin aq. sahiplense nasıl koruyacak, uçakla yada helikopterle yılın sadece 1 ayı gidilip geline biliyor diğer aylarda hiç bir şekilde ulaşım yok tipi fırtına. ne yapacaksın aq kutupları fethedip buzulların erimesini mi bekleyeceksin karaya ulaşmak için. arpa buğday mı ekeceksin 30 mt yeri kazıp.
he lan müthiş dönüyor yıllık 10 milyon dolar. bunun 1 milyonu türkiyenin cebine giriyor. 10 milyon doların büyüklüğüne kafan basmaz şimdi izah edeyim devlet suriyeli mültecilere 30 milyar tl yani 8 milyar dolar para harcadı. ordan hesap et artık nasıl bi ticaret olduğunu.
bi tabur erkeğin içinde çalışıp başörtüsü takması neyi değiştirecek merak ettiğim durum. çalıtığın yer askeriye yavrum erkeklerin taşak muhabbeti yaptığı üstün astı yerden yere vurduğu bir yer ama yinede sen bilirsin.
zaten koruyabilse cihat diye bir kavram olmazdı. aynı şakilde hristiyanlık içinde geçerli koruyabilse papa haçlı ordularını kurup osmanlıya akın etmezdi.
dit: belki de insanlığın ne yaptığını umursamıyordur.
saçmalıktır konyadan muhtarlık bile olmaz kaldıki başkent olacak. konyaya dışarıdan bi konuk başbakan falan gelse utancımdan ölürüm herhalde. adam burası afrikamı der koyar gider yeminlen.