fotografçılığa meraklıysanız, bu şehirde en güzel fotografçılık eğitimi alabileceğiniz yer, kayseri fotograf sanat evi dir.
ayrıca sanat adına her türlü paylaşımın yapıldıgı, photoshop eğitimlerinin olduğu, ünlü fotografçıların seminerine katılabilme fırsatı bulabileceğiniz, kısa film çekimlerini de öğrenebileceğiniz en başarılı yerdir.
devamında "benim için tecrübe oldu" diyebilir. lakin bunu diyen insanların çoğu, bu tecrübeyi hayatında utgulamakta zorlanır. dediği tecrübeler en çok başkasına nasihatta bulunurken bir tek işe yarar.
sevgilinin, dil yarasıyla yüreğinize açtığı yarayla yaşanabilir.
" istediğim kadar mutlu değilim, nasıl olacağımın yarısını biliyorum diğer yarısını bilen kişi ile henüz tanışmadım mı acaba? "
şimdiye kadar bana ettiği en ağır laflardan biriydi. ilk okuduğumda nutkum tutuldu. ilerleyen saatlerde kafamı yastığa koyduğumda yine hatırladım. canım yandı. gözlerimden süzelen damlalarla ıslanmış yastığı çevirdim. alev topuna dönmüş yüzüm, yastığın soğuk yüzüyle rahatladı. ama içimdeki ateş hala yanıyordu....
hayatına giren kadınlardan farklı olduğumu düşünüyordum. onu en çok seven, gözlerinin içine bakarak mutluluğu için çabalayan, çırpınan en çok ben değil miydim. bunu bu kadar yürekten istediğim için belkide bir farkım olması gerektiğini düşünüyordum. anladım ki bir ben düşünüyormuşum.
kalbimdeki yeriyle yüreğimi büyüten, o büyüklükle yaptığım bütün emek ve sevgi ona yetmemişti. belki de bunu hiç görememişti. oysa yıllarca görmesi için onu, ne kadar zorlamıştım.
kendimi onun yanında düşünmüşüm. meğer ruhum hep onunlaymış. şimdi ise esen bir fırtına, onun yanından beni uzaklara savurmuş. bilmediğim bir yere düşmüşüm. her yanım toz duman, kolum kanadım kalkmaz olmuş. ıssızlıkta ıssız kalmışım. haddimi bilmişim.
şimdi ruhumu onun yanına tekrar götürmeye ne gücüm, ne de bunu istediğine inandığım birisi kalmış.
" keşke onu ben mutlu edebilseydim " demek şu saatte ne kadar anlamsız ve acı. oysa sırf bu keşkeleri dememek için uğraşmamışmıydım.
sevgi emekti. o, benim emeğimdi. meğer bir benim bildiğim, ona ise yetmemiş bir emekmiş. şimdi ise daha fazlasını yapmaya, ne yürek, ne fırsat, ne de gücüm var.
ona karşı içten gülümsememi görmeden benimle tanışmıştı. şimdi hangi söz, hangi cümle o ana dönüp, o gülümsememi ona gösterebilirdi.
zaman geçmişti. ben bana verdiği zamanda sevdiğim adamı mutlu etmeyi yine, başaramamıştım.
onun varlığı dahi beni güçlü, mutlu ederken ben ona bu duyguyu yaşatamamışım. canım öyle yanıyor ki.
o bana bu lafı etmiş. belli ki ben bu lafı hak etmişim. peki hak edecek ne yapmıştım.
önümde iki seçenek kaldı. onun benimle mutlu olmadığını bildiğim halde kendi mutluluğum için onu zorlayarak devam edeceğim, ya da anlamsızlığımı, haddimi bilerek, kendimi hatırlatmaktan vazgeçeceğim. benim için sanırım ikincisi daha gururlu bir seçim olmuştu.
her zaman sana acılan kapıyı
calıyorum
kapı açılmıyor
yaşlı kapıcıya sebebini soruyorum
artık ona kapı açan biri var diyor
öylece kalakalıyorum
oysa ben, sana kapı açmak için kapını çalıyordum
bunlar allahtan ek iş olarak sünnetçilik yapmıyorlar. düşünün bir berbere şu kadar kes dersiniz, o hep kafasına göre çok keser. pipiyide böyle yapar bunlar allah muhafaza.
güldüğün zaman gülen yüzler, verdiğin zaman hakkım bu deyip elindekini kapanlar.
karşısındaki, iyiyken dost kötüyken en azılı düşmanı yapanlar.
yapılan bütün samimiyetin ve içtenliğin itiraflarını aşağılamakta ve yermekte karşısındakine silah olarak kullananlar.
maskenizi bir zahmet siz çıkarınız. korkarım, ben çıkarırsam çıplak kalıp üşüyeceksiniz.
barzani ve talabini'nin bugünkü açıklamalarına yorumunu soran gazetecilere "onlar benim muhatabım değil" diyen cumhurbaşkanı. dışişleri bakanlığı yaptığı zamanda onlarla görüşmeye gitmemiş midir. salı günü ise şimdiki dışişleri bakanı ali babacan görüşme yapacağını açıklamamış mıdır. ben mi balık hafızalıyım acaba birileri bir yerlerde yanlış yapıp, inkar mı ediyor acaba.
sürekli kadınlar tarafından dışlanan erkeklerdir. bir kadın annesine bağlı olabilir. hakkıdır. evinde mobilyaların yerini değiştirmek için dahi anneye danışabilir, günde 100 kere anneyle telefonda konuşabilir. ama erkek anneye bağlı olamaz. bunu gösterdiği an ana kuzusu sıfatıyla kapı önüne konabilir. bir yerde haksızlık var ama bunu görebilen kadının heykelinin dikilmesi gereklidir.
hep büyük bir yalnızlık içinde olduğunu düşündüğüm yazar. onu anlatan turgut uyar'ın bir şiir var. bazı şiirler bir insana çok yakışır. bu şiirde benim ona yakıştırdığımdır.
aşkım da değişebilir gerçeklerim de
pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı
yan gelmişim dizboyu sulara
hepinize iyi niyetle gülümsüyorum
hiçbirinizle döğüşemem
siz ne derseniz deyiniz
benim bir gizli bildiğim var
sizin alınız al inandım
sizin morunuz mor inandım
ben tam kendime göre
ben tam dünyaya göre
ama sizin adınız ne?
benim dengemi bozmayınız
sevgili günlük,
adam sevmek adam gibi bir yürekle oluyormuşta, karşındaki adam değilse sonunda yürek hep mutsuz oluyormuş.
sen yaptın deme günlük, peki dürüst mü olalım. ben yaptım. ne yaptım 10 sene birini sevdim.
atalar deveye diken insanı siken yaranır demiş . ben insan oldum sevdim. her defasında seven kalbe boşalıp boşalıp giden , her gelip gidişinde kıçı dahada tavan yapan bencil ben, olamadım.
hep gidecek diye kavga etmeye, bağırmaya, başımı eğdiğim yerden gözerimi çekip yeter deyip silkelenmeye korktum. bana verdiği acıyla onsuzluktan korkup, onursuzluğu seçtim.
onun aşkı için girdiğim tüm iyi kötü kimliklerden bugün sıyrılıp, içimdeki bir adama ait bütün aşk kokulu duygular akrebin iğnesindeki zehire döndü.
onun için, artık inşallahla başlayan bütün iyi dileklerim inşallahla başlayan beddualara dönüştü.
inşallah benim sevğime muhtaç bırakacak insanlar karşısına çıkar. karşıma çıktığında inşallah beni taştan kalple bulur.
madem iyisin
anladık iyisin,
ama neye yarıyor iyiliğin.
seni kimse satın alamaz,
eve düşen yıldırım da
satın alınmaz
anladık dediğin dedik,
ama dediğin ne?
doğrusun, söylersin düşündüğünü,
ama düşündüğün ne?
yüreklisin,
kime karşı?
akıllısın,
yararı kime?
gözetmezsin kendi çıkarını,
peki gözettiğin kimin ki?
dostluğuna diyecek yok ya,
dostların kimler?
şimdi bizi iyi dinle:
düşmanımızsın sen bizim
dikeceğiz seni bir duvarın dibine
ama madem bir sürü iyi yönün var
dikeceğiz seni iyi bir duvarın dibine
iyi tüfeklerden çıkan
iyi kurşunlarla vuracağız seni
sonra da gömeceğiz
iyi bir kürekle
iyi bir toprağa.
eğer çok yakınınızın ölüm haberini aldıysanız: bir arabanın altında ezilmiş gibi olursunuz.
eğer çok yakınınızın intiharla ölüm haberini almışsanız: bir tırın altında ezilmiş gibi olursunuz.
her iki durumda acıdır lakin biri daha ezer adamı.