yaklaşık 1 hafta önce izmirdeydim. şimdi ise karsta. 10 gün sonrasında gene izmir'de olacağım. buraya geldiğimde kars izmir'e göre sıcaktı. şu anda ne durumda bilemiyorum. bence sizde kars'ı bilip etmeden bok atmayınız derim. yok görüyorum arkadaşlar eskişehir'den, istanbul'dan yorumlarda bulunmuşlar.. cuvıh, olmaz..
yaklaşık 2 haftadır torrent ile çekmeye çalıştığım dizi. çekmek isteyen arkadaşlar olursa akıllarında dipnot olsun. dizinin toplamı 34 gb arkadaşlar. kolay gelsin.
sözlüğün amacından uzaklaştığının en güzel örneklerinden biridir. nedendir bilinmez ama var bizim insanlarımızda bu tarz şeyler. dişi yazarın nickaltına sıçıp batırmak, seri artı oy vermek. hatta yüzsüzlük edip, özeline giderek "lan bi entry girdim oylasana" diyenleri bile vardır bunların. kısacası
hala kapanmayan ve tam gaz devam eden, alsancağın en güzide mekanlarından biridir. içmek isteyen ve cebinde 3 5 kurusu kalan öğrencinin uğrak yeridir. yanında bayat mayak ama güzel kafaya hoş giden mısır verdikleri de doğrudur. genellikle içinde çalan heavy/thrash/hard rock ve arada giren pink floyd şarkılarıyla tadından da yenmemektedir.
ben bugün bunu gördüm. hayır anlaşılmaz. ironik bir taraf da barındırmakta. aksine artılanmalı, desteklenmeli. ama neden? okumuyor musunuz yoksa okuyup beğenmiyor musunuz? sizin doğrunuz nedir bilmiyorum ama sonuçta herkesin doğrusu kendine azizim. seri eksi oya kurban gittiğini bile düşünüyorum bu tarz entrylerin. neyse siz eksilemeye devam edin. böyle yaptıkça biz de sizi bilgilendireceğiz *.
edit: eksilemeye devam hacı. bak 2 kere 2 de 4 ediyor. öğren diye dedim *.
erkeklerin kendilerinden daha zeki, güçlü, çözüm üreten insanları hayatlarında istememesidir asıl mesele. öyle bi hatun olacak ki onu geliştirecek, büyütecek. eğer kız arkadaşı ondan daha bilgili biri olsa bu sefer erkek komplekse girecektir ve erkeğin komplekside çekilmeyecektir.
bulunduğum şehirde, isimde veriyorum: denizli'de bir kaç bira sonrasında açlığı hafif bastırmak için yanına yumulduğum ve bir kaç tane yedikten sonra "abi bunları nereden getiriyorsunuz?" şeklinde ünlemli bir soru sorduğum ve karşılığında "izmir" cevabını aldığım ama tatmin olmayarak "izmir neresi?" şeklinde ikinci bir soruyu yönelttiğim ve bu sefer "kadifekale" şeklinde cevap alarak ortamdan jet hızıyla uzaklaşmamı sağlamış besindir. çok seviyorum ama yemek için izmir yollarını gözlüyorum. hatta önceden sipariş verdiğimde oluyor *. yapılış şekli insanda mide bırakmasa da boşverin. ne midesiz şeyleri kabul ediyoruz yeri geldiğinde diyor afiyet olsun diyorum *.
hadi türkiye'de türk birası pahalı oldu da alman birası neden almanyadakinden kat kat daha pahalıdır? sorusuyle gece antrenmanı yapmamızı sağlamış hadisedir. gelin vazgeçelim içmekten. nescafe hala 25 kuruş muydu? *.
13 14 haziran 2009'da ülkemize gelecek olan gruptur. henüz yer, saat konusu kesinlik kazanmasa da sitelerinde haber geçmektedir. ayrıca demeden de edemeyeceğim savatage grubunun kurucusu jon oliva tarafından 2003 yılında temeli atılmıştır da.
"gel şimdi dinle beni" diyen dark tranguillity şarkısı. bu saatte headbang bile yaptırır adama. ayrıca bu sene ülkemizde hafif gay şarkıları çalıp milleti uyutacaklarına keşke bi monochromatic stains çalsalarıdı da kendimize gelseydik de dedirmiyorlar değil hani.
zamanımızın çizgi filmi. yürüyen yollarından tutunda, tasıma araclarına, hap şeklinde alınan yemeklerine, kıyafet giydiren makinalarına, robot hizmetcilerine kadar baştan aşağı teknoloji kokuyordu. en güzel yanı da tas devri'nden hemen sonra yayınlanmasıydı *.
bu yılın da şimdiden konser yılı olması olduğu müjdesini bizlere yaşatan baba grup. bir kez de olsa canlı izlemek ve hep birlikte sometimes i feel like screamin söylemek için neler verilmez ki.
savatage'in en iyi albümlerinden biridir. criss oliva'nın ölümünden sonra cıkarıldıgı için kadroda vokalde jon oliva yer almamaktadır ama sarkı sözleri ve müzikler kendisine aittir.
kadro:
Zachary Stevens - Vocals
Alex Skolnick - Guitar
Johnny Lee Middleton - Bass
Steve Wacholz - Drums
ayrıca; albümle aynı adı tasıyan sarkıdır ve 1.05- 1.45 dakikaları arasında insanı yokusa sürükler. süper. tek kelimeyle.
sentenced'ın bel kemiklerinden biri idi. her ne kadar grup dagılsa da ve hatta baska gruplarda calmaya baslasalarda insanın içinde bulunan ve notalar duyulmaya baslandıgında tüyleri ürperten grubun gitaristiydi. evinde ölü bulundu diyorlar. sebebi bilinmiyor. ama önemli olan bu adamın artık olmayıs olması.
ve şimdi bir mourn da benden. hatta bir, iki, üç...
edit: pink floyd tekrar birleşse de izlesek derken rick wright öldü. şimdi sentenced ümitleri tasırken Miika Tenkula. neden? *
hiç bir sekilde kaybedilmemiş eski binaların arasından gecerken kenarda köşede minicik güzel kedilere rastlayabildiğiniz, deniz dediğin soğuktur mantıgına en iyi uyan yerdir. ünlülerden gecilmeyen tatil beldelerine bin basar niteliktedir gönlümde. bak şimdi cok sey yazmak istiyorum ama olmuyor. anlatılmaz, yaşanır yerlerindendir bu nedenle.
pandora ismine sahip bir yarısmacının yarısmaya katılması durumunda acun ılıcalı ile aralarında gecen muhabbetin insanlar üzerinde dumur etkisi yaratacağı hadisedir. en az pandora'nın kutusu kadar etkilidir *.
+: pandora kutunda ne hissediyorsun?
-: seri eksi oy *.
daha ilk sarkıdan şunu söyleyebilirim ki "kesinlikle bu bildiğimiz my dying bride değil". aaron'un sesi dısında hersey neredeyse değişmiş. agırlasan ritim yerini hafifte olsa bi yeniliğe acmıs. bu kötü mü demek oluyor. hayır. yalnız kendi tarzlarında kalsalardı fena mı olurdu. ona da hayır.