sozlukteki, kucuk bir anlayissiz kesimin varligi sebebiyle, sozluge bir seyler yazmaktan nefret etmektir. siz ne yazarsaniz yazin anlamayacaklar ve size kufredeceklerdir. boyle insanlarin varligi, bizim gibi "kaliteli ve mukemmel" sozluk yazarlarini uludag sozlukten sogutuyor. buna bir care bulunmasi gerekmektedir.
anlayamadigim beyhude caba. sahsen tekstil fabrikasi sahibiyim. fabrikamda calistirdigim yuzlerce iscinin hemen hemen hepsi bunu yapiyor. geliyorlar, "patron soyle boyle, zam ver" vs.. veya onu da gectim, bazen sokakta filan da rastliyorum. zenginlere surekli bir bok atma cabasi var.
guzel kardesim, madem fakirsin, fakirligini bil. ben bu fabrikayi kolay kolay insa etmedim. elbette gidip magazalardan marka elbiseler alacagim, elbette haftada 5 gun makarna yiyen insanlara catacagim. otobus duraginda sabah aksam bekleyen insanlari gorunce tabi ki de tebessum edecegim. zengin bir insan olarak bunlar en dogal hakkim.
senin beni elestiriyor olman cok itici bir durum. tamam, elestirinin her turlusunu kabul ederim, elestirme hakkina da saygi duyarim ama bu is bana itici geliyor. geldin benden is istedin de vermedim mi yahu? yapmayin boyle seyler lutfen.
sozlukte de cok var bu insanlardan, dikkatimi cekti hemen. keske olmasaymissiniz.
yilin 12 ayi yiyecek yemek bulamayan, ramazan gelince de "nasilsa kimse yemiyor, ben de oruc tutar gibi yapayim da fakir gozukmeyeyim" diye dusunen zavalli insanlar. bu insanlarin varligi, devletimizin ve milletimizin ayibidir.
bunlar aksamlari iftar cadirina giderler. iftar cadiri da neyse artik.. fakir fukara toplama kampi gibi bir yer. gidip orda iftarlarini acarlar. yine de, fakir de olsalar dini bir vecibelerini yerine getirmis olurlar, saygi duyarim. bir de iftar cadiri kapanirken yemek artiklarini toplamaya calismasalar tam super olacaklar da.. o hareketi kendilerine hic yakistiramiyorum.
zaten topu topu 7 gun suren haftanin tami tamina 5 gununu makarna yiyerek geciren yoksul kisiler. geri kalan iki gun ne yiyorlar diye merak ettiginizi biliyorum; hicbir sey yemiyorlar. o kadar fakirler ki, geri kalan iki gun boyunca yemek alacak paralari kalmiyor.
halbuki arada sirada kebapcidan iskender kebap filan ismarlasalar da mideleri bayram etse. hayat makarna yemekle gecmez ki. goren de italyan sanacak bunlari. halbuki bildigin turkiyeli fakirler hepsi.
giyim zevki sifir olan fukara, yoksul kisi. gercekten bu tip insanlar cok kotu giyiniyorlar.
gider her persembe gunu halk pazarindan defolu ve taklit urunleri alir giyerler. bir kez olsun markali bir urunun orijinalini giydigi gorulmemistir. 3-4 lira ucuza alayim diye bu kadar rukus olmanin da bir alemi yok. pazardan 2 tane alacagina, gitsin magazasinin sezon sonu indiriminden 1 tane alsin ama guzelinden alsin. ben bu parasiz pulsuz insanlari anlamiyorum.
paralari olmadigi icin otobus duraklarinda saatlerce otobus bekleyen, hem yaz sicaginda hem de kis sogugunda perisan olan zavalli insanlar. bunlar bazen aralarinda 4 kisi birlesip taksi tutmaya falan kalkarlar ama paralari yetmez, yine otobus beklerler. bir de fakir olduklarindan olsa gerek cekingendirler; "abi gel taksi tutalim" demeye korkarlar. karsisindaki adamin, kendisinden daha fakir oldugu sanrisina kapilirlar.
ne zaman bir otobus duraginin onunden gecsem, uzulurum bu insanlara. sehrin ortasinda sefalet yasiyorlar, yazik. cok uzuluyorum.
bir kablomodem markasi. frekans ayari yapabilmek icin http://192.168.100.01/gscan.htm adresini kullanmak lazimdir. bunu cogu netmaster kullanicisi bilmez ama faydali bir seydir, belirteyim dedim.
tripodlarda bulunan, egimli arazide duz cekim yapilabilmesini saglayan aparattir. egimli bir yerde cekim yaparken su terazisindeki su damlacigini eger ki tam olarak ortalayabilirsek, tripodu duzlemis oluruz. karanlik havalarda da bu ayarin yapilabilmesi icin genelde fosforlu olur bu su terazileri.
